İyi okumalar💕🧷🧷🧷🧷🧷
"İşte böyle.. Her kral başa geçtikten sonra tanrıdan bir hediye gelir. Genelde başa geçtikten en geç üç yıl içerisinde gelse de Efendimiz Razgar'a bir hediye gelmedi. Tüm saray halkı bu durumdan korkuyordu.
Halka hediyeleri açıklamadığımız için onlar bu konuda habersizdi ama, o yüzden herhangi bir sıkıntı yaşamadık. Bazı zamanlar onların bilmesini istemeyeceğimiz hediyeler geliyor bu yüzden halkı bu konuda bilgilendirmiyoruz.Bir keresinde Krallarımızdan birisine harita gelmiş mesela. Haritanın bulunduğu noktada tonlarca elmas varmış. Bu bilgi halktan birine gitse refah içinde yaşadıkları halde açgözlülük edip kraldan çalabilirdi. Zaten o zamanların Kralı Serfh bulunan elmasları kraliyet hazinesine koydurup halk ve ülke için kullanmış.
Neyse ne diyordum..
Efendimiz Razgar tahta geçeli on iki yıl oldu ama hediyesi yeni geldi. Aslında herkesin farklı teorisi vardı. Göz rengi farklı olduğu ve hediyesi gelmediği için son kral olabileceğini ve ülkenin yok olacağını bile düşündük.
Neyse ki şu zamana kadarki en güzel ve en büyük hediye Kralımıza geldi. "
Son cümlesiyle çenemde olan bakışlarını yüzüme çıkaran Sarya gülümseyerek yaptığı işe geri döndü.
Razgar ile kahvaltı yaptıktan sonra hem hediye konusunu hem de nasıl traş olabileceğimi sormak için Sarya'yı yanıma çağırmıştım.
Razgar yine beraber çalışmayı teklif etse de bu cazip teklifi kahrolarak geri çevirip odamıza döndüm..Banyodaydık, kapıdan görmek dışında ilk defa girdiğim bu geniş yer, banyodan çok küçük çaplı bir havuz ve hamam gibiydi aslında.
Sarya suratımı traş ettikten sonra elindeki garip püreyi yüzüme sürerken bilmek istediklerimi bana anlatmıştı.
Sürdüğü şeyin kıl çıkmasını engelleyen bir karışım olduğunu biliyordum.
Sakal traşının ustura ile olduğunu görüp bunda zorlanacağımı söylediğimde, tek seferde tüyleri yok eden bu karışımı önermişti.
Aslında başta hayır dedim.
Çünkü ileride rastgele sakal uzatmak istediğimde uzatamayacak olmak sıkıntılıydı.
Ama Sarya aynı zamanda tüy çıkaran bir karışıma da sahip olduklarını ve istersem iki günde sakallarıma kavuşabileceğimi söylediğinde gönül rahatlığıyla sürmesine izin vermiştim..Buradaki insanlar için oldukça büyük bir nimet olsa gerekti..
Sarya, mermerden ince ve yüksek bir masanın üzerine kalan karışımı koyup ellerini yıkadı, sonrasında da içeriden küçük bir kum saati getirip aynı mermerin üzerine koyarak ayaklarımın dibine oturuverdi.
"Saat yarıya geldiğinde yüzünü yıkayacağız, tüm tüyler köküyle beraber eline gelecek, korkma tamam mı. Sonrasında da yüzüne onarıcı krem sürdüğümüzde pürüzsüz olacaksın."
Mermerin üzerindeki diğer karışımlar arasında sarı olanı gösterdi.
"Eğer tekrar çıksın istersen de iki gün bunu sürüp saat yine yarıya gelene kadar beklet. Ya da beni çağırırsan ben halledebilirim."
Kafamı sallayarak onayladım.
Sarya'ya benimle rahat konuşmasını söylemiştim. Sürekli sohbet ettiğim ve görünüşe göre edeceğim birinin bana sizli bizli hitap etmesini istemiyordum.
Sarya buradaki ilk arkadaşım olabilirdi.Başta kabul etmese de biraz zorladıktan sonra sözlerimi emir sayıp uygulamıştı.
Saatin dolmasını beklerken konuşacak bir şeyi kalmayan Sarya sessizce dizimin dibinde oturmaya devam etti.
Bunun bir nevi saygı, samimiyet ve 'sana sığınıyorum' ifadesi olduğunu bildiğim için bir şey dememiştim.
Annenin dizinin dibine oturmak gibi bir şeydi.Razgar beni görücüye çıkardığında bu şekilde oturtunca bana köle muamelesi yaptığını sanmıştım fakat işin aslını kavradığımda oldukça tatlı gelmişti.
Onun koruması ve gücü altında olduğumu belli etmek adına yapmıştı yani.."Efendi Timur, yüzünü yıkayabilirsin."
Samimi konuşmaya ikna olsa da ismimle hitap etmeye ikna edemediğim kız ayağa kalktığımda benimle beraber ayaklandı.
Çeşmenin önüne geldiğimizde omzumdan geçirdiğim kumaşı tutarak önüme gelmesine engel olup işim bitene kadar sessizce bekledi.
Buradaki lavabolar mermerden yapılma ve yere oldukça yakındı.
Benim baldırlarıma gelen çeşme yanımdaki genç kadının dizlerine geliyordu ve lavabosu oldukça genişti.Elime gelen köklü minik tüyler eşliğinde yüzümü yıkamayı bitirip Sarya'nın getirdiği havlu ile kurulandım.
Ben tekrar kalktığım sandalyeye otururken Sarya onarıcı kremi alarak yanıma geldi.
" bu kreme sizin için güzel kokulu yağlar eklettirdim. Beğenirseniz vücut kokusu da yapabiliriz." dedi kremi yüzüme yedirirken.
Arada sırada siz diyerek konuşuyordu böyle, ama sıkıntı değildi."Hmm, güzel kokuyor hayır demem."
Kafasını sallayıp dişlerini gösterek gülümserken odanın kapısı çalındığında sürme işlemini bitirip banyodan çıkarak kapıyı açmaya gitti.
Banyodan işimiz bittiği için kenardaki el aynasında artık olmayan sakallarımı inceledikten sonra arkasından ben de çıktım.Sarya kapıdaki muhafızla konuşurken ellerini çırpıp önündeki adamı onayladı ve kapıyı kapatıp heyecanla zıplayarak yanıma geldi.
Bu cüssenin zıplayarak üzerime gelişinden tırsmadım değil..
"Efendi Timur.. " dedi nefes nefese.
"Kralımız Efendi Razgar akşam için büyük bir davet hazırlama emri vermiş ve ailesini getirmeleri için Saray sürücülerini yollamış. Tüm yöneticileri, soyluları ve bakanları da davet etmiş
Sizi de hazırlamam için elbise yollatacakmış.
İlk defa bu kadar ani bir davet düzenleniyor, sanırım sizi cemiyete takdim edecek... "Devamında gelen 'Sizi çok güzel hazırlayacağım' minvalindeki cümleler beynimde puslu bir şekilde yankılanırken vücudum işlevini kaybetmiş gibiydi.
Herkese emrivaki olan bu davet sadece benim içindi..
🧷🧷🧷🧷🧷🧷
Hata varsa affola
Okuduğunuz için teşekkürler
ŞİMDİ OKUDUĞUN
FERSAN B×B
Romance-Kısa hikaye - Tamamlandı - Timur Geçemediği mülakat sonrası sinirini yatıştırmak için Seks partnerini çağırır ve bolca ter atılan bir gece geçirirler. Ertesi gün, tatlı uykusundan rahat ve normalden 'oldukça' büyük bir yatakta uyanır. Hem de kocam...