Merhaba ben Sofia.
Sizin yeni Yağmur damlamız.
Yağmur damlası dedim çünkü, her yağmur damlalarını yer yüzü ile buluşturan bulutlar da değerlidir.En az yağmur damlaları kadar. Ve siz benim bulutumsunuz. Siz benim için çok değerlisiniz.Bunu bilin istedim.
Ve isterseniz hikayeye başlayalım.Bu arada yukarıdaki şarkıyı fantastik kısımlara açsanız çok sevinirim.<33Siz hiç böyle korkarcasına sanki birisini şimdi ensenizden bir anda yalayıp uçurumdan atıcakmış gibi koştunuz mi?
Ben koştum hem durmadan, yorulmadan.Ben bulutlara ulaşabilmek için koştum hemde.Şimdi diyeceksiniz ki, bulutlara nasıl ulaşscaksım ki, orası çok uzak ulaşman imkansız.
Bir yerde okumuştum " Hayali kurmazsan hep imkansız olarak kalır."
O yüzden ben hiç bir zaman hayal kurmayı bırakmadım, bırakmamda. Çünkü, biliyorum ki, eninde sonunda her şey yoluna girecek ve umudumu yitirmemem hayallerimin peşini bırakmamam gerek.
Ben Açılay adımın anlamı ' Ay gibi doğ ay gibi açıl" adım birazcık garip olsada anlamı çok güzel bence."Annene ne oldu yapa bildin mi?"
"He, he yaptım kuzum. Birazcık uzun sürdü ama oldu."
Annem ile beraber babam'ın sürpriz'i için uğraşıyorduk iki saatdir.
Bu gün babam'ın doğum günüdür.Onun için yapıyorduk bu kadar hazırlığı.
Annem ile sabah erkenden kalkıp babam'ın ne zamandır istediği çalışma masası'nı almıştık şimdi de onu iki saatdir birleştirmeye alışıyorduk ve sonunda tamamlaya bildik.
Babam çok mutlu olucaktı bu masa'ı gördüğünde. Kendisi bir mühendisdir. Ve biraz yoğundu bu aralar. Ama onada iyi gelicekti bu küçük sürprizimiz."Anne bunun işi bittiyse artık yemeklere geçe biliriz galiba."
"Bu gün menüde neler var? Eylem sultan."
"Mmm bir düşüneyim. Bence söyle yapalım hem senin, hem benim, hem de baba'ın en sevdiğim yemeklerden ve tatlılar dan yapalım hem hepimiz'in gönlü olur." Hemen mink adımlar ile annem'in yanına koşup yanağına küçük bir buse kondurdum.
Ben galiba şanslıydım yada bana öyle geliyordu. Annem yanımda babam da yanımda daha ne isterim ki, Allahdan.Annem ile yemekleri tapmaya başlamıştık. Kahkahalarımız evin her köşesin de yankılanıyordu. Annem ile aramızda çok garip bir bağ vardı. Sanki onun ile aramız da anne kız değilse abla kardeş ilişkisi vardı. Ben annemi canımdan çok seviyordum tabii oda beni öyle.
Vadronia krallığı
Yıl•1700lerKalbim sanki yerinden çıkıcakmış gibi atıyordu.Var gücüm ile koşuyordum. Arkama baktığım da hiç kimse'nin olmadığı'ı gördüğüm de yavaşladım.
Nefesimi düzenlemeye çalışıyordum.Arada başımı arkama, yanlara çevirib biri'in olup olmadığını kontrol ediyordum. Başımı nefes nefese kaldırdığım da en az 1 km uzağımda duran yıkık dökük bir kulübe'e gözüm ilişti. 'Canımı qurtara bildim sonun da. Topallayarak kulübe'e gitme'e çalıştım. Ve sonun da kulübe'e ulaşmayı başarmıştım zor olsada Yavaşça elimi hırpalanmış bazı yerleri kırılmış olan kapı'ın kulpuna uzattım. Kapı'ı yavaşça açtığım da karşım da bir silüet'in olduğunu gördüm. Karanlık olduğu için göremiyordum. Birden bir taş sesi duydum o an tam arkamı dönüp kulübeden çıkmaya çalışıyordum ki, o an kafam da tarif edilemez bir acı hissettim yavaş yavaş gözlerim kararmaya etrafı bulanık gördüyü başladım. Dizlerimin üzerine çöküp yavaşça elimi boynuma doğru uzattım dokunfuğum da elimde sıcak bir sıvı hissettim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Ay Ve Güneş
Teen Fiction~ İnsan bazen bir şeylerden utanır aşk mesela. Ama utanılacak o kadar çok şey varki~ •'Senin ruhun benim ruhuma mühürlü artık. Benden ve ruhumdan kaçamazsın en önəmlisi ise duygularından'•