Saat 03.26. Sabah 7'de kalkacak olmam umurumda değilmiş gibi bilgisayarın başında Tumblr'da geziniyorum. Ve yaznlız değilim sadece 150 takip ediyorum ve okula devam etmesine rağmen gecenin bu vaktinde bile yanlız değilim birkaç kişiden daha var ve eğleniyoruz. Birbirimizle konuşmasak da kendi kendimize bir şeyleri paylaşsak da yalnızlık çekiyoruz, birlikte eğleniyoruz. Biliyorum. Ve onların da böyle olduklarına emin olarak
Fonda Cem Adrian "𝙱𝚎𝚗 𝚜𝚎𝚗𝚒 𝚌̧𝚘𝚔 𝚜𝚎𝚟𝚍𝚒𝚖... " diye bağlıyordu. "𝙱𝚎𝚗 𝚜𝚎𝚗𝚒 𝚌̧𝚘𝚔 𝚜𝚎𝚟𝚍𝚒𝚖. 𝚒 𝚐𝚘̈𝚣𝚕𝚎𝚛𝚒𝚗𝚍𝚎𝚗." Kendi kendim dertlenerek derin bir nefes aldım. Hayatımda hiç âşık olmadım. 18 yaşındayım ve daha önce hiç sevgilim olmadı. Kimseden hoşlanmadım bile. Karşılaşmanın doğru insan açısından belki de evt, ama konumuz şu ki, tüm bunlara rağmen kendimden gizli sevgilim mi var diye düşünüyorum. Çünkü şarkının ayrılığı anlatılıyor ve ağlayacak gibi, evet! Özlemden öleceğim diyorum. Ama bazılarını özlüyorum? Yok. Kimse yok. Benden giden kimse olmuyor. Çünkü bana gelen kimse olmadı
Ben de kimseden gitmedim. Çünkü ben de kimseye gitmedim. Yani sevgili Cem Adrian, haklısın, ben onu çok sevdim. Ama kimi?
Masanın üstünde duran yarılanmış yeşil çayımdan bir yudum alıp sayfada yukarı çıktım . Her zamanki gibi bir görüntü beklerken anında kaşlarımı çatladı. Mesaj kutusunun üstünde ilk defa "1" yazıyordu. O mesaj kutusunun üstündeki ilk kez kırmızıydı. Elimi dizüstü bilgisayar ücretinin üstte taşıdığım ve ağır ağır mesaj yelpazesinin genişliğim. İçimden bir ses tıklama diyordu. Ya da tıkla ama mesaj okumadan sil. Çünkü Tumblr'ın anonimleri bazen sıkıcı olabiliyor. Ve mümkün olan ilk kez anonim mesaj kötü olursa hayatta kise bilirim. Ciddi ciddi küsen, buna girmek için istek arayan bir adet İzmir-ki evet bu benim bu kadar ufak bir olayla bile hayata kise bilirim. Neyse ki ki cesaretimi topladım, sesim onu ne kadar okuma diye fısıldasa da mesaj yazılır. Ve görüntüleri satırlara çevirdim. İlk, bu bir anonim mesaj değildir. Kimden geldiği belliydi. Kullanılcı adı 𝙜𝙚𝙡𝙢𝙚𝙢𝙚𝙮𝙚𝙣𝙜𝙞𝙙𝙚𝙣𝙖𝙙𝙖𝙢'dı kullanıcının öğrendiğinyle öğrendiğini bilmediği bir kuş belirdi. Nereye vardın? Neden gelmeyecekti? Tamam İzmir, bir dur da mesajı oku.
be𝙣𝙚𝙜𝙚𝙣𝙞𝙣𝙞𝙣𝙘𝙞𝙨𝙞
"𝙰𝚛𝚝ı𝚔 𝚞𝚢𝚞"Gözlerim iyice kısarak okudum iki kelimeyi"ar uyutık... "
Evet, durum şu, açıklıyorum. Biz Tumblr Aracılığıyla gece gündüz demeden sürekli Tumblr'dayızfır. Bağımlılık gibi, nefes almak gibi ya da basitleştirelim, şu toplanır gibi dolaşır dururuz bu mavi sitenin güzel tonunda. Ve tümümüzün tek bir isteği vardı çoğu zaman, bir mesaj. Herkesin ilk mesajlarının ne kadar merakla beklediğini, bazılarını dayanamaz ve anonim olarak kendilerine mesaj atarlar. Ben dayandım, ilk mesajımdan bana olmayacak dedim, ilk mesajım değerli olacak dedim. Ve ilk mesajım saat 4'e doğru iletilirken gelen iki kelimelik anlamlı bir mesaj, 𝙖𝙧𝙩ı𝙠 𝙪𝙮𝙪. Sinirle cevap yazma butonuna tıkladım
" 𝚃𝚎𝚜̧𝚎𝚔𝚔𝚞̈𝚛 𝚎𝚍𝚎𝚛𝚒𝚖" Yazdım ve sildim. Bu kadar sinirlenip neden teşekkür eder ki insan? Tamam, düşün. Bu çocuk bu zamanda bana bunu neden yazdı? Neden ilk mesajımı böyle basit bir mesajla çekmek?
𝙆𝙞𝙢𝙚 :𝙜𝙚𝙡𝙢𝙚𝙢𝙚𝙮𝙚
𝙜𝙞𝙙𝙚𝙣
". 𝚄𝚢𝚔𝚞𝚖 𝚐𝚎𝚕𝚍𝚒𝚐̆𝚒𝚗𝚍𝚎 𝚢𝚊𝚙𝚊𝚌𝚊𝚐̆ı𝚖 𝚞𝚢𝚞𝚖𝚊𝚔 𝚘𝚕𝚊𝚌𝚊𝚔𝚝ı 𝚣𝚊𝚝𝚎𝚗"
Mesajı yolladım, trip atar gibi ekranı ipektim ve yeşilinden bir arada daha anladım. takılı kaldı Gözlerim. Neden cevap yazmadı? Gerçi daha üç saniye oldu yollandı. Acaba mesaj gördü mü? Acaba başkasın da mesaj attı mı? Bundan bana ne. Ah, bu mesaj alma işi ne zormuş. Titrediğini yeni fark ettiğimde elimde mesaj merkezlerinde bir kez daha dünyada mesaj atan nam-ı diğer gelmeyeneyegidenadam'ın linkine tıkladım ve kırıldına gözlerim anında görmeye kaydı.Tamam... Terslememeyeliyidim.Çocuk Francisco Lachowski'ye benziyor.Tumblr kızlarının en büyük hayali.Bak... Anlayamıyorum... Hayır yani ne diye Francisco Lachowski'ye eşlik eden bir çocuğu terslersin İzmir!? 👍 𝙠
𝙚𝙩𝙢𝙚𝙯... "
Yutkundum. Kullanıcının adını önceden tahmin ettiğimde, adam gitmemeye başlamıştı. Ayrıca biyografisinde yazan o cümle, kimse hiçbir yeri geri dönmek üzere terk etmez. Ve bulunduğu yer, Fransa.Bu çocuk Türkiye'yi terk edip Fransa'ya mı kaldı? Ben bir yeri terk edecek olsam seçeneklerim ancak odayı terk edip etmemeyi bırakmama elverir. Blogunu nedense takip etmek yerine sık kullanılanlar sevmeme kaynağından çıktım ve tekrar Tumblr'a satıldı. Mesajın yazdığı"1" sayısıyla bilgim yok mu? Çocuğu terslendin sen İzmir'i, şimdi neyi sır olarak görüyorsun? Mutthelemen küfür etti. Asaletimi bozmadan mesaj kutusunun üstüne tıkladım ve mesaj listelendi
𝙢𝙚
:𝙗𝙚𝙣𝙚𝙜𝙚𝙣𝙞𝙣𝙞𝙣𝙘𝙞𝙨𝙞
"𝚄𝚢𝚞𝚖𝚊𝚣𝚜𝚊𝚗 𝚖𝚊𝚣𝚜ı𝚗 𝚍𝚒𝚢𝚎 𝚜𝚘̈𝚢𝚕𝚎𝚍𝚒𝚖 𝙴𝚐𝚎'𝚗𝚒𝚗 𝙸̇𝚣𝚖𝚒𝚛.𝙱𝚎𝚗 𝙴𝚐𝚎. 𝚕𝚍𝚞𝚖.𝚈𝚊𝚛ı𝚗 𝚋𝚊𝚗𝚊 𝚢𝚊𝚣𝚌𝚊𝚔𝚜ı𝚗. 𝚎𝚛"
Yutkundum. Hani bazı anlar vardır. Saf gibi kalıyor ve güçlü tepki verme yolunda ilerliyor. Ama bunun yerine yapılabilecek tek şey yutkunmak olur. Bu" Söylediğin şey boğazımdan geçmedi. Geçsin diye yutkumdum" demektir. Kimse bunu itiraf edemez, ancak karşı taraf her zaman bilir. O zaman hep beraber yutkunalım... Çünkü çocuk bana uzatacağı ne yapacığımı emreder gibi iletti ve benim ona verecek afili bir cevapm yok. Boş bırakamam, üç yanlış bir doğruyu götürmüyorsa boş bırakmamalı. Yazmak zorundayım. Ama aklım çocuğun ismi ve benim kullanıcı adımının garip uykuda. O Ege, ben Ege'nin incisi. Ey Ege, ben İzmir. Derin bir nefes aldım ve cevap verme butonuna tıkladım. Hadislerin değişmesi, onu olduğu yere çi iletecek bir cevap yazabilirsin.Sertçe tuşlara tıklamaya hazırlanm.
𝙆𝙞𝙢𝙚:𝙜𝙚𝙡𝙢𝙚𝙢𝙚𝙮𝙚𝙜𝙞𝙙𝙚𝙣𝙖𝙙𝙖𝙢
𝙣𝙚𝙜𝙚𝙣𝙞𝙣𝙞𝙣𝙘𝙞𝙨𝙞
" 𝚈𝚊𝚛ı𝚗 𝚜𝚊𝚗𝚊 𝚐̆ı𝚖, 𝚒𝚢𝚒 𝚐𝚎𝚌𝚎𝚕𝚎𝚛 "Harika! Bildiğim yerde çivilenecektir. Aptal izmir. Verebilecek en iyi yanıtı aldınız mı? Küfür etsen daha şok etkisi olurdu. Çocuk şimdi bunu okuyacak, rahatça uyumaya gidecek. Acaba bir mesaj daha yollayıp ekleme yapsam mı? " Ve senin ağzına sı... "Neyse yazmayacığım.
Mesaj okundu ve öylece ekrana bakmaya başladım. Yeşil çayımdan ağır ağır yudum alarak sadece ve sadece ekrana baktım yatım saat boyunca. Mesaj gelmedi. Geçmişinde beklemiyordum zaten. Hayır, gerçekten beklemiyordum. Son kez değişiklik yenilendim ne olur ne olmaz diye ve anı bir kararla bilgisayarım kapatıldı. Burnumdan soğuyarak yatağını ayırıp gözlerini kapattım.
Aklımdan çıkarsa uyucaktım...
Garip bir şekilde bakışlarını kapattığım an göz kapaklarımın önüne "Arttık uyu... " yazası geldi. Sanki söylenmiş de kulağıma tekrarlıyormuş gibi
rahatsız olarak görünüşleri kayıtlı ve bir kez daha kapandım 𝙰𝚛𝚝ı𝚔 𝚞𝚢𝚞. Şaka bu değil mi? Bir kez daha düzenli ve bir kez daha kapattım 𝙰𝚛𝚝ı𝚔 𝚞𝚢𝚞. Ciden mi? Bedenim benimle dalga mı geçiyor? Başka şekilde açıklanması mümkün değil. Gözlerimi sımsıkı kapattım ve o mandıralanmış lekelerin açılması için iyice sıktım. Gözlerim artık acımaya başladığında yazı kalmamıştı, bunun yerine göz altlarımın acısı kalmıştı. Şimdi uğraşması gereken ben değilim, cildim. Hadi bakalım. İyi geceler. 𝙱𝚎𝚗, 𝚒𝚣𝚖𝚒r.𝙴𝚐𝚎'𝚗𝚒𝚗 𝚒𝚗𝚌𝚒𝚜𝚒..
Bak yine yapıyor...Bu kadar puana sahip olabilirsiniz
2. Bölüm yakında