09.02.24
Bugün bir duam kabul oldu.
Fen dersinde öylece oturuyordum. Ders yeni başlamıştı. Sıkılmış bir şekilde etrafa bakarken bir anda hoca senin arkadaş gurubunu dağıtmaya başladı. Herkesi farklı yerlere koyuyordu. Sonra bir anda ismimi soyeldi dediki"yanı boş mu ? "
"Hayır başka biri var."
Dediler.
"Yanındaki kız fen dersinde başka yere geçsin. Bundan sonra Furkan yanına geçsin. Fen dersinde böyle olsun. "
Şok oldum. Arkadaşımla birbirimize baktık. Şok içindeydik. Yanımdaki kız başka yere geçti. Sen yanıma geldin. En köşeye geçtim. Ellerim titriyor tabi benim. Arkadaşlarım birbirinin koluna vurup gülüyor. Tabi halimize. İkimizde birbirimize bakamıyoruz. İkimizde utanıyoruz. İkimizde konuşmuyoruz. Yanıma geçtiğinde sen dahil herkeste ölüm sessizliği oldu. Hoca ikimizde daha iyi ders dinleriz diye beraber oturtturdu. Fakat dersi dinlememe engel olacak kadar düşünmeden duramadığım kişi ile. Herkes yazı yazıyor sende dahil. Ben dakikalarca kalem ile uğraştım. Ucum bitmişti kalemin de arka üç koym kısmı kapalı diye başından koymaya çalıyordum. Bir yandan elim titrediği için ucu koyarken kırıyordum. Elim titrediği için dört tane üç kırdım. Sakarlığım tuttu kalem düşürdüm. Gözlük kutusu düşürdüm. Bir yandan öndeki arkadaşım dönüp "naber" deyip imalı imalı konuştu. Hayatımın en güzel ama en gergin kırk dakikalarından birini geçirdim. Asıl olanlar ders bitiminde oldu.
Arkadaşın bağıra bağıra
"Bugün Sevgi'nin en mutlu günü. "
Dedi. O kadar utandım ki kafamı deftere gömmek istedim. Hatta bir an gömdüm.
Herkes bağıra bağıra
"Sevgi, Furkan"
dedi. Tüm sınıf bizi shipledi. Herkes bağıra bağıra bizi konuştu.
"Hoca böylece gönül işini de halletti."
Dediler. Derste buram buram titredikten sonra böyle bir manzara ne yalan söyleyeyim hoşuma gitti.
Hatta ;
"Bugün Sevgi'nin en mutlu günü. "
Lafında güldügüğünü gördüm. Arkadaşın bunu sıranın üstüne çıkıp bağırarak söylemişti. Kitaplara taş çıkaracak bir andı.
Bir sonraki teneffüste bile konuşulduk.
Gün bunla sınırlı bile kalmadı. Okulun sonunda yine aynı arkadaşın en arka sıranın yani benim sırama çok uzak olan bir sıranın ordan toka gösterdi havaya kaldırarak.
"Bu kimin ?"
Gülerek ;
"Sevgi'nin. "
Dedin. Benim olmadığını dedim arkadaşına ama o kadar hoşuma gitti ki adımı söylemen bile benim için güzel duygular uyandırıyor.
Red ettin ama senden vazgeçmedim. Yüzsüz gibi sevmeye devam ettim ve küçük ve anlamsız şeyler beni mutlu ediyor.Çıkışta okulun kapısından çıkıyorduk. Kapının yarısı kapalı olduğu için çok dardı. Biz gittiğimde kapalı olduğu içinde epey toplanmış ve birbirini ittiren kişi vardı. Biz arkadaşımla geçmeye çalışırken. Kısa bir an omzuma çarptın omuzlarımız birbirine çarptı hatta kısa bir süre o şekilde sıkıştık kalabalıktan. O an bile heycanladım.
Senin hatırlamadığın küçük detaylar olay bile denemeyecek durumlar benim için önenmli.
Lütfen beni sev. Lütfen beraber olalım. Lütfen sevgilim ol.
Senin aklına girebilmek bile harika.
Eve geldiğimde ınstagrama girdim.
"Akıyor bugün maşallah."
Yazdın umarım gönderme vardır.
Bu harika gün için hocaya ve sana çok teşekkür ederim. Benim için çok önemli bir gün oldu.
Seni ellerim titreyecek kadar seviyorum. Başka kimsenin yanında ellerim titrememişti. Yanımda olduğunda midem kasıldı resmen.
Bi kere kollarımız birbirine değdi.
O anki heyecan aklımdan gidemez.Lütfen beni sev.
Lütfen beraber olalım.
Lütfen sevgili olalım.
Lütfen Sevgi'n olayım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Dibine Kadar
ChickLitBilir misiniz ? Aşkın derinliğinde kaybolmayı. Bir okyanusta dibine battığını hissetmenin ne demek olduğunu. Yaşarken boğulmayı. Düşüncelerin sizi boğmasını. Uyurken, yemek yerken, yürürken, müzik dinlerken onu düşünmeden edememeyi. Hayallerin azap...