seeeellllammm. medyadaki benim soulmate abdulrahim başkanım gözlerinizi şenlendirsin💅🏽 iyi okumalaaar💋
kerem'den
hepimiz şokla olduğumuz yerde kalmış, nando abiyi izliyorduk. burdan ayrı kaldığı sürede bayağı bir değişmiş, yapılanmış ve karizmasına karizma eklemişti.
apo'nun tepkisine bakmak için döndüğümde çenesi kasılmış -ki bunu ne zaman dolacak gözlerini engellemeye çalışsa yapar- bir şekilde gördüm.
iki reyon arkadan bağırarak "durex mi okey mi?" diyerek elinde prezervatiflerle gelen mauro olduğu yerde kalmıştı.
artık böyle mal gibi beklemektense, uzun zamandır görmediğim abime sarılmaya karar verdim. gerçekten çok özlemiştim.
"abi hoşgeldin" sesim ne kadar çıkabildiyse öyle konuştum.
yanağımdan makası aldı ve bir kere daha sarıldı "hoşbuldum sarı kafam, ne kadar özlemişim" dedi.
herkes ortamın yumuşamasıyla marketin ortasında hasret giderdi. geriye apo abi kalmıştı. merakla bekliyorduk.
fernando haliyle çekiniyordu, gelecek atak tabii ki apodan olacaktı, eğer olacaksa tabii.
ama fernando hepimizi şaşırtarak bir adım atmış ve apoya sarılmıştı. apo da en az bizim kadar şaşkındı.
nando, aponun rahatsız olacağını düşünerek konuştu."özledim, sadece sarılmama izin ver lütfen."
yalvarır tondaki sesi hepimizi duygulandırmıştı. onları tek bırakmak adına dağılmıştık marketin içinde. ama bir kulağım ne konuştuklarındaydı.
"kerem ya şu çilekli keklerden de mi alsak?" diyerek dikkatimi dağıtan altaya yanıt verdim,
"hayatım olmaz alerjin var yiyemezsin, ayrıca iki dakika dur bi şey dinliyorum." diyerek kafamı o tarafa doğru uzattım.
hala sarılıyorlardı. marketteki teyzeler garipsese de bu onların ne kadar umrundaydı kim bilir.
"özür dilerim eğer rahatsız ettiysem, ben...sadece özledim ve- ve öyle görünce dayanamadım." diyerek konuştu muslera.
"yok hayır, hayır sorun yok. ve...ben de özlemişim, ne kadar bunu hak etmesen de." diyip buruk şekilde gülerek yanıtladı abdülkerim.
musleranın yüzü düştü, "haklısın, diyecek lafım yok sana. ama her şeyin bir açıklaması var, zamanımız olursa anlatacağım, o da tabii istersen." dedi.
apo umursamayarak ve role bürünerek konuştu,
"bize gidiyoruz şimdi çocuklarla, eskisi gibi sabahlamayı düşünüyoruz. eğer katılmak istersen, bekleyenin falan-""hayır yok. kesinlikle yok emin ol. ve evet teyzemleri gördükten sonra yanınıza gelirim seve seve." diyerek apoyu bölüp cevapladı nando.
apo ne diyeceğini bilmeyen şekilde etrafına bakarken beni fark etti.
hızla market arabasına atlayıp altaya seslendim,
"altay kasaya sür, hızlı!"dedikten sonra sürmesiyle konuştum "sevgilim ya hiç de sorgulamıyor yerim ulan seni." diyerek öpücük attım.
altay sırıtarak karşılık verdi "seni sorguladığım tek bir gün olursa çek vur beni, bir emir eri komutanının emrini asla sorgulamaz." dedi.
bizi duyan ismail kusuyor gibi bayılma numarası yaparak barışa doğru düştü.
market arabasının içinden ikiliye doğru okkalı bir nah çektim.
"size girsin." diyerek kasaya sürdü altay.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
kekosun | alker
General Fictionmahallenin sevilen, efendi çocuğu kerem ve on beşinden beri yanık olduğu en yakın arkadaşı Altay. kerem ikisini imkansız sanıyordu, sahi öyle miydi? yan shipler; barış×ismail arda×ferdi mert×icardi yunus×halil volkan×emre