•●19●•

27 6 0
                                    

Hira çok sinirliydi hayatında hiçbir erkeğe güvenmemişti.
Ama Ulaş'ın farklı olduğunu düşünmüştü. Ama o da aynıydı işte.
Nasıl bu kadar kör olabilmişti.
Arabayı kenara çekti.
Tutuğu göz yaşlarını selbest bıraktı.
Neden Ulaş ona yalan söylemişti ki?
Daha doğrusu Ulaş'a hemen nasıl güvenmişti ?
Hira bu sorularla boğuşurken telefonu çalmaya başladı.
Telefonu eline aldığında Ulaş'ın aradığını gördü telefonu meşgule attı.
Şuan onun sesini duymak istemiyordu.
Onun adını bile duymak istemiyordu.
Telefonu çalmaya başladı.
Yine ve yine sonunda Hira telefonu eline aldı.
Bu kez arayan Dilhun'du.
Hira hemen telefonu açtı.

DİLHUN : Hira !!
Nerdesin Hira!?

Sesi çatlamıştı. Belliki ağlamıştı ve sesindeki endişe kendini belli ediyordu.

HİRA : Dilhun ne oldu ?

Cevaptan korkuyordu.

DİLHUN : Hastahendeyiz hemen buraya gel!!

Hastahanin adını söyleyip telefonu kapatı.
Hira hızlı bir şekilde hastahaneye geldi. Ve arabadan indiği gibi acil yazan bölüme girdi.
Ve Dilhun'la çarpıştı.
Dilhun gözleri kıpkırmızı olmuş ve şişmişti.

HİRA : Dilhun ne oldu ?

Dilhun bir şey demeden karşısında ağlıyordu.
Hira anlamıştı. Dilhun'a sarıldı.
Ikiside deli gibi ağlıyordu.

HIRA: O nerde ?

Sesi çok kısık ve çatlak çıkmıştı.
Dilhun eliyle yoğun bakım yazan koridoru gösterdi.
Hira koşarak bölüme girdi.
Açelya cihazlara bağlı yatıyordu.

DİLHUN : Kalp damarları tıkanmış ve kalp ritmi bozulmuş.
Buraya geldiklerinde baygındılar.
Doktorlar bu konu hakkında araştırma yapıyormuş.

HİRA : Geldiklerinde ?

DİLHUN : Çağlar ile ikisi ambulans ile geldiler bize haber verdiklerinde bende seni aradım işte.

Hira'ya geriye doğru sendeledi ve Dilhun'a tutundu birden gözü kararmıştı.

DİLHUN : Hira !!
İyi misin ?
Lütfen iyi ol lütfen ...

HIRA; Iyiyim. İyiyim.
Çağlar nerde ?

Sesi çok güçsüz çıkmıştı.
Kendini iyi hissetmiyordu.

DİLHUN : Çağlar ciddi bir durumu yok.
Kolu kırılmış o uyanık. Özel odaya aldılar.
409 da git istersen.

Hira Asansöre yönelmişti ki Dilhun kolunu çekip Hira'yı kendine döndürdü.

DİLHUN : Çağlar Açelya'nın durumunu bilmiyor doktorlar bilmemesinin daha iyi olacağını söyledi.

HİRA : Tamam.

Dedi ve Asansöre binip 4 katta çıktı.
409 önüne gelmeden önce lavaboya uğradı.
Aynaya baktığında iğrenç göründüğünü fark etti.
Siyah kalemi ve rimeli akmış siyah şeritler şeklinde geride iz bırakmışlardı.
Yüzünü yıkadı makyajını sildi.
Şimdi daha iyi görünüyordu kızarmış gözleri dışında.
Lavabodan çıktı . 409 numaralı odanın önüne gelince derin bir nefes aldı ve içeriye girdi.

ÇAĞLAR : Açelya sen misin!?

Hira içeriye tamamen girince Çağlar'ın yara içinde kalan yüzü düştü.

HİRA : Üzgünüm değilim.

ÇAĞLAR : Hira o nerde?
Nasıl?

HİRA : O iyi inan bana.

Dedi ve Çağlar'ın yanındaki koltuğa oturdu.

HİRA : Asıl size ne oldu nasıl bu hale geldiniz ?

ÇAĞLAR : Hira anlatıcam hepsini anlatıcam ama şuan ne yeri nede zamanı.

HİRA : Ne demek ne yire nede zamanı sen burda kolun kırılmış suratın dağılmış yatıyorsun Açelya ise...

Hira az daha Açelya'nın durumunu Çağlar'a söyleyecekti ama Çağlar Açelya'ya birşey olduğunu anlamasına yetmişti bu cümle .
Çağlar ciddileşti gözleri korku ve endişe ile büyüdü.

ÇAĞLAR : Açelya'ya ne oldu Hira ?

sesi fısıltı şeklinde çıkmıştı.

HİRA : Birşey yok Çağlar dedim ya o iyi.

Çağlar sesi eskisinden yüksek çıkıyordu adeta bağırıyordu.

ÇAĞLAR : Hira bana cevap ver Açelya'ya ne oldu !!?
Bişey olduğu gayet açık ben çoçuk değilim Hira bana doğru söyle !!
Hem Açelya'ya birşey olmadıysa neden beni hemen özel odaya aldılar!!?

Hira kafasını olumsuz anlamda salladı. Bakışlarını Çağlar'dan kaçırdı. Çağlar alçıda olmayan eliyle Hira'nın çenesini tutup gözlerinin içine bakmasını sağladı.

ÇAĞLAR : Yoksa... Yoksa...

Çağlar ağlamaya başladı.
Hira'da ağlıyordu.
Çağlar yataktan kalkmaya çalıştı. Hira Çağlar'ın kalkmasına yardım etti. Çağlar'ın koluna girdi. Kendisi bile Açelya'nın nasıl olduğunu bilmiyordu. Neden Çağlar'ı yalan vaatlerle oyalasın ki.

♢♢♢

Dilhun deli gibi doktorların peşinden koşuyordu. Ama Doktorların hiçbiri birşey demiyordu. Annesine sakinleştirici vermişlerdi odada uyuyordu.
Sonunda Açelya'nın doktoru Dilhun'a açıklama yapacağını söyledi. Ve Dilhun'u odadına çağırdı.
Dilhun odanın kapısını çaldı.
Ve içeriye girdi. Doktor Dilhun'un oturmasını işaret etti.
Dilhun oturdu ve meraklı gözlerle Doktora bakmaya başladı.

DOKTOR (B): Dilhun Hanım sonunda Açelya'nın sorununu bulduk bu bizi baya zorlandığı için size geç bilgi verdik.

DİLHUN: Doktor bey ablamın nesi var !?

Sesi yüksek çıkmıştı.

DOKTOR (B): Dilhun hanım lütfen sakin olur musunuz ablanızın 'Göğüs Anjisi ' var. Bu sonradan oluşan bir kalp hastalığıdır . Yani damarların tıkanıklığı nediyle kalp yeteri miktarda kan gidemez çok fazla hareketli olmadığı zaman kan kalbe normal miktarda gidebilir .
Yani Açelya çok heyecan,stres, hareketli şeylerden uzak durmalı aksi takdirde sonucları ağır olabilir.

Dilhun ağlaması dahada şiddetlendi.

DİLHUN : Bu hastalık nasıl oldu?
Durup dururken olacak hali yok değil mi ?

DOKTOR (B) : Evet Açelya'ya ilk gelişinde size hap kullandığını söylemiştim. O hap damarlarını kalıcı olarak tıkamış. Üzgünün Açelya 1 hafta müşade altında tutaçağız ve bazı hapları kullanması gerekli .
Ayda 2 kere konturöle gelicek.

DİLHUN :Artık ablam bu hastalıkla mı yaşayacak yani?

DOKTOR ( B) : Üzgünüm ama evet.
Benim hastalarıma bakmam lazım başka sorunuz yoksa eyer ?

DİLHUN : Hayır doktor bey...

Doktor ile odadan çıktı ve yoğun bakım ünitesinin önüne geldi. O esnada Hira Çağlar'ın koluna girmiş bu tarafa geldikleri fark etti.

Çağlar Hira'nın kolundan ayrıldı ve Açelya'nın kaldığı odanın önüne geldi. Açelya yine makinelere bağlı yatıyordu.

ÇAĞLAR : Dilhun ne oldu?!
Açelya'nın neyi var!?

Dilhun olan biten herşeyi Hira ve Çağlar'a anlattı.
Çağlar yere çöküp ağlamaya başladı .
Hira ise Dilhun'a sarıldı.

Bu durum hepsinin hayatını değiştirecekti...

↭ AÇELYA ↭Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin