***"Bu nasıl oldu, rapor ver Alfa."
Yanıbaşındaki boylu boyunca bilinci kapalı bir şekilde uzanan kızıl saçlı bedene yaptığı müdahaleden sonra Efendi Joseph tek kaşını kaldırıp sorgularcasına bulmuştu karşısındaki alfa komutanı.
"Efendim, yabancı dışarı çıkmak istedi ve çıkış yolunda yürürken birden fenalaştı, sendeleyip düşmeden önce onu kucaklayıp hemen buraya getirdim."
Siyah saçlı adam ona yukarıdan bakışlarını sunarken kafasını onu onaylar gibi sallayıp masaya yöneldiğinde, eline bir şırınga tutuşturmuş ve içine değişik sıvıları karıştırmaya başlamıştı. Şırınganın havasını alıp onu ince parmakları arasında kaydırırken, bir miktar sıvı da havada yükselip zemine damlayarak doktorun birkaç metre önündeki Alfa Shawn'ın hemen önüne düşmüştü.
"Kızışma dönemin mi yaklaşıyor Shawn?"
Alfa, doktorun sorusunun sebebini çözemediği için "Anlamadım Efendim? Diyebildiğinde, şırıngayla beraber hemen önünde adımlarına son veren Joseph Dorian Morr, konuyu biraz daha açmak istemiş ve parmakları alfanın alnından süzülen bir damla teri bulup ona gösterir gibi baş parmağının arasında ezmişti minik sıvıyı ağır hareketlerle.
"Fazla terliyorsun, vücut ısın olması gerektiğinden yüksek ve de kırmızı irislerini büyüyen gözbebeklerinden göremiyorum bile?"
Winter, farkında bile olmadan tuttuğu nefesi arasından dudaklarını aralarken, Valeria ile az önce yaşadığı gerginliği düşündüğünden terlediğini söyleyemiyordu. Yabancının başına dert açıp Joseph ile arasını açmasına müsade etmek istemediği için boğazına oturan gıcığı temizleyip cevapladı.
"Evet Efendim, malumunuz dolunay yaklaşıyor ve enerjimi atabilmem için geceleri düzenli koşuya çıkmam gerektiğinden şu sıralar kan akışım ekstra hızlı."
Doktor, Winter'ın sakin tavırlar sergilediğini görür görmez başını sallayıp onu onaylandığında, çekilebileceğini söyleyerek yabancıya doğru adımlarken Delta Haiden'i çağırma emrini Alfa'ya iletmişti.
Ama önce, ilgilenmesi gereken bir hastası vardı...
Odaya ilk getirildiği andan itibaren yarı baygın olan dalgalı kızıl saçlı kadının solunum zorluğu çektiğini farkeder farketmez ona oksijen maskesi ile takviye yaparak rahatlayıp uyumasını sağladı. Şimdi ise yastığa düşen tutamlarını izlerken, bembeyaz teninin bir insana göre nasıl böyle parlayabileceğinin hayreti içerisinde fırsattan istifade onu izliyor, böylelikle inceliyordu adasına düşen bu kadını...
Kan değerleri oldukça düşük göründüğü için ona çeşitli minerallerin olduğu bir serumu damar yolu açarak koluna bağladığında, elindeki iğneyi de serumun sıvı haznesi içerisine enjekte ederek bu ilacın gereken enerjiyi ona vermesini diledi. Ama bu, yan etki olarak bir süre daha derin bir şekilde uyumasına sebep olacaktı.
Boynuna astığı stetoskopunun tıkaçlarını kulağına yerleştirdikten sonra eline tutturduğu yuvarlak metal kısmı da yabancının sırtüstü uzanan bedeninin üzerinden göğsüne yaslayıp, nefes düzeni ve kalp kapakçıklarının işleyişini dinlemeye koyulduğunda, daha iyi kavrayabilmek için parmakları arasındaki yuvarlak metali, o az önce gerçekliğini sorguladığı kusursuz tenin yüzeyine köprücüklerinden içeri doğru sokuşturmaya çalıştı.
Eli, tişörtün altından Valeria'nın iri göğüslerine doğru ilerlediğinde, Joseph gereksiz bir gerginliği üzerinde hissederken işine odaklanmaya çalışıp yabancının kalp ritmine vererek kulaklarına ulaşan tınıya vermişti kendini. Sıcaklamış hissediyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
TANRI'NIN ADASI: Mühür
Fantasia[+18] "Sen Valeria... Benim olansın!" Nefesimi kesen içimdeki varlığı, en ücra kıyılarıma vuruyorken, kulaklarımda çınlayan tek ses... Mührümün sahibine aitti. "Ve de sen, ait olduğum tek gerçeksin!" *** Yıkılan ve doğumların azalıp insan ırkının a...