Sabah kalktığımda içimde nedensiz bir neşe vardı. Üstümü giyinip çantamı sırtıma taktım. Okula doğru adımlarken içimdeki nedensiz neşe devam ediyordu. O gün ilk defa kendime tekinlerimi sıralamadan sınıfa girmiştim. Bu garip bir şekilde beni özgür hissettirmişti. Sınıfa girdiğimde gözüm direkt Kamer'in sırasını bulmuştu. Orada oturuyordu. Ve... çok yakışıklıydı. Saçlarının birkaç tutamı alnına düşmüştü. Bir kitap okuyordu. Sınıfa girdiğimde mavi gözlerini bana çevirdi. Gözleri o kadar güzeldi ki...
Bana bakıp gülümsediğinde bende ona gülümsedim. Daha sonra gülümsememi yüzümden hemen sildim. Çirkin olmak böyleydi işte. Gülümsemek bile yasaktı. Gülümsemem yüzümde anında yok olduğunda kaşlarını çatıp bana bakmaya devam etti. O bana bakmaya devam ederken ben bakışlarımı kaçırıp sırama yöneldim. Sırama oturduğumda her zamanki gibi Buse dibimde bitti.
"N'aber yarım dünya?" Sabahki neşem anında yok olurken Buse sesli bir kahkaha attı. " Saçlarını toplayınca güzel olduğunu falan mı sanıyorsun. Tatlım sen gerçek bir çirkinsin. Kabullen artık bunu." Derken saçlarımın bir tutamını eline almıştı. Bugün bir değişiklik yapıp saçlarımı atkuyruğu yapmıştım. Aslında saçlarımı beğenmiştim. Beni daha az çirkin gösterdiğini düşünmüştüm. Demek ki öyle değildi...
"Bence çok yakışmış Ahu. Yüzünün güzelliği ortaya çıkmış." Dediğinde Kamer'in sesi o an ruhumdaki parmak izlerinin birini silmişti.
Başım şaşkınlıkla Kamer'in olduğu tarafa döndüğünde ne zaman sıramın önüne geldiğini anlayamamıştım. Ama şuan tüm içtenliğiyle bana güzel diyordu. Beni güzel buluyordu. Kamer gibi biri beni güzel buluyordu. Ona baktığımda minnetim gözlerime yansımış olmalı ki bana çok güzel bir gülümseme bahşetti. Buse afallamış bir şekilde Kamer'e döndüğünde onun pis gözlerinin Kamer'e bakması beni rahatsız etmişti.
"Ne?" dedi Buse hala afallamış bir şekilde Kamer'e bakarken.
"Diyorum ki bence saçı çok güzel olmuş." Dedi Kamer Tiksinmiş bakışlarını Buse'ye yöneltirken bana bakarken dudaklarında olan güzel gülümseme yok olmuştu. Buse şaşkınlığını üstünden attığında kaşlarını kaldırıp alay eder gibi Kamer'e baktı.
"Çok ayıp ama.Yalan söylemek çok ayıptır Kamerciğim. Bunu sana kimse öğretmedi mi?" Buse bunu söylediğinde Kamer'in gözleri adeta alev aldı.
"İnsanların dış görünüşleriyle dalga geçip onlarda kapanmayacak yaralar bırakmakta çok ayıptır Buse. Peki bunu sana kimse öğretmedi mi? Hı?" Dediğinde dişlerini sıktığını kasılan çene kaslarından görebiliyordum. Buse bir kez daha aval aval Kamer'in yüzüne bakarken sadece tek bir kelime söyleyebilmişti.
"Ben..."
"Sen, insanların duygularını önemsemeyen, insan olmayı hak etmeyen bir canavarsın sadece. bu dünyada hiçbir zaman yer edinemeyeceksin. Her zaman hiçbir şey olarak kalacaksın. Başka insanların acısından zevk alıyorsun Buse. Bence kendini sorgulamalısın. Gece kafanı yastığa koyduğunda nasıl rahat uyuyabiliyorsun?" Dedi Kamer hala dişlerini sıkarken. Buse sinirle ellerini yumruk yaptığında Kamer'e avazı çıktığı kadar bağırmaya başladı.
"Söylediğin her kelime için pişman edeceğim seni. Dizlerime kapanıp özür dileyeceksin Kamer Eryiğit. Hayatı zehir edeceğim sana." Dedi Buse hırstan nefes alış verişleri hızlanmış bir şekilde.
"Çok korktum bak şimdi." Dedi Kamer alayla kaşlarını havaya kaldırıp Buseyle yüz yüze gelmek için eğilirken."Hadi hayatı bana zehir et Buse. Ama dikkat et de bunun sonunda üzülen sen olma." Diye fısıldarken ekledi tehditkar bir ses tonuyla. Buse ona iki saniye daha baktıktan sonra ayaklarını yere vura vura sırasına gitti. Ve gözlerini Kamer'e dikti.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Ruhumdaki Parmak İzleri
Novela JuvenilKüçük yaşlardan beri zorbalığa uğrayan bir kız olan Ahu'nun hayatı ve iç dünyası. Hayatına dahil olan Kamer Ahu'nun yaşamına bomba gibi düşer. Eğer hikayenin geri kalanını merak ediyorsanız sizi bu aksiyonlu ve kendinizden bir şey bulacağınıza emin...