FERSAN B×B

3

İyi okumalar 💕

🧷🧷🧷🧷🧷

"mmmh"
Belimdeki ağırlık dönerken zorluk çıkarsa da tutup kaldırdığımda kolayca kalkmış. Dönme işim bittiğinde tekrar belimdeki yerini almıştı.

Tatminkar mırıltılar çıkarıp yerimde kıpraşırken yüzümü önümdeki güzel kokulu sert yastığa dayadım.

O kadar rahat bir yataktaydım ki beynimi ayıltamıyordum. Yıllardır döndükçe gıcırdayan sert yatağa alışmış bünyem bu rahatlığa sıkı sıkı sarılmış, olabildiğince keyfini çıkarmaya odaklanmıştı.

Ama bu uzun sürmedi.

Burnumu dayadığım sert 'yastıktan' gelen ritmik kalp atışları farkındalığımı yerine getiren ilk şey oldu.
Duyduğum ritmik seslere inat kalbim olanca hızıyla atmaya başladığında geriye çekilip ne olduğunu anlamak için gözlerimi araladım.

Önümde kocaman, çıplak bir erkek göğsü vardı!

Kalbim mümkünmüşçesine daha da hızlanırken şoka giren bedenim put kesilmişti adeta.

Önümdeki göğüsten başlayıp önce yukarı sonra da aşağı tırmanan gözlerim gördüğü şeylerin gerçekliğini idrak edemiyordu.

Devasa boyutta bir adamla uyuyordum!
Gerçekten Devasa bir boyutta..
Böyle bir insan nasıl var olabilirdi!

Ortalamadan gayet uzun ve yapılı bir bedene sahip olan ben, iki metre adamın yanındaki 1.50 kız gibi kalmıştım, abartısız..

Korkuyla yataktan kalmaya çalıştığımda belimde duran eli beni kendine çekmiş ve bebek yatıştırır gibi sırtımı sıvazlamaya başlamıştı. Yaptığı şey refleks gibiydi.

O kadar korkuyordum ki...!
Ben bu yatağa nasıl gelmiştim, tanrım..

Ne yapmam gerektiğine karar veremediğim kısa bir zaman diliminden sonra çaresizce, kurbanlık koyun gibi uyanmasını bekledim.
Şuan için başka bir çarem yoktu..

Dolu gözlerim ve korkulu bakışlarımla yüzünü izlediğim bir süre sonunda kıpırdanmaya başlamıştı.

Önce kaşları çatıldı ve bedenimi kendine çekti, sonra ellerini sırtımda ve kalçamda gezdirip kaşlarını daha çok çatarak gözlerini açtı.

Bakışlarını gördüğümde korkum ikiye katlanırken sulu gözlerimden yaş damlamak üzereydi.
Tüm soğukkanlılığım bu olağanüstü durum karşısında toza dönmüş, savrulup yok olmuştu.

Çok çok yakışıklı bir adamdı ama bunu düşünmeyecek kadar beni korkutan ve diğer tüm korkularımı sollayıp geçen şey, kırmızı-siyah gözleriydi.

Bir insan böyle gözlere sahip olabilir miydi?

Yoksa ben masallarda anlatılan devler ülkesine falan mı gelmiştim. Aşırı saçmaydı ama tam şuan buna inanmak hiç de zor değildi benim için.
Gözleri, olağanüstü büyüklüğü.. (şimdilik sayabileceğim şeyler bunlardı.)

Dev adam korkunç bakışlarıyla beni izledikten sonra bedenimdeki kollarını ayırmadan yatakta doğrulup beni de kucağına çektiğinde çıtımı bile çıkarmadan, itaatkarca hareketlerine uymuştum.

Tüm bunların dışında..
Ben çıplaktım!
Yani altımda dar bir don vardı ama onun dışında çıplaktım işte!
Şaşıracağım o kadar çok şey olmuştu ki bunu yeni farkediyordum.
Yalnız yaşamaya alışan ve kışın bile donla uyuyan biri olarak, birden elin adamının yatağına ışınlanacağımı nerden bilebilirdim ki! (neyse ki onun altında pantolon pijamamsı bir şey vardı.)

Kucağında oturduğum adam koltuk altlarımdan tutup, çocuk kaldırır gibi dizlerim bacağına değene kadar kaldırıp yüzümden başlayarak vücudumun her yerini süzdü.
Bu yetmemiş olacak ki dizlerine tekrar koyduğunda bu sefer yüz üstü bacağına yatırmış 'spank me daddy' pozisyonunda sırtımı, kalçalarımı ve bacaklarımı boydan boya inceliyordu.

Sanki deney hayvanıydım anasını satayım.

Kedi yavrusu gibi kolayca ordan oraya çeviriyordu vücudumu.
En son incelemesi bitmiş olacak ki ilk pozisyona dönüp iki bacağım yanda duracak şekilde yeniden kucağına oturmuştu. Ne tepki verecek çok merak ediyordum. Aynı zamanda aşırı gergindim de..

"Tanrı hediyesi." dedi, garip bir tonda.

Türkçe konuşmuyordu ama çok net anlamıştım.
Burnunu saçlarımda gezdirip koklayarak geriye çekildi ve gülümsedi.
İlk defa gördüğüm bu tebessüm karizmatik olduğu kadar masum gelmişti gözüme

"Hediyem geldi." diyerek kucağındaki benle beraber yataktan kalktı.

Hala içimde yer edinen korku biraz sönse de varlığını koruyordu.
Adam beni hediye olarak görürken öldürmezdi heralde..

Dev adam odadan çıkmadan önce, omzunun gerisinden odaya baktığımda çoğu şeyin normalinin iki katı büyüklüğünde olduğunu farkettim. Onun dışında, filmlerde gördüğümüz eski kraliyet odalarını andırıyordu.

Kapının yanındaki Sehpanın örtüsünü üzerindekilere aldırmaksızın çekip bedenime sardığında odada dolanan bakışlarım yüzüne çıktı.

Sert hatlarına rağmen yüzündeki memnun ifade yerini koruyordu.

Koridorda bekleyen birkaç zırhlı (büyük) adam bizim çıktığımızı görür görmez kafalarını eğip yanlarından gidene kadar kaldırmadılar.

Bu herif beni nereye götürüyordu!

🧷🧷🧷🧷🧷

Bu bölümü düzgün kontrol edemedim çok yorgunum

Hata varsa affola
Okuduğunuz için teşekkürler 💕