...
Karşımda öylece durmuş bana bakıyordu ve ben hala ağzım açık ona bakıp bu o çocuk diye sayıklıyordum. Kaşlarını çatıp Mehmet Şahin'e döndü bu kim diye sordu soğuk ve ciddi bir sesle. Tanımamıştı beni. Tanımamakta haklıydı o kızla şimdi ki ben arasında dağlar kadar fark vardı. En son dört yıl önce görmüştü beni. O zamanlar daha küçüktüm ve şuan ki halimden tamamen farklıydım. Beni tanımaması biraz içimi burkmuş olsa da bi yandan beni bu halde, bu durumda hatırlamaması daha iyi olmuştu.
- "Asrın Altınışık" dedi, tekrar bana bakarak. "En iyi oyuncum. Onu ben yetiştirdim , ona güveniyorum bu masadan büyük bir zaferle o kazanıp ayrılacak."Başını sallayarak, soğuk ve sert bir sesle "güzel" dedi Korel Dinçer. "İyi olan kazansın" dedi. O sırada o masaya yaklaşırken Mehmet Şahin'in telefonu çalmıştı. Telefonu açıp kulağına götürüp alo diyerek uzaklaşmıştı yanımızdan.
Korel Dinçer masanın yanına varmış tam karşımdaki masada durmuş yüzüme bakıyordu. Koltukta oturan adam hemen kalkmıştı oturduğu yerden. Ama o hala yüzüme bakıyordu.
Üstünde siyah bir gömlek ve siyah bir pantolon vardı. Kasları her zamanki gibi çok belirgindi. Simsiyah saçları hafif alnına düşmüş, çenesindeki kaslar yüzünü daha sert bir şekilde gösteriyordu. Gözleri vardı işte kop koyu kahverengi insanın aklını başından alan, aklımı başımdan almıştı...
-Demek Mehmet Şahin'in en iyi oyuncusu sensin.
"Evet!" dedim soğuk ve kendimden emin bir sesle.
"Bu masadan kazanıp ayrılan kişi ben olacağım"dedim kendimden emin bir şekilde.."Öyle mi?"
Hmm dedi sonra dudaklarını birbirine bastırarak, "o zaman ikimiz tek oynayacaz, sen ve ben..."Diğer adamları masadan kaldırdı. Adamlar kalkmamakta ısrarcıydılar. Bana laf atıyorlar ve küfürler savuruyorlardı. Aralarından biri üstüme doğru yürümeye başladı ağzından küfürler ederek.
"Bu orospu hile yaptı" diye bağırmaya başladı.
'Bu orospuyu yenmeden bu masadan ayrılmam" deyip daha hızlı bir şekilde yanıma geldi.Oturdum yerden kalkarak
Adamın karşısında dikildim. Ardından "gülerek ben mi orospuyum? " dedim. Ardından adamın suratına bı tane yumruk attım.
"Orospu senin anandır!"diye bağırdım.Adam tökezleyerek geriye doğru gitti ardından kendine gelip hızlı bir şekilde yanıma yaklaşıp saçıma yapıştı. "Bırak saçımı" diye bağırdım "bırak," aslında acımıyordu saçım, defalarca böyle olaylar yaşamıştım. Her seferinde böyle iğrenç küfürlere maruz kalmıştım.
Kendimi savunmayı öğrenmiştim adamı tek yumrukta yere serebilirdim ama içimden Korel'in gelip beni kurtarmasını istemiştim.
"Gelememişti..."
Öylece bakıyordu durduğu yerden.
Adam saçımı bırakıp bir tane tokat yapıştırmışı suratıma. Geriye doğru sendeledim. Canım yanmıştı ama tokattan değil onun öylece bakıp izlemesi ve hiç birsey yapmaması yakmıştı canımı...
Üstümdeki kısa dar elbise yüzünden hareket edemiyordum. Üstümdeki elbiseye lanetler okuyarak adamın yanına varıp yakasındandan tutup sol gözüne yumruk attım. Gücüm vardı benim üstümdeki elbise beni engelliyordu.
Sonra sağ gözüne gümrük atıp bırakmıştım adam geriye doğru tökezleyerek küfürler savurmaya başladı ve tekrar üstüme doğru yürümeye başladı.
Orospu geberticeğim seni, seni varya sike sike cehennemin dibine götüreceğim" dediği an gözüm Korel'in olduğu tarafta kaymıştı.
Tepkisizce bana bakıyordu..
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Gece'nin Gölgesi
General FictionTanrı bize hayatını kabul ediyor musun diye sormaz. Seçim şansı yoktur, kaderin zaten en başından beri yazılmıştır. Sadece nasıl yaşayacağını seçebilirsin veya yaşamayacağını... Ne geçmişin ne de geleceğin... Gece Gölgeye baktı ve dedi ki, belkide...