19

53 8 0
                                    


Motak karşısında ki kötü ruha ardı ardına yumruk atarken bir anda duraksamıştı. Hepimiz şaşkın bir şekilde bakarken ters bir şeylerin döndüğünü anlamıştık. Motak şaşkınlık ve öfkeyle ona bakarken birden havalanmaya başladı. "Mun bir şey yap!" Hana telaşla Mun'un kolundan çekiştirmeye başladığın da Mun kafası ile onaylayıp ellerini iki yana açtı, ellerini açar açmaz yerden havaya doğru yükselen renkli dumanlar belirdi. 

Bu bölgeydi. Mun bölgeyi açar açmaz Motak hyung yere indi ve karşısında ki kötü ruhun karnına doğru sağlam bir tekme attı. Kötü ruh tekme ve açılan bölgenin etkisi ile geriye doğru sürüklendi. Motak kendini toparlarken, Mun kötü ruhu telekinezi gücü ile havaya kaldırıp diğer duvara fırlattı. Ama kötü ruh tek bir bakışı ile yanında ki ahşaptan yapılmış rafları bize doğru, Hana ile bana doğru fırlattı. Hana da hızlıca beni kenara itip yana atladı. Bu sayede ikimiz de üstümüze gelen raflardan kurtulmuştuk.

Bunu gören Mun öfke ile havaya kaldırdığı kötü ruhu sert bir şekilde yere fırlattı ve üstüne çıkıp yumruklamaya başladı. "Hepinizi geberteceğim ve güçlerinizi ele geçireceğim!" Kötü ruhun attığı çığlıklar eşliğinde korkuyla bakakaldım. O iğrenç yaratık pis pis sırıtarak Mun'un boğazından tutup karşısında ki duvara fırlatmıştı. Bakışlarım Motak ile Hana arasında mekik dokurken içeriye Bayan Chu ile bir çocuk girdi.

Gelen çocuğun kim olduğunu önemseyecek vaktimiz yoktu, o yüzden hızlıca harekete geçtik. Motak, kötü ruhun elinde çırpınan Mun'u kurtarabilmek amacıyla o tarafa doğru koştu ama birden o da havalanmaya başladı. Ben daha da korkarken bu seferde Hana koşmaya çalıştı ama hemen kolundan tutup onu durdurdum. Endişe ile bana baktığında ise kafamı sağa sola salladım.

"Telekinezi kullanıp onun gücünü bastır. Böylelikle Motak ve Mun'u kurtara bilirsin. Ama fiziksel güç kullanırsan seni de yakalar." Soluk soluğa konuştuğumda kafası ile onaylayıp dediklerimi yapmaya başladı. Telekinezi ile kötü ruhun gücünü bastırmaya çalıştı ama kötü ruh o kadar çok güçlüydü ki elinden hiçbir şey gelmedi. Hana kötü ruhun gücünü bastırırken ben arkamı dönüp Bayan Chu ve yanında ki çocuğa baktım.

Bayan Chu'nun yanında ki çocuğa bakmam ile beynimden vurulmuşa döndüm, onu tamamen unutmuşum. Lanet olsun, Siwoo şu an tüm bu olanlara şahit olmuştu. 

Ama dediğim gibi şu an bunu düşünecek zamanımız yoktu ve bize yardım lazımdı. Benim de henüz telekinezi yeteneğim olmadığı için bu yardımı Bayan Chu'dan beklemeliydim.

Kendime gelmek için hızlıca kafamı salladım ve sakinleşip Bayan Chuya döndüm. "Bayan Chu siz lütfen Hana ablaya yardım edin." Telaşla konuşurken sadece kafasını salladı ve Hana'nın yanına gitti. Ben ise o sırada şokta kalmış olan Siwoo ya yöneldim. Garibim hayatında ilk defa bu tarz şeye şahit olmuştu.

Hızlıca karşısına geçip omuzlarından tuttum ve kendine gelmesi için sarstım. "Siwoo bana bak!" Gözleri hala kötü ruh ve avcılar arasında mekik dokuyordu. "Siwoo kendine gel! Yardımına ihtiyacım var." Duymuyordu, beni duymuyordu. Kendine gelmesi için biraz gerileyip yüzüne tokat attım. Attığım bu tokadın etkisi ile sağ tarafa doğru sedelemiş ve yere düşmüştü. Ben bu kadar güçlü müydüm ya?

Kendine geldiğinde ise yanağını tutup dehşet içinde bana baktı ve korkudan titreyen dudaklarını araladı. "Yuna, burada ne boklar dönüyor?" Gel de anlat şimdi. 

İki elimi yanaklarına koyup bana odaklanmasını sağladım. "Bak Siwoo. Şu an panik yapmanın sırası değil. Lütfen sakinleş ve dediklerimi uygula." Yalvaran gözlerle bakmaya devam ederken tereddütte kalsa da kafasını sallayarak onayladı. Bende teşekkür amaçlı kafamı salladım ve yanağında ki ellerimi ellerine indirdim. "Teşekkür ederim Siwoo, çok teşekkür ederim. Şu durumdan kurtulur kurtulmaz sana her şeyi anlatacağım. Ama şimdi içeride ki müşterilerin güvenliğini sağlamalıyız. Hadi bana yardım et." Cevabını beklemeden elinden tuttuğum gibi müşterilerin olduğu salona çektim.

Shifting NöbetimHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin