22

61 7 2
                                    


Sorgular bir şekilde bakan gözlerimi kötü ruhtan çekip abime çevirdim. Ama o da benden farksız bir şekilde bakıyordu. Gözlerimiz kesiştiğinde ikimiz de yutkunduk ve bizi büyük bir keyifle seyreden kötü ruha tekrar döndük. "Anlaşılan merak ediyorsunuz ha? O zaman da bana bu yalanı açıklığa kavuşturmak düşer."

Ardından düşünür gibi yaptı ve elini çenesine yerleştirdi. Abim ile ben hâlâ meraklı gözler ile onu izlerken, o anlatmaya başladı. "Bundan yıllar yıllar önce, yani sevgili abin henüz bebekken..."

Wong Yeonkbong
henüz 1 yaşındayken:

Bir varmış bir yokmuş, yıllar yıllar önce Park Boyoung adında bir kadın varmış. Bu kadın doğum yaptıktan sonra kocası Bay Wong tarafından sürekli şiddete maruz kalmış. Ama Boyoung sırf bebeğini büyütebilmek için bu şiddete sessiz kalmış. Çünkü o zamanlarda maddi durumu pek iyi değilmiş ve küçük Yeokbong sürekli hasta olduğu için ilaç parasını karşılamak zorundaymış. Boyoung da ailesi olmadığı için gidecek bir kapısı yokmuş.

Bu durum Boyoung'un canını ne kadar yaksa da biricik oğlu için dayanmalıydı. Aslında kocası sadece Boyounga şiddet uyguluyordu ve oğlunun kılına bile zarar vermiyordu. Hatta biricik oğlunu çok seviyordu. Çünkü soyunu o devam ettirecek ve babasının itibarını o koruyacaktı.

Ama bir gün eve geç saatte ve oldukça sarhoş bir şekilde dönmüştü. Boyoung, kocası sarhoş olduğu zamanlar sadece azar işitiyordu. Bu yüzden o gün dayak yemeyeceği için az da olsa rahattı.

Fakat o gün bir gariplik olmuştu. Bay Wong o gün sarhoş bir şekilde eve geldiğinde hiçbir şey söylemeden direkt Küçük Wong'un kaldığı odaya ilerlemiş ve arkadan kapıyı kilitlemişti. Boyoung ise bu durum yüzünden oldukça paniklemişti. Çünkü tek ailesi olan oğluna zarar gelme düşüncesi onu deli ediyordu.

Hızlıca kilitli olan kapının önünde durup açmaya çalıştı. Ne kadar denese de açamamış ve aynı panik ile mutfağa ilerlemişti. Hızlıca dolapların içini karıştırmaya başlamış ve eline geçen ilk şeyi, et dövücüyü alıp kilitli olan kapıya ilerlemişti.

 Hızlıca dolapların içini karıştırmaya başlamış ve eline geçen ilk şeyi, et dövücüyü alıp kilitli olan kapıya ilerlemişti

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Eline aldığı bu çekice benzeyen tokmak ile kapının koluna art arda vurmaya başlamıştı. İçeriden bebeğinin ağlama seslerini duyduğunda vurma hızını daha da arttırmıştı. En sonunda kapının kolunu kırınca hiç düşünmeden içeri dalmış ve elinde kemer tutan adama sinirle bakmaya başlamıştı.

Sarhoş adam ise alaycı bakışları ile Boyounga dönmüş ve kemerini sallayarak sırıtmıştı. Boyoung, ani gelen bu cesaret ile elinde ki tokmağı adama doğrultmuş ve dehşetle açılan gözlerini derin bir karanlığa bırakarak kısmıştı. "Eğer oğluma bir zarar verirsen, tanrı şahidim olsun ki buradan sağ çıkmana izin vermem." Demiş ve temkinli adımlar ile beşikte ağlayan oğluna yaklaşmaya başlamıştı.

Fakat sarhoş olan kocası Boyoungu ciddiye almak yerine, aniden ciddileşerek kemeri bir kamçı gibi havaya vurmuştu. Kemerden çıkan o korkunç ses yüzünden Boyoung ne kadar korksa da geri adım atmamış ve daha da koyulaşan gözleri ile karşısında ki sarhoş kocasına bakmaya devam etmişti. Kocası ise elinde ki tokmağa bakarak histerik bir şekilde gülmüş ve halıya tükürmüştü.

Shifting NöbetimHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin