Gözlerimi açtığımda yine tuhaflık hissine kapılmıştım. Olanlar aklımdan film şeridi gibi geçti. Yeni uyanmanın etkisiyle sorguladım. Yatakta doğruldum ve burada tek hatırldığım şey ve benim burada ki en güvendiğim insana baktım. Hala uyuyordu, onu mükemmel şekilde uyandırabilirdim. Yanına gittim ve elimi kaldırıp suratına indirdim. "Kayla, uyan artık. Uyuyan güzel" diye bağırdım. Gözünü açıp noluyo diye baktı. "Ah, tamam bu hareketi de yaptığına göre sen iyileşmişsin."
"Hadi ama küçücük şakaydı." Tamam büyük olabilir ama çokta değil. "Uyuyan birinin suratına vurmak ne denli küçük olabilir?" diyerek kafama yastık attı. "Demek yastık savaşı ha, öyle olsun." Bulduğumuz bütün yastıkları birbirimize attık. Biz baya yastık savaşına odaklanmışken kapı çaldı.
"Gir" komutunu verdiğimde sadece isminin Karen olduğunu bildiğim muhafız geldi. Yastık savaşı yapılan içeriyi görünce ufak bir şaşırdı. Soran gözlerle baktığımda toparlandı "Hilal prenses, babanız Kayla prenses ile sizi kahvaltıya çağırdı.""Tamam, geliyoruz." Odamdan çıktığında Kayla'ya dönüp "Prenses denmesine hala alışamadım" dedim. "Alışırsın zamanla, bu arada Karen'i hatırlamıyor musun?" "Hayır. Benim için önemli miydi?" Başını salladı. Hatırlamıyordum, yapacak bir şey yoktu. Daha fazla oyalanmadan hazırlandık. Bu sefer ben gözüm gibi mavi elbise giydim. Kızıla yakın saçlarımı dağınık topuz yaptım. Kayla kırmızı bir elbise giymişti. Sanırım biraz gardrobumda kırmızı şeyler daha fazla.
Kayla ile beraber yemek saloluna geçtik. Herkese "Günaydın" dedikten sonra yerlerimize oturduk. Annem "Prensesim, Mavi ve Pamira seni görmek istiyorlar, diyorum ki
yorgun değilsen onlarla görüş bugün. Onlarda senin için çok endişelendi. İyi olduğunu görmek istiyorlar. Hem sen onları çok severdin." Sonlara doğru sesi hüzünlü çıkmıştı. Ama benim yapabileceğim birşey yoktu ki hatırlamıyordum işte. "Tamam anne, gelsinler." Ortam da kısa bir sessizlik oldu daha sonra annem tekrar konuştu. "Kızım bir şey daha var. Hepimiz senin için endişelendik ve birdaha olmasını istemiyoruz. Karen güvendiğimiz bir muhafızdır. Bir müddet
senin yanında kalsın, ne dersin?" Birinin beni çocukmuşum gibi gözetmesine ihtiyacım yok.
"Ben birinin beni takip edip göz kulak olmasını istemiyorum. Sanki tutsakmışım gibi hayat yaşamak istemiyorum. Lüten birdaha böyle bir teklifle gelmeyin.""Ama kızım Karen güvenilir biridir. Hem çok sıkmaz istediğin zaman gider. Hatırlamıyorsun, sen küçükken arkadaşlarının yanında hep Karen'le de oynardın, her oyuna oda gelsin isterdin. Sen Karen'i çok severdin. Tekrar düşünsen olmaz mı?" Üstüne basa basa "Lütfen dedim, anne!" dedim. Annem daha fazla ısrar etmedi ve yemeğin geri kalan
zamanı sessiz geçti.Bahçeye çıkıp Kayla ile Mavi ve Pamira isimli kişilerin gelmesini bekledik. Beklememiz çok
sürmeden bahçeden ses duyduk. Başımı çevirip baktığımda gördüğüm kişiler Mert ve Nail'di.
Koşarak yanlarına gittim ve ikisine birden sarıldım. "Sanırım çok özlenmişiz, değil mi Hilal'ciğim?"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Sevginin Küle Dönüşü
Fantasyİntikam ve sevgi ateşi savaştı. Sevgi intikama yenik düştü ve kül oldu. O kül, ateş olduğu zamanlar herkesi yaktı. Bazıları bilerek yandı, bazıları bilmeden. Bazıları doğrularıyla, bazıları yanlışlarıyla.