9. Bölüm

61 8 1
                                    

Kaan 'dan..
Onu o hâlde gördüğümde öyle çok korkmuştum, öyle çok endişelenmiştimki.. İliklerime kadar hissettiğim bu korkuyu asla tarif edemezdim.. Canımdan can gitmişti, ruhum çekilmişti sanki.. Zaman kaybetmeden hemen onu kucağıma alıp arabaya bindirmiş ve benim acil durumlar için yaptırdığım, birnevi hastane işlevi gören yere getirmiştim. Gün Işığım 'a gerekli tetkikler yapıldıktan sonra, daha fazla dayanamayarak bulunduğu odaya girmiştim. Onun saçlarını koklayıp,
o eşsiz kokusunu içime çektiğimdeyse bu eşsiz kokuyu birkez daha ciğerlerime hapsetmek istemiştim.
Âdeta ipek gibi yumuşak olan o kömür karası saçlarını elimle nazikçe, incitmekten korkar gibi usul usul okşuyordum. Doktor içeri girince bakışlarımı ona çevirdim.

"Kaan Bey öncelikle çok geçmiş olsun efendim, Hande Hanım 'ın tetkiklerinin sonucuna göre, kendisi bir alerjik reaksiyon geçirmiş. Ve yapılan testlere göre de bu alerjinin tetiklenmesini sağlayan şeyde karabibermiş, yani anlayacağınız Hande Hanım karabiber yüzden nefes darlığı geçirmiş .. "

"Ne! Nasıl olur ama böyle birşey?
Ben alerjisi olduğunu bildiğim için eve asla ama asla karabiber sokmazdım.."

Bu kesinlikle planlı yapılan bir şeydi ve bundan adım kadar emindim, ama kim benim kıymetlime zarar verme cürretinde bulunduysa bunu onun burnundan fitil fitil getirecektim, aldığı her bir nefesi ona zehir edecektim ama şimdi önceliğim Gün Işığım '..

"Peki ya şimdi nasıl durumu? "

"Şuan durumu gayet iyi efendim."

"Peki neden hala uyanmadı?"

"Muhtemelen ilaçların etkisindendir, birazdan kendine gelecektir."

Doktora ters bir bakış atıp sert ses tonumla konuşmaya başladım ..

"İyi şimdi derhal beni Gün Işığım 'la yanlız bırak! " dememle doktor odadan çıkmıştı. Bende doktorun çıkmasıyla kaldığım yerden devam edip sevdam olan kadının saçlarını naifçe okşuyordum..

Hande 'den devam..

Flasback sahnesi..

"Evet seni dinliyorum Kaan.. Ne söyleyecektin bana? "

"Handemm , Benim Gün Işığım sana söyleyeceğim, daha doğrusu  edeceğim itiraf karşısında tepkin ne olur bilemiyorum ama artık dayanamıyorumda. Hande ben.. Ben sana çok.. " dediği anda birden tüm ışıkların kapanmasıyla heryerin zifiri karanlığa bulanması bir olmuştu. Birisinin arkamdan gizlice gelip aniden ağzıma ve burnuma ilaçlı bir bezi tutmasıyla gözlerimi daha fazla açık tutamayarak karanlığa mahkum etmiştim.. "

Gözlerimi hızla araladığımda ilk birkaç saniye boyunca kalp atışlarımın düzene girmesini bekledim, ardından gözlerimi sağ elimin üzerindeki ağırlığa çevirdiğimde ise elimin üzerine başını yaslayıp uykuya dalmış olan bir adet Kaan Korkmaz görmeyi elbette beklemiyordum..
İçimden bir ses bu ânı hiç bozmak istemeyerek onu izlemeyi istiyordu. Bende içimdeki sesi dinleyerek onun bu hâlini izlemeye başladım. Beyaz teni, özgürlüğünü istermiş gibi dağınık olan siyah saçları, dolgun dudakları.. İşte orada takılı kalıyordum. Bu olmamalıydı, doğru değildi. Ama kendime engel olamıyordum işte, onun yüzüne her baktığımda hissettiğim bu adını bile koyamadığım şey herneyse.. Ondan deli gibi korkuyordum. Olmazdı bizden, olmazdı.. Zorlamanın bir âlemi yoktu. Bunu kendime defalarca söylememe rağmen neden böyle hissediyordum ? Niye kalbim böyle çarpıyordu? Anlam veremiyordum..

"Ya da belkide sen anlam vermemek istiyorsunudur." diyen iç sesime yine her zamanki gibi..

"Sen yine geldin mi? " dedim.

Karanlıktan Külleriyle Doğan Gün Işığı (DÜZENLENİYOR)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin