2. BÖLÜM: MAVİ GÖZ

27 4 2
                                    

Hoş geldinizzz tekrardaann
Bu bölümü seveceğinizi düşünüyorum
İyi okumalaaarr....

✰✰✰✰

           2. BÖLÜM: MAVİ GÖZ

Gözlerimi kuşların cıvıltısıyla açtım. Etraf kap karanlıktı ve çok soğuktu. Neredeydim ben? Ayağa kalktım ama aniden kalktığım için başım döndü ve kalçamın üzerine sertçe düştüm ve İnledim. Kalçam çok acıyordu ve sızlıyordu.

Kalçamın acısının bir süre sonra geçtiğine ve kendimi iyi hissettiğime kanaat getirip dikkatli bir şekilde ayağa kalktım ve etrafı inceledim.

Etraf karanlıktı o yüzden etrafı çok iyi göremiyordum. Gördüğüm kadarıyla evin tavana yakın yerlerde küçük pencereler vardı ve içeriye azda olsa ışık sızıyordu. Bir pencerenin tavana çok yakın olması garibime gitti.

Hem etrafı inceleyip hemde neden burda olduğumu düşünürken bütün yaşananlar zihnimde canlandı. Turuncu göz. Hemen bir adım geri gittim.

Aklımda turuncu gözü en son nerede gördüğümü düşünüp yavaşça dış kapı olduğunu düşündüğüm yere doğru gittim. O şey neydi bilmiyordum ama bana zarar verebilirdi. Ürperdim bu düşünceyle. Ölmek. Hemde daha genç yaşta. Korkmaya başladım. O şeyin ne olduğunu öğrenmem lazımdı yoksa içim rahat etmezdi.

Aklımı toparlamam lazımdı. Oraya gidip onunla yüzleşmem için cesaretli olmam lazımdı.

Bir süre sonra aklıma annem geldi. Montumun cebinden telefonu çıkardım. Annem'den dün atılan 3 tane mesaj vardı:

"Sahra ben işe gidiyorum. Yarın eve öğlen gibi gelirim.(16.05)"

Annem evden erken ayrılmıştı. Evden gece yarısı gibi çıkardı çünkü işi gece yarısı başlardı bu saatlerde başlamazdı. Biraz şüphelendim çünkü annemin o saatte işe gittiğine ilk kez şahit oluyordum. Belki çalışma saatleri değişmiştir diyip boş verdim.

Annemin attığı diğer mesajlara bakıp telefonu kapattım.

"Evde yemek var ısıtırsın. Eğer evde tek kalmak istemezsen Ezgi'nin yanına gidersin. (16.06)"

"Eve geç gitme Sahra. Kütüphanede olduğunu varsayıyorum.(16.06)"

Ezgi. Ezgi, Ayşe ablanın kızı. Onunla küçüklüğümden beri arkadaşım. Beni, bir tek böyle olduğum için yargılamayan tek arkadaşımdı. Onunla aynı yaşıt sayılırız.

Onunla arada sırada konuşup, dertleşiriz. Annemden sonra güveneceğim tek kişi o'ydu. Telefonu cebime koydum ve derin bir nefes aldım.

Hava almak bana güzel gelmişti. Rahatlamıştım. Etraf yeni yeni aydınlanıyordu. Saat 8'di. Bir süre sonra evin içine girdim çünkü hava çok soğuktu ve üşümüştüm. Üzerimde belime kadar gelen bir mont olduğu için kendimi çok ısıtamıyordum. Dikkatli bir şekilde etrafa bakıp telefonu cebimden çıkardım ve telefonumun el fenerini açtım.

Etrafa tutup dikkatli bir şekilde adımlar atmaya çalıştım ama dikkatli yürüyemiyordum çünkü ellerim ve dizlerim korkudan titriyordu.

"Ah" yürürken ayağıma bir şey takıldı ve yere düştüm. Yere düşerken telefon elimden kaymıştı ve uzağa gitmişti. Dizlerimin üstüne düşmüştüm ve galiba sivri bir şeyin üstüne düşmüştüm. Canım çok acımıştı. Hassas bir vücuda sahip olduğum için küçücük bir yarada vücüdüm morarırdı.

ALEVLERİN PRENSİHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin