Jisung'tan:
Yanımdaki boşluk ve arkamdaki hafif ağrıyla uyanmıştım. Minho yanımda değildi. Kahvaltı mı hazırlıyor acaba? Fermuarı açıp terliklerimi ayağıma geçirdim ve o sırada denizde tencereyi durulayan Minho'yu gördüm. Aklıma gelen dün geceyle istemsizce gülümsedim. Gerçekten sevişmiştik. Harika geçiyordu bu tatil.
Minho kalkıp arkasını döndüğünde sanki biliyormuş gibi gözleri aniden beni bulmuştu. Uzaktan öpücük attığında gülümsememi büyütmüş ve bende ona öpücük atmıştım. Hızlıca yanıma geldiğinde tencereyi kenara bırakmış ve hemen belime sarılmıştı. Burunlarımızı birbirine sürttü ve rahatlatıcı sesiyle konuştu.
Minho:Günaydın bebeğim.
Kollarımı boynuna sardım ve dudaklarına kısa bir öpücük bırakıp gülümsemeye devam ettim. Yanaklarım ağrısada onun yanında gülümsemekten başka bir şey yapamıyordum.
Jisung:Günaydın sevgilim. Erken kalkmışsın.
Parmaklarını boynumda gezindirirken başını olumlu anlamda sallamıştı. Belimi okşadı hafifçe.
Minho:Canın yanıyor mu?
Başımı hayır anlamında salladım ve elimi yanağına götürüp okşadım. Kısaca dudaklarımı öptü ve gülümsedi.
Minho:Kahvaltı hazır.
Jisung:Ya ben bir şey yapmadım ama.
Minho:Yapmana gerek yok bebeğim benim.
Kahvaltıyı hızlıca etmiş ve bulaşıkları deniz suyunda yıkamıştık mecburen. Aslında bir şey yoktu sadece çatalları yıkamıştık. Ömrümün sonuna kadar burada kalabilirdim.
Çadırdan gelen telefon sesiyle içeri girdim ve annemin aradığını gördüm. Hemen açtım ve kulağıma dayadım telefonu.
Jisung:Alo annem?
Anneme iyi olduğumuzu söyleyip kısa tuttum konuşmayı. Telefonu kapatıp cebime attım ve az önce belime sarılmış olan bedenin ellerini kavradım. Arkama döndüm ve bana aşık gözlerle bakan yüzü gördüm. Cidden öleceğim Minho yüzünden.
Jisung:Şimdi ne yapalım hyungcuğum?
Gülümsemesi büyümüştü. Dudağımı öptü ve saçımı kulağımın arkasına kıstırdı.
Minho:İstersen biraz dolaşalım. Sonra yine denize gireriz. Olur mu sincabım?
Jisung:Tabi ki olur Lino'm.
🕳
Nerdeyse yarım saattir dolaşıyorduk. Gördüğüm her güzel çiçekten 1 tane koparıp Minho'ya veriyordum. O da her verdiğim çiçekte dudaklarımı öpüp saçımı okşuyordu.
Biraz daha ilerledikten sonra çok güzel bir çiçek gördüm. Adını bilmiyordum. Hemen yanına gittim ve dikkatlice koparıp Minho hyungun karşısına geçtim. Kocaman gülümsedim ve ona uzatırken konuştum.
Jisung:Bu çiçeği beni sevmeyi bırakana kadar sakla hyung. Sevgimizi temsil etsin. Çünkü aşkımız kadar güzel bir çiçek.
Minho hyung dikkatlice almıştı çiçeği diğerlerinden ayrı tutmuştu.
Minho:Ölene kadar saklayacağım sevgilim. Sana olan aşkım hiç bitmeyecek.
Yine uzunca süre gözlerine bakmıştım. Parlıyordu resmen. Çok şanslıydım onun gibi biriyle sevgili olduğum için. Canımdan çok seviyordum O'nu.
Son verdiğim çiçeği hala özenle tutuyordu. Diğer çiçekleri de cebine koymuştu. Elimi sıkıca kavradı ve koşmaya başladı. Anlık sendelesemde ona eşlik ettim.
Yorulana kadar koşmuştuk. Sonunda vardığımız yer huzur vericiydi. Bileğe uzanan sarı otların olduğu geniş alana ilerledik hızlıca. Ben koşturarak gittim ve sevgilimide yanımda götürdüm. Otların içinde öpüşmeye başlamıştık. O kadar güzel bir öpücüktü ki bu, içimi sıcacık yapmıştı. Güneş bile bu kadar ısıtamadı beni.
Kollarımı boynuna sarmıştım, o da belimi sarmalamıştı. Dudaklarımız yapboz parçaları gibiydi. Onun üst, benimde alt dudağım daha dolgundu. Tam oturuyordu dudaklarımız.
Uzunca bir süre öyle durduk. Birbirimize sarılmayı kesmedik. Tüm yüzümü öptü, ellerimi, kollarımı. Her yerime güzel öpücüklerini bıraktı.
🐇🐿
Çadıra geri dönmüştük. Çiçekleri çadıra bıraktı ve havlularımızı alıp tişörtlerimizi çıkarttık. Zaten deniz şortuylaydık.
Denize indik ve dün yaptığımız gibi havluları sabitledik. Soğuk suya girdik. Aslında o yanımdayken soğuk bile değildi.
El ele tutuşarak yavaş yavaş ilerledik. Su belimin biraz üstüne geldiğinde Minho dalmıştı. Bende bu sefer onunla beraber dalmıştım.
.
.
.
.
.
.
.
.
.
.
.
BUNLARI ISIRMAK İSTİYORUM HART DİYE
ŞİMDİ OKUDUĞUN
hyungcuğum / minsung
Fanficjiswq kişisi sizi takip etmek istiyor. ✅️ kabul et ❌️reddet texting/düz yazı