Telefonu yatağa koyup birkaç dakika boyunca tavanı izledim. Bu tavanla aramda olan iletişim çok değişikti.
Tavanı izlemeyi bırakıp mutfağa gittim. Buzdolabına yapıştırılmış kağıdı elime alıp okudum.
'Bugünde geç geleceğim. Dolaba yiyecek bir şeyler bıraktım.'
Her zamanki gevelemeleri. Dolabın kapağını açıp bir göz gezdirdim. Dolaptan yumurta, marul, mayonez ve soya sosunu çıkartıp kahvaltımı hazırlamaya başladım. Yumurtayı haşlayıp püre yaptım içine doğranmış marul, mayonez ve soya sosunu ekleyip iyice karıştırdım. Ekmeğin içine koydum yanına ise bir bardak mis gibi çay. Ohhhh.
Kahvaltım bitince masayı toplayıp odama geri çıktım ve bugün ki davette giyeceğim kıyafeti seçmeye başladım.
Evden çıkmadan tembih etmişti. Evin reisi. 'Düzgün giyin beni utandırma. Düzgün davran beni utandırma. İnsanlarla konuş. Beni utandırma.' Emredersiniz komutanım.
Dolabın kapağını açmış yatağa oturmuş vaziyette dolabımı tavaf etmiştim. Ne giyecektimki?
Havanın çok da soğuk olmadığını varsayarsak kısa kot etek ve lacivert gömlek çıkartıp yatağın üstüne bıraktım.
Saate baktım. 13:46 davete 1 saat vardı. Şimdi giyinmeye başlasam anca yetişirdim. Derin bir nefes alıp üzerimdeki fazlalıklardan kurtulup duşa girdim.
Gençleştim resmen bu kadar mı fark eder?
Kaynar suyun altında tüm mikroplardan kurtulmuş ve yenilenmiş bir şekilde odama girdim. Bornozumu çıkarmadan yatağın üstüne koyduğum kıyafetleri ütülemeye başladım.
Ütüleme işi bitince kıyafetleri giyip makyaj masasına oturdum ve saçlarımı kurutmaya başladım. Saçlarıma şekil verme işi bana çok uzaktı. Dalga saçlara sahiptim. Ne sarı ne kahve.
Saçlarımı kurutma işi bitince makyaj yapmaya başladım. Kıyafetimle uyumlu olarak mavi tonlarında bir makyaj yaptım.
Çantamı koluma takıp boy aynasında kendime baktım.
"Güzelsin kız Erva güzel. Ama biraz daha kendine bakarsan geç kalacaksın." Kapının önüne geldiğimde terliklerimi çıkartıp çantamı kontrol ettim.
"Cüzdan, para, ev anahtarı, araba anahtarı, kulaklık, ruj tamam herşey çıkabilirim."
Arabaya binip aynasını ayarladım ve park ettiğim yerden çıktım. Davet lüks bir otelde olacaktı ve bu otel bizim eve 1 saatlik mesafedeydi. Ne diye erkenden çıkmadıysam.
Sessizlikten sıkılıp şarkı açtım. Karıştıra bassam bile istediğim şarkı gelene kadar ilerledim.
"Günler geçti ve sessizleşti
Bu ev yanıyor
Kanser rengi duvarlar ve hayaletler var
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Sadece "KOŞ"
Teen FictionSinirli bir şekilde karakoldan içeriye girdim ve gözümle onu aradım. Gördüğümde ise yanına gittim. Yanında iş arkadaşları ile sohbet ediyordu. Arkadaşlarından birisi beni fark etti ve bana döndü. "Hanımefendi buyrun? Sorun neydi?" "Bir hırsızı ihba...