Görseldeki kişi Samara.
Samara'yla Bitki bilim dersi için zehir ve ilaç hazırlamak için ormana gelmiştik.Ormanda birlikte yürüyorduk ama Samara'dan hiç ses çıkmıyordu. Açıkçası ben de konuşmayı çok sevmezdim.
Ama bu sessizlik canımı sıkmaya başladı, hele ki bu ıssız ormanda.Yüzümü Samara'ya dönüp,
"seninle hiç konuşamadık ama bence ileride iyi arkadaş olabiliriz ne dersin.""Samara ise donuk bir sesle,"iyi mi yoksa kötü mü ,arkadaş olacağımızı zaman gösterecek Lavinya.
Ayrıca benim hakkımda ismimden başka hiçbir şey bilmiyorsun. Tabii ki ben de senin hakkında bu kadar bilgi biliyorum."
"O zaman bitkileri arayacağımız yere kadar birbirimizi tanıyalım ne dersin."
"Çok fazla konuşmam sadece yüzeysel bilgi veririm. Açıkça söylemek gerekirse...."
Birden durdu ve kuşkulu gözlerle beni inceleyip,"Lavinya gerçekten garip birisin, sen fark etmezsen de ben seni epey zamandır inceliyorum ve bir şeyler saklandığından neredeyse eminim."
Samara'nın sözleri ile sırtımdan soğuk bir ter usul usul kaydı."Hatta bazı hareketlerin beni oldukça şaşırttı. Hatta bu hareketlerin bazen hoşuma bile gidiyor. Yeryüzünde duygularını gerçekten gösteren insanları bulmak zordur. Gerçek duygularını göstermeni bir şey engelliyor bunun farkındayım. Bu yüzden, seni kendime çok benzetiyorum."
Samara bunu söylediğinde ise yüzümde tuhaf bir tebessüm oluşmuştu ve tabii biraz da şaşırmıştım.
Dışarıdan bakıldığında Samara ile tek ortak yönümüzün soğuk bakışlarımız olduğunu herkes fark edebilirdi.
Ama bu soğuk bakışlarda belki de dünyanın acısı vardı.Hayat bize kurallar koyar, herkesin bir sırrı vardır. Belki kimseye söyleyemeyeceğimiz, tek başımıza göğüs gerebileceğimiz sırlar.
O kadar hızlı zaman geçmişti ki sonunda bitki toplayacağımız yere gelmiştik.
Samara yüzünü bana döndürüp, yüzünde yine donuk ifade ile .
"Ben hocanın derste işlediği bitkileri arayayım. Sen de bu bitkilerle karıştırabileceğimiz, zehirli ve faydalı bitkilere bak. Ne kadar çok bitki bulursak, o kadar çok çeşit zehir ve ilaç yapabiliriz.
Ya da deneyebiliriz ,ayrılsak daha iyi olur."Başımla onaylayıp ormanın içine doğru şekilde ilerlemeye başladık.
Etraf gerçekten çok güzel görünüyordu.
Birden kendi yurdumu özlediğimi hissettim. Kanlı Lotus'un da çok güzel ormanları ,buranın havasından daha güzel kokan bir havası vardı.
Yüreğimdeki özlem'i bastırıp bitkileri toplanmaya odaklandım.
Ormanın içinde dolaşırken önümdeki bir ağaç gerçekten dikkatimi çekti.
Aslında dikkatimi çeken ağaç değil de üstündeki çatlaklardı.
Ağaca yaklaştığım zaman bunun tütsülerde kullanılan bir ağaç olduğunu anladım. O anda aklıma çok güzel bir fikir geldi. Hemen cebimdeki çakıyı çıkarıp ağacın çatlamış yerlerindeki kabukları bıçakla attırdım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KANLI LOTUS
FantastikGüvendiğim arkadaşlarım tarafından ihanete uğradım ve beni acımasızca öldürdüler. Ruhumu son anda kurtarıp başka bir boyuta yeniden doğdum . Benimle yeni maceralara var mısın? Artık intikam vakti .