Kontrol etmeden atıyorum, iyi okumalarr <3
.
Oh, darling, it's alarming to think of us apart.
🌊.
.
🌊
Hasta yatağında uzanmış, Deniz'in cuma günü getirdiği fotokopiyi inceliyordum. Bana anlattığı konunun üzerinden geçiyordum, ne olur ne olmaz unutmayayım diye.
İşlemlerle dolu kağıda baktım şöylece. İkimizin yazısını ayırt etmek ne kolaydı. Deniz'in yazısı tane taneydi, okunaklı ve düzenliydi.
Benim yazım da... okunabiliyordu. Biraz zorlamak gerekiyordu sadece. Gözlerimi biraz kısıp odaklanırsam, okuyordum işte.
Bana konuyu anlattığı gün geldi birden aklıma, daha rahat anlatsın diye yanıma gelmesini söylemiştim. O da yanıma oturmasını istediğime çok şaşırmıştı.
Harbiden, neden o kadar şaşırmıştı ki? Neden rahatsız olacağımı düşünmüştü?
Acaba fark etmeden onu istemediğimi düşündürecek bir şey mi yapmıştım?
Bu düşünceyle kaşlarım hafifçe çatıldı, benim ne haddimeydi benimle arkadaş olmak isteyen tek kişiyi istememek? Ben şu an onu istemeyecek hakka da sahip değildim bile.
Bu kadar yalnızken kim olursa olsun isterdim, gerçekten.
Daha bir hafta bile sürmemiş olan arkadaşlığımız boyunca yaptığım hareketleri ve söylediğim şeyleri gözden geçirmeye başladım. Yüz ifadelerimde ya da ses tonumda bir hoşnutsuzluk mu vardı? Yani bazen huysuz olabiliyordum, bunu biliyordum ama...
Ben kendi kendime düşünürken kapıya tıklatıldı. Gözüm kenardaki saate gitti, Deniz'in antrenmandan çıkmasına daha vakit olmalıydı.
"Gel." dedim sakin sesimle. Kapı açıldı ve içeri doktor girdi. Mustafa Bey Deniz'in babasıydı. Deniz sarışındı ama bu adamın saçları kapkaraydı. Yüzleri de çok benzemiyor gibiydi.
Tam da gerçekten de baba oğul olmadıklarını sorgulayacakken bakışlarım adamın mavi gözlerine takıldı.
Deniz kesinlikle gözlerini babasından almıştı.
"Nasılsın Uzay?" dedi sıcak bir gülümsemeyle.
Tamam, gülümsemesini de babasından almış olabilirdi.
"İyiyim, sağ olun." dedim başımı hafifçe eğerek. Kapıyı kapattıktan sonra benim yanıma geldi.
"Sana bir haberim var." dedi. Yerimde hafifçe doğruldum ve ona merakla baktım.
"Birkaç dakika önce babaannen aradı. Yarın abin ve baban seni görmeye geleceklermiş."
Ne?
"Ne?" dedim kendimi tutamayıp. Kaşlarım kendiliğinden çatılmış, sesim biraz endişeli ve şaşkın çıkmıştı. Doktorum verdiğim tepkiye şaşırmış olacaktı ki onun da ifadesi biraz değişmişti.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Akvaryum / BxB
Teen Fiction"Bu ne?" dedi hasta yatağındaki çocuk, elimdeki cam fanusa bakarken. "Sana balık aldım, ben okuldayken yalnız kalmaman için." (Angst)