9. Bölüm

737 21 5
                                    

Sabah Melis'in bağırmasıyla uyandım. "Kızım uyansana alışveriş yapacağız sen hala uyuyorsun yaaaa kalk haddiiiii." Diye dürtüklüyordu. Gözümü açıp "daha kargalar bokunu yemedi avmler açılmadı ne alışverişi bu saate sen iyice mal oldun abimden sonra." Dedim. Melis "saat 9 Ela kaaaallkk kahvaltı yapar öyle geçeriz zaten." Dedi. Oflayarak yataktan kalktım ve hazırlanmaya başladım. Giyip çıkarması kolay olsun diye elbise giymiştim. Hazırlandıktan sonra evden çıktık ve arabaya bindik.

Starbucks'a uğrayıp kahve ve sandviç alıp yedikten sonra avm ye gittik

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Starbucks'a uğrayıp kahve ve sandviç alıp yedikten sonra avm ye gittik. Burası gerçekten çok büyük bir avmydi. Arabayı otoparka bırakıp gerekli olan eşyaları çantama koydum ve içeri girdik. Oğuz'a avm de olduğumuza ve mesajları görmezsem endişelenmemesi gerektiğine dair bir mesaj attıktan sonra alışveriş turumuz başladı...
Saatler süren alışverişten sonra yemek yemek ihtiyacı hissettik. Cidden pertimiz çıkmıştı. Bir yandan yemek yerken bir yandan Oğuz'un yazdığı mesajlara cevap veriyordum. Saat 8 e geliyordu. Yemeğimizi yedikten sonra poşetlerle birlikte otoparka indik ve eşyaları arabanın bagajına koyup yola koyulduk. Eve geldiğimizde abimler iş konuşuyordu. Koşarak Oğuz'un yanına gidip sıkıca boynuna sarıldım ve "aşkııımmm seni çok özledimmm." Dediğimde gülümseyip alnıma bir öpücük kondurdu. Abim de Melis ile sarılmıştı. Ege abi "benim de birini bulma vaktim gelmiş anlaşılan." Dediğinde gülüp ona da sarıldıktan sonra "ne işiniz varsa bırakın size aldıklarımızı gösterelim sonra devam edersiniz işinize." Dediğimde bir iki söylenseler de kabul ettiler. Biz Melis ile aldıklarımızı gösterirken kıyafetlerin kısalığı ve açıklığı hakkında ufak tartışmalar yaşansa da sonunda tatlıya bağlanmıştı. Abim "Eloş bi kahve yapsan da içsek." Dediğinde "manitan yapsın banane pertim çıktı benim." Dedim ama Melis uyukluyordu. Oflayıp ayaklandığımda Oğuz da peşimden geldi. Mutfağa girdiğimizde belimden tutup kendine çekti ve dudaklarıma yapıştı. Gülümseyerek öpüşüne karşılık verdim. Ayrıldıktan sonra "sen her geçen gün güzelleşiyor musun yoksa ben mi sana her geçen gün daha çok aşık oluyorum?" Dediğinde kaşlarımı çatıp "ne yani normalde çirkin..." cümlemi tamamlamama izin vermeden tekrar dudaklarıma yapıştı. Kollarımı boynuna dolayıp parmak ucuna yükseldim. Beni kucağına aldı ve öyle öpüşmeye devam ettik. Bir süre sonra içerden abimin sesi gelince ayrılmak zorunda kaldık. Oğuz abime söylenmeye başladı. Bende onun bu haline gülerken bir yandan kahveleri yapmaya başladım. Oğuz bana yaklaşıp kucağına aldığı için iyice yukarı çıkan elbisemi aşağı indirince gülümseyip dudağına bir öpücük kondurdum. Oğuz "dayanamıyorum sana o kadar güzelsin ki her saniye öpmek istiyorum seni." Dediğinde bir kere daha öptüm dudağından ve ardından "evlen o zaman benimle. 7/24 birlikte oluruz hem öyle." Dediğimde şaşırıp kalmıştı. Onun bu haline gülüp olan kahveleri fincanlara doldurdum. Oğuz "senin için erken değil mi daha? Ben okulun bitsin istiyosun diye biliyordum." Dediğinde "zaten öyle. Ama adının konulmasında ciddi bir adım atılmasında sıkıntı yok bence. Hem zaten 1 senem kaldı. Yine de meraklısı gibi gözükmeyeyim." Dedim göz kırpıp ve doldurduğum kahveleri alıp içeri geçtim. Oğuz da sırıtarak peşimden geliyordu. Ege abi piç gülüşü atıp "Oğuz hayırdır ruj mu sürdü Ela sana?" Diyince ben kızarmış Oğuz da sinirlenmişti. Abim söylenmeye başlayınca Melis onu sakinleştirmek için bir şeyler söyledi. Kahveleri verdikten sonra Oğuz'un oturduğu koltuğa uzanıp başımı dizlerine koydum. Hemen bir eli saçımla oynamaya başlarken diğer eliyle elimi tuttu. Gülümseyip gözlerimi kapattım. Birden hareketlenmeyle uyandım ama gözlerimi açmadım. Oğuz kucağına almış ilerliyordu. Yüksek ihtimal odama götürüyordu. Odamın kapısını açıp yatağıma yatırdı ve üstümü örtüp saçlarıma alnıma ve dudaklarıma ufak birer öpücük bırakıp yavaşça çıktı odamdan. Bende bir güzel uyumuştum...
Gece telefonumun çalmasıyla uyandım. Melis arıyordu. Panikle telefonu açtım. Ağlayarak "kanka lütfen çabuk aşağı gel." Dedi ve kapandı telefon. Panikle yataktan kalkıp abimin odasına baktım ama orda yoktu. Evin hiçbir yerinde yoktu. Kaşlarım çatık Oğuz'a yazdım. "Abim evde yok Melis ağlayarak aşağı çağırdı yanına iniyorum."  Mesaj gitmemişti tek tikte kalmıştı. Kaşlarım çatık aşağı indim. İçim bir huzursuzdu. Bir şey olacak gibiydi. Aşağı indiğimde bir adam Melis'in kafasına silah tutmuştu. Melis ağlayarak bana bakıyordu. Adam sırıtarak "eğer yürüyüş yoluna gelmezsen iyi şeyler olmayacağını söylemiştim." Dedi. Panikle "tamam geldim işte bırak onu." Dedim. "Ohooo seninle de eğlenilmiyor hiç." Dedi. Stresten vücudum titriyordu. Birazdan da şiddetli baş ağrısı başlayacak ve burnum kanayacaktı. "Tamam bırak kızı dedik işte gitsin bırak senin istediğin ben değil miyim zaten?" Dedim. "Tövbe haşa babanın istediği sensin benim haddim değil seni istemek." Dedi. "Tamam sal kızı gidelim babama." Dedim. Onu bırakıp silahı bana gösterdi. Arabaya işareti yaptığında arabaya ilerledim. Melis bir şey diyecekti ki izin vermeden bindim arabaya. Peşime şoför koltuğuna geçip arabayı çalıştırdı. Çaktırmamaya çalışarak Melis'e hareketli konum attım ve telefonu kapatıp sakladım. Adam benimle konuşmaya çalışıyordu ama ona cevap vermeden camdan dışarıyı izledim. Zaman geçtikçe mayıştım ve gözlerimi kapattım. Adamın beni dürtüklemesiyle uyandım. Gözümü açtığımda sabah olmuştu. Kaç saattir yoldaydık böyle? Arabadan inip kapımı açtı ve kolumdan çekiştirirken bir yandan da silah tutuyordu. Biraz yürüdükten sonra bir evin önüne geldik ve kapıyı çaldı. Bir hanımefendi kapıyı açtı ve "hoş geldiniz Ela hanım." Dedi ve kenara çekildi. Anlamaz bakışlarla kadına baktım. Beni salon gibi bir yere yönlendirdi. İçeri doğru yöneldim ve gördüğüm şeyle şok oldum...

Abimin ArkadaşıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin