∞ KARANLIĞIN İKİZİ ∞

34 2 0
                                    

"ölümün kölesi olan adam"

Çıplak bedenimle uzandığım yataktan doğrulup aynanın karşısına geçtim. Yerde duran kot pantolonu altıma geçirip, üstüme beyaz gömleği giydim. Gömleğin düğmelerini kapatmaya çalışırken yatakta hala uyuyan Nile baktım. Dün alkolü fazla kaçırmış olmalıydım ki bugün yatağımda yatıyordu. Bakışlarımı Nilden çekip aynanın karşısına geçtim. Kendime baktım. Sert kara gözlerimin içine baktım. Bendim herkesin korktuğu kişiydim. Kimsenin asla olmak istemediği kişiydim.

Herkes beni Vâris Karahisar olarak görüyordu. Ama ben Vârisin, içinde ki karanlığın ikiziydim! Asla kimseye acımayan, soğuk ve asi bakışlarıyla etrafına ölüm saçan azralin ta kendisiydim.

Aynı bedeni taşıyan iki farklı karakterdik. O benim ezik tarafımdan başka bir şey değildi. Ben karanlığın ikizi, Vâris Karahisardan nefret ediyordum. Aynanın karşısında düşüncelerimi bölen Nilin sesiydi

"Heyy!...nereye kaçıyorsun" diye küçük çocuk edasıyla dudaklarını büktü

Yüzüne bile bakmadan cevap verdim "işlerim var, ben geldiğimde gitmiş ol!" Dedim otoriter çıkan sesimle

Son söylediğim söze bozulmuş olacak ki hışımla yataktan sıçradı "acaba diyorum Vâris, Bengi beraber yattığımızı duyunca ne olacak"

Sinirle dişlerimi birbirine bastırıp, dibimde duran Nilin kolunu avcumun içine çektim.

"Eğer birine tek kelime edersen.." diye tehdit sözlerine başlarken aniden kolunu çekip bağırmaya başladı

"Psikopat mısın?...bırak Kolumu!!"

Nil dibimde çırpınırken, kolunu daha çok sıkıp dişlerimin arasından konuşmama devam ettim "dua et kolun hala omuzuna bağlı!" Sinirle gözlerimi devirip "ve sen dua et bana bağıran sesini hala kullanabiliyorsun!"

Dehşetle açılan gözleriyle beraber kolunuda benden çekip giyinmeye başlamıştı. Nilin giyinmesini beklemeden hazır olduğum odadan çıktım. Hızlı adımlarla dışarıda beni bekleyen siyah jeepime binip karakolun yolunu tuttum. Varis, her şeyi berbat etmeden, hapiste olan Benginin teyzesiyle konuşmam gerekiyordu. Tüm suç şu anda onun üstündeydi ve öyle kalmalıydı!

Kısa süren yolculuğun ardından karakolun önündeydim. Beni karşılayan Aliye baktım.

"Görüşme ayarladın mı?" Diye sorduğumda şüpheli bakışlarını üzerimde gezdirdi

"Ayarladım." Diye tek kaşını kaldırarak cevap verdi

Yanından geçip gideceğim sırada kolumdan tutup durdu "Vâris, sen misin?" Dedi

Hızla kolumdan tutan elini çekip "Benim!" Dedim dişlerimin arasından tıslayarak.

İnanmamış gözleriyle onu geride bırakıp, yürümeye devam ettim. Kapalı olan hapishanenin içine girmemle dar duvarlar beni boğmuştu. Dar alanlarda Varis kadar güçlü değildim. O eziğin karakteri çok daha dayanıklıydı. Onunla çok farklıydık.

Demir paranın iki ters yüzü gibiydik!

Görüşme alnına gelip, beni bekleyen Benginin teyzesine baktım. Beni görünce bir an için kusacakmış gibi oldu ama hemen kendini toparladı.

"Hala benden ne istiyorsun?" Diye kafa başladı. Konuşmak istemediği bakışlarından bile belli oluyordu.

Başkalarımı bir süre üzerinde gezdirip konuşmaya başladım.

"Bengi seni ziyarete gelebilir" dedim ciddi bir tonda

"Yani" diyerek lafımı bölüp bana doğru yaklaştı.

"Yanisi... Eğer bir şey söylersen benimde Bengiye gerçekleri anlatmam gerekecektir." Dediğimde sinirle gözlerini sımsıkı yumdu. "Sonuçta gerçek annesinin sen olduğunu bilmeli" dedim

"Suss!! Susss! Biri duyacak" diye aniden panikledi teyzesi.

"Sahi...hikâyeni gerçekten merak ediyorum. Bir kadın kendi evladını, neden ablasına Kendi çocuğuymuş gibi bırakıp gider ki?" Dedim

Söylediğim soruya dayanamayıp gözünden bir damla yaş döküldü. "Sen hastasın" dedi

Tırnaklarımı avcumun içine batırıp "bana hasta diyene bak, kendi öz evladını terk etmiş!" Dedim ve ekleyerek "hak ettiğin hayatı yaşıyorsun" diye etrafı gösterdim.

Karşımda Sahtece sırıttı "birgün herkes hak ettiği hayatı yaşayacak"

Bende tıpkı onun gibi yaparak sahtece güldüm "ne yazık ki sen o günleri göremeyeceksin."

Bana cevap vermeden, akan gözyaşlarını sildi "Niye geldin?"

Oturduğum sandalyeden ayağa kalktım "uyarmaya ve ağzından bir şey kaçırma diye şart koşmaya geldim" 

"Ben söylemesemde Bengi gerçeğin peşini bırakmicaktır" dedi

Sinirle yumruk yaptığım elimi masyaa vurup "o zaman gerçek annesinin sen olduğunuda öğrenir" diye yüksek sesle bağırdım

Tekrar bir şey demeye yeltendiği sırada onu olduğu yerde bırakıp yürümeye başladım. Arkamdan bağırış seslerini duymama rağmen bir kez dönüp bakmadım!

Varis Karahisar, Bengi Alacaya aşık olabilirdi. Ama ben karanlığın ikiziydim!

KARANLIĞIN İKİZİHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin