DKTT & Selin - Olabilirdik
...
"Yağız, sen ve timin Alemdar Timine eşlik edeceksiniz."
Engin Binbaşı bana bakarken ben henüz duyduğum cümleyi idrak edememiştim. Benim tanıdığım Alemdar Timi başkalarından kolay kolay işbirliği kabul etmezdi.
Ne olmuştu bunlara altı yılda?
"Emredersiniz komutanım!"
O memnunca gülümserken ben Özkan'a doğru döndüm. Yanındakiyle konuştuğu için beni fark etmedi ama genel olarak hepsi gibi o da çok keyifli görünüyordu. Bu keyiflerinin nedeni Kuzey'in yaşam haberi olmalıydı.
Gizli görevlerde timler dahil kimse hiçbir şey öğrenemezdi. Bir tek üstlerimiz bilgi sahibiydi bu konularda. Aralarından birkaç tanesi dikkatle time bakarken hepsinin bakışları da Yiğit'te diğerlerinde olduğundan daha fazla oyalandı.
Bunlar ne işler çeviriyordu? Yiğit'le ilgili ne vardı, ne biliyorlardı? Ozan sonunda arkadaşıyla ilgilenmeyi bıraktı. Bana döndüğünde kaşlarını kaldırdı 'hayırdır' anlamında.
Tam Yiğit'i işaret edecekken Binbaşı konuştu.
"Tamam çıkabilirsiniz, Ozan size operasyonla ilgili her şeyi anlatacak."
Hepimiz cümleyle beraber ayağa kalkıp selam verdik.
"Emredersiniz komutanım!"
Ben dahil salondaki herkes seslice konuştuğunda ortamdaki o ses cidden insanı güldürecek türdendi.
Bizimkiler kapıya daha yakın olduğu için onlar çıkmaya başladı, arkalarından Alemdar Timinden olanlar ilerledi. Ozan ve ben sona kalmıştık. En son Ozan da çıktığında tekrar Engin Komutana selam verip çıktım. Ardımdan kapıyı kapatıp önünde dizilen askerlere baktım.
"Asker!"
"Emredin Komutanım!" Tim yüksek sesle cevap verdiğinde küçük olacak şekilde gülümsedim.
"Alemdar Timini Toplantı odasına götürün, ben de geliyorum."
Onlar beni onaylayıp ilerlerken ben kendi odama doğru gittim. Birkaç asker koridordayken bana bakıp geçiyordu. Bazen garip biri olduğumu düşünüyordum, bunu bana hissettiriyorlardı. Odama vardığımda içeri girip masamın üzerinde duran telefonu aldım. Çıkarken de oyalanmadan kapıyı kilitleyip geri döndüm.
Toplantı yaptığımız odaya girdiğimde Baran'ın 'Dikkat!' diye bağırdığını duydum. Normalde olsa kıçını bile kaldırmazdı. Alemdar Timine karşı disiplinli olması gerektiği için böyleydi.
Hepsi ayağa kalkıp selam verdiğinde çok bekletmedim onları.
"Rahat, oturarak dinleyin beni."
Cümlemle birlikte aynı anda oturdular. Ben de bir sandalye çekip oturduğumda her şeyi bilmek için yeterince sabrettiğimden direkt Ozan'a döndüm.
"Anlat Ozan." Tüm gözler Ozan'a döndüğünde boğazını temizledi.
"Bir davet verilecek, bu oldukça saygın bir iş adamının daveti gibi görünse de aslında bir tür ilaç ticareti yapılıyor. "
"İlacın ticaretini nasıl yapıyorlar?" Demir anlamamış gibi konuştu. Genelde ilaç firmaları yapardı ilaç ticaretini, terör örgütleri değil.
"Bunlar birkaç öğrencinin kendince tasarladığı ilaçlar, birçoğu çok başarılı. Yani bu ilaçlar bir ülkeyi devirmeye yarayabilecek ilaçlar."
Bizden ses çıkmayınca önündeki dosyayı biraz karıştırıp sözüne devam etti.
"Yaptıkları tozlardan bazıları kanda tespit edilemiyor, bu da onların en büyük amacına uygun bir araç oluyor. Kalp krizi, felç, beyin ölümü.. Psikolojik rahatsızlıklar. Bu tür şeyleri yaptıkları ilaçlarla mümkün kılıyorlar."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Ruh Yangını
Teen FictionGüzel adamlar güzel severdi. ~ "Ruhumun yangını, en güzel yangınım. Bir kere göreyim yüzünü.." Bana en güzel yangınım diyordu, en acı yangınım oydu. Kendimi sıktım ağlamamak için. Kalp atışlarım kaburgamı incitti. Ben ağlamadım ama ruhum ağladı, h...