Remus Lupin'in Düşüşü

15 2 6
                                    



6 Kasım, 1976


Son yirmi dört saatini etrafı perdelerle örtülü yatağında geçirdikten sonra Dorcas, yüzünü dünyaya göstermek zorunda kalacağı an nihayet geldiği için çok mutsuzdu. Çekmecesindeki bütün abur cuburları yemiş ve vaktinin büyük kısmını uyuyarak geçirmişti. Mesanesi iyice dolduğundan ve üstündeki kıyafetler ter kokmaya başladığından, uzun bir duş alması gerektiğini hissediyordu.

Oda arkadaşlarının yüzünü St. Mungo'ya gitmek için şatoyu terk ettiğinden beri görmemişti. Hayatta en çok korktuğu şey o an Mary, Narcissa ve Bellatrix'e nerede olduğuyla ilgili hesap vermek zorunda kalmaktı. Gerçi Mary onu yakaladığı ufak bir aralıkta özür dilemiş ve Mia olayı için onu suçlamaması gerektiğini söyleyip aralarındaki limoni hali yumuşatmıştı. Black kız kardeşlerin ona Hogsmeade'de neden herkesi ekip kaçtığıyla ilgili tek kelime bile etmemiş olması ise endişe vericiydi. Bu durum Dorcas'ı rahatlatmaktan ziyade içine daha da çok kurt düşürüyordu.

Saç ve vücut havlularını katlayıp kolunun altına sıkıştırdı ve çok yavaş perdeyi araladı. Amacı hiç ses yapmadan ve kimseye görünmeden, bir fare gibi yatağından banyoya gidip geri gelmekti. Fakat bir hayalet bile Black kız kardeşlerin gözünden kaçamazdı.

"Yüzünü gören cennetlik!" diye şakıdı Narcissa'nın samimi sesi.

Dorcas, korku filmindeki bir canavara bakmaktan korkar gibi yavaş hareketlerle boynunu çevirdi ve arkadaşıyla göz göze gelip gergin gergin gülümsedi.

"Günlerdir ortada yoktun. Bir sorun yok, değil mi? İyi misin?"

"Hıhı. Biraz..." Sesini kullanmamaktan kısılmıştı, boğazını temizledi. "Hastaydım sadece."

"Yaa, geçmiş olsun." Konuşan tek kişi Narcissa'ydı. Bellatrix orada olmasına rağmen tek kelime etmiyor, sadece inceliyordu. Dorcas ona bakmaya bile korkuyordu aslında, ama bakışlarını üzerinde hissedebiliyordu.

Narcissa kasvetli odaya fazla gelen bir canlılıkla devam etti konuşmaya. "Senin olmadığın süre boyunca hiç toplantı yapmadık. Dönmeni bekledik, antrenmanlardan geri kalma diye. Eh, artık iyi olduğuna göre..."

"Ha, hıhı." Dorcas kibar ve istekli görünebilmek için bütün gücünü sarf ediyordu.

"Öyleyse bugün bizimkilere baykuşla haber yollayayım ben." Kız yerinden fırlamıştı bile. "Bu arada, artık toplantılara Hogsmeade'de devam edemeyeceğiz. Yani orası da iptal... Bizim çocuklardan birinin odasında hallederiz diye düşünüyoruz. Bu akşam sana uyar mı?"

Telaşın bütün vücudunu sardığını hissetti Dorcas. Alnı ve ensesi ısınmış, elleri soğumuştu. "Ha, bugün mü? Bi-bilmiyorum ki ya."

"Yoksa bir planın mı var?" Narcissa tek elini beline koydu. "İki gündür yataktan çıkmadın, hala hasta mısın ya da? Neyin var?"

"Yo yo, bir şeyim yok, sadece halsizlik." Hayatta en korktuğu şey, neyi olduğunun sorulmasıydı. "Bugün- bugün olamayabilir dedim çünkü, yani emin değilim tabi ama Mary beni bir yere davet etmişti. Ben de işim yoksa gelirim demiştim de- ondan yani şey ettim."

Narcissa Bellatrix'e manalı manalı baktı. Kalkık kaşları düşmüş, gülümsemesiyse bir milim bile oynamamıştı. "Hadi ya? Slytherin'da olmasa gerek, olsa duyardık çünkü."

"Değil. Ee, şeyde, Gryffindor kulesinde."

Kız hayatında duyduğu en saçma şeymiş gibi yüzünü buruşturup güldü. "Oraya gidip ne yapacaksın ki?"

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Feb 05 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

Alohomora | Çapulcular DönemiHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin