"Ölüm sadece bir başlangıçtır."
~Sir Arthur Conan Doyle
(Ölüm Yolcusu)"Bu da ne demek şimdi?! Adamın ölüm sebebi uyuşturucu değilse ne?Bağımlıymış zaten. Ne olmuş olabilir ki?"
"Sakince olaya girmezsek bulamayız. Şimdi. Adamın ölüm saatini, yerini ve sebebini bulmamız gerek. Otopsi raporlarına ve adamın ölüm yerinin kamera kayıtlarına ihtiyacımız var."
"Yani Mycroft'a-"
"Hayır."
"Ama insanlar ölecek!-"
"O asla olmaz. Burnu kalkık egoist-"
"Sizin çocukça inatlarınızın sırası değil! Aptallaşma. Arıyorum-" John telefonu eline aldı ve arayacakken Sherlock telefonu ondan kaptı.
"Ver şunu."
"Sevgili abimin yardımına ne gerek var? Ben gayet de kayıtları kendim bulabilirim-"
"Telefonu ver dedim seni pis embesil!" John telefonu almak için öne atıldı ama Sherlock çoktan çekilmişti.
"Ne kadar yazık. Boyunuz mu yetmiyor Watson?" Sherlock dalgasını geçerken John onun üzerine atladı ve tekrar telefonu almaya çalıştı. Yere düştü ve sinirle Sherlock'a baktı.
"Ver şunu."
"İyi, al. Ama onun yardımını istemiyorum." Sherlock John'u yerden kaldırıp telefonu ona verdi. John kalkıp Mycroft'u arayacaktı ki zaten onun aradığını gördü.
"Evet?"
"Sherlock orada mı?" John, el kol hareketleriyle orada olmadığını ve çok meşgul olduğunu söylemeye çalışan Sherlock'a göz devirerek onayladı.
"Tamam. Yardımınız gerek. On dakikaya burada olursunuz. Aşağıda araba bekliyor."
Gerçekten de siyah bir araba aşağıdaydı. Sherlock sinirle paltosunu giydi, yakalarını sertçe kaldırdı ve aşağı indiler..***
"Ne var bu kadar önemli olan?"
"Sana da iyi günler sevgili kardeşim. Direk konuya gireceğim. Sistemimize birileri sızıyor ve dosyaları değiştirip duruyor. Sayılı kişilerin girmeye izinli olduğu dosyalar bile çalınmış. Bazı adamlarımıza da ulaşamıyoruz."
"Kim olduğunu bulmamı mı istiyorsun?"
"Bulmanızı."
"Bulmamızı?"
"Bu iş John'u da ilgilendiriyor."
"Yani tabii birlikte vakalara bakıyoruz ama- Her neyse. Nasıl yani?"
"Araştırmaya başlayınca anlarsın. Şimdi gidebilirsiniz. Ve hızlı olun. Bütün veriler zarar görmeden önce şunu çözün."
"Neden şimdi söylemiyorsun? Hey! Sana diyorum! Gizemli davranmayı kes Mycroft!"
Sherlock arkasından bağırırken Mycroft şemsiyesini sallayarak depodan çıktı ve gitti.
"Sana gelmememiz gerektiğini söylemiştim."
"Yardım isteyecektik ama-"
"Hayır! Ondan asla olmaz. Bir daha çağırmam. Egoist herif." John, Sherlock'un sinirine kıkırdadı ama sonra ciddileşip konuştu.
"Şu işi nasıl çözeceğiz? Bir tarafta taklitçi diğer tarafta Mycroft. Yürütebilecek misin?"
"Mycroft bekleyebilir. Öbürü daha heyecanlı. Ölmeye çalışmadığımız kısmı yani."
"Odaklan. Kamera kayıtlarına nasıl ulaşmayı planlıyorsun?"
"Kate."
"Ne?"
"Nasıl aklıma gelmez! Haklısın bazen gerçekten aptallaşıyorum."
"Kimden bahsediyorsun? İngilizce konuş."
"Katlyn O'Neill."
"İrlandalı? Sen nerden tanıyorsun?"
"Güvenlik kameralarına erişimi olan biri diyelim. Sonra açıklarım. Hadi. Zamanımız azalıyor."
"Bunu sen mi söylüyorsun? Hey! Beni bekle!"
John arkasından koşarken Sherlock çoktan bir taksi çağırmıştı.
***
"Will ne zaman şu adamı rahat bırakacaksın?"
"Asla. Onun ölmesi gerekirdi. O yangında onun ölmesi gerekirdi! Abim olmazdı.. Onun yüzünden bütün hayatım mahvoldu. O herif yeterince acı çekene kadar durmayacağım.."
"Sen bilirsin. Ama bu işin sonunda ya öleceksin ya da hapse gireceksin haberin olsun."
"Öyle bir şey olmayacak. Hapse girmeyeceğim. O herif ölmeden hiçbir yere tıkılmıyorum! Şimdi kes sesini de şu bilgisayarı getir. Daha çok işimiz var."
***
"Eve mi gidiyoruz?"
"Mycroft bekleyebilir demiştim. 10 saatimiz var. Telefona gelecek yeni ipucunu bekliyorum."
"Nasıl yani? Neden bu kadar emin konuşuyorsun-"
Taksideyken pembe telefona bir mesaj daha gelmişti. Sherlock hemen taksiyi durdurdu ve parayı verip John'un kolunu çekerek aşağı indi. John sendeledi ve bir an sinirle Sherlock'a baktı ama bu sefer önemsemedi.
"Video."
"Açıyorum."
Sherlock videoyu açtı ve bir haber gördüler. Spiker tarih söylüyordu ama tarih ve spikerin ağzı sansürlenmişti. Haber devam etti:
"Barts Üniversitesi'nde çıkan yangının gaz kaçağı olmadığı iddia ediliyor. James Miller, Ivy Harrington ve Harry Wilson gibi toplamda 28 öğrenci ve öğretmenin ölümüne sebep olan yangının çıkma nedeni tekrar soruşturma kapsamına alındı. Sıradaki haberimiz.."
"Bekle, ne? James mi? Resim var mıydı?"
"Evet şurada gözüküyor. Tanıyor muydun?"
"Benim iki üst dönemimdeydi. Yanarak gözümün önünde ölmüştü.."
"Nasıl yani? O yangında sen de mi vardın?"
John bir an hatırlamak için sessiz kaldı. Sonra yavaşça devam etti.
"Yangının sebebi hiç bulunamadı. Tabii yangından sonra daha fazla önlem alındı ama iş işten geçmişti."
"Nasıl olduğunu hatırlıyor musun?"
"Üst katta büyük bir patlama olmuştu. Tavan üzerimize çöktü. James'le yakındık. Yakın arkadaşımdı. O kattaydı. Tavan üzerime çökmüştü. Kablolar tutuşmuştu ve içerisi dumanla dolmaya başlamıştı. Yanında da Oliver vardı. Alevler yaklaşırken beni buldular ve çıkardılar. Tam gidecektik ki duvar patladı. James beni itmişti ama kendisi molozların altında kalmıştı. Onu çıkaramayacağımızı biliyordu. Yine de denemek istemiştim. Elim biraz yanmıştı ve devam edersem sanırım orada zehirlenecektim. James onu orada bırakmamızı söyledi. James'i severdim. Oliver olmasa orada kalacaktım. Beni kolumdan çekip koşmaya başladı. Giderken son kez arkama baktığımda onun yandığını gördüm. Sonra da cenaze falan işte. Ailesinden bir tek kardeşi benden nefret etmişti. Kardeşiyle aynı yaştaydık. Abisini öldürdüğümü düşünüyordu."
"Ailesi?"
"Annesi birkaç yıl sonra kanserden öldü. Babası oğlunun ve karısının ölümüne dayanamayıp intihar etti."
"Kardeşi?"
"Kaçtı. Kayboldu ve bir daha ortaya çıkmadı. Bir tek abisine takıntılı olduğunu hatırlıyorum."
"Bekle. Belki de aradığımız adam odur.."
Onları izleyen nişancılardan habersiz ipucu bulmuş olmanın umuduyla polis kayıtlarında James'in kardeşini bulmak için Scotland Yard'a gitmeye koyuldular. Tabii kayıtlarda öyle biri varsa...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
•NEW CASE• |°JOHNLOCK°
Fanfic"Seni öldüreceğim! " "Hadi ama John, beni öldürmek iki yıl öncenin modası..." Dostum Toplock haberin olsun başka ihtimal düşünülemez zaten aq.