MAYIS 26
Son sınavlarada girmiştik. Yaz tatiline girmemize bir hafta kalmıştı. Ondan önce bu süre içerisinde Agir ağa ile biraz da olsa yakınlaşmıştık. En azından eskiden olduğu kadar çekinmiyorum ondan.
Bu gün ağabeylerim işe gitmeyeceklerdi. Onlar uyurken güzel bir kahvaltı hazırladım ardından ilk Hamza ağabeyimi ardından Harun ağabeyimi uyandırdım. Güzelce kahvaltı yaptıktan sonra beraber sofrayı kaldırdık. Onlar içerde otururken bende odamda Zehra öğretmen ile konuşuyordum.
Siz:
Ağabeylerim evdeler bu gün dışarı çıkarız büyük ihtimalleZehra öğretmen:
Aslında ağabeyimin doğun günü salı günü beraber dışarı çıkalım mı diye soracaktım.Siz:
Çok isterdim ama belki başka zamanZehra öğretmen;
Anladım tatlım görülürüz o zmanSiz:
Aynen konuşuruz
❤️Tekrar mutfağa gidip kahve yaptım. Güzelce fincanlara koyup içeri geçtim.
"Ağabey?"
"Hım?"
"Bu gün dışarı çıkacak mıyız?"
"Hayırdır bir şey mi lazım?"
"Evde bir kaç şey eksik."
"Çıkarız yavrum bu gün."
"Tamamdır ağabeyim." Boşalan kahve fincanlarını yıkamak için mutfağa gittim. Son fincanıda durulayıp kenara koyduğum da kapı çaldı. Harun ağabeyim 'Ben bakarım' diyerek kapıyı açmaya gitti bende Hamza ağabeyimin yanına salona geçtim. İkimizde sessizce oturmuş kapıda olanları duymaya çalışıyorduk.
Harun ağabeyimin birden sesini yükseltmesiyle Hamza ağabeyim kaşlarını çatıp iyice ne olduğunu anlamaya çalıştı.
"Senin ağzından çıkanı kulağın duyuyor mu? Ne dediğinin farkına var da gel kapımıza!"
Harun ağabeyim asla böyle konuşmazdı, Hamza ağabeyim ne olduğunu öğrenmek için hemen Harun ağabeyimin yanına gitti. Bende peşinden gidip kenarda onları izliyordum. Adiloğulları aşiretinin en küçük varisiydi gelen kişi.
"Ben ne dediğimi gayet iyi biliyorum Harun bey kardeşin Dilde'yi ağabeyime istiyoruz. Zaten Awşin hanımada bahsettik bu durumdan."
"Bizde Awşin hanıma hayır dedik. Size bahsetmemiş anlaşılan." Dedi kinayeyle Hamza ağabeyim.
"Yioo bahsetti bide gelip kendimiz isteyelim dedik. Benide buraya müsait bir gününüz var mı bu hafta diye sormaya gönderdiler."
"Ahh canım." Dedi Hamza ağabeyim sahte bir üzgünlükle ve devam etti.
"Biliyor musun bu hafta hiç müsait değiliz. Haftaya için düşüneyim... Hımm düşündüm sizin için müsait bir güzümüz yok. Maalesef.""Belki Dilde istiyordur siz ne karışıyorsunuz?"
Harun ağabeyimin siniri giderek artıyordu bu belliydi ama kapıdaki çocukta diretmekten başka bir şey yapmıyordu. Harun ağabeyim sinirle içeri gitti. Adiloğulları'nın küçük varisi, Hamza ağabeyim ve sinir bozan alayları baş başa kalmışlardı. Kapının yanındaki vestiyerin arkasına saklanmış onları dinliyordum. Hamza ağabeyim orda olduğumu biliyordu ama kapıdaki çocuk bilmiyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Küçük gelin
Fiksi Remaja--------- ••••••••••••••••••••••• ~~~~~~~~~~~~~~ Seviyordu genç ağa. Ne olursa olsun sevmeye devam edecekti. Dilde sadece 17 yaşında liseli bir kızdı. Ama ona uzun zamandır aşık olan Antep ağasından habersiz. "Binlerce kez beter olsun gece, senin ış...