"Sen iyi misin?" Kafamı sesin geldiği yöne çevirdim. Ah! olamaz onun burada ne işi var? "S-sen?" Diyebildim. "Evet, ben." Diye cevap verdi. "Senin burada ne işin var Kerem? Yoksa beni mi takip ettin?" Beni takip etmeden burayı bulması imkansızdı. Niye geldi ki? Kalbim yeniden alev aldı ve hızlı atmaya başladı onu gördüğümde sürekli böyle oluyordu. "Hayır, evet, yani hayır, yani evet, evet okuldan öyle çıkınca iyi olduğundan emin olmak istedim."
"Gördüğün gibi iyiyim." Dedim. "Gördüğüm gibi iyisin görmediğim tarafını merak ediyorum." Dedi. "Ne demek istiyorsun?" Dedim ve o da bana yaklaşmaya başladı. Yanıma oturdu elini sol göğsümün biraz üzerine koydu. Bu hareketi üzerine kalbim daha hızlı atmaya başladı. Elini biraz daha aşağı koysaydı göğsüme dokunacaktı. Ah! bu çok utanç verici. "Burası iyi mi?" Dedi. "E-evet."
"Emin misin? biraz hızlı atıyor sanki. İstersen sende bak." Dedi sol elimi alıp kalbimin üzerine koydu. Benim elimin üzerindeyse onun eli vardı. Kalbimin hızlı attığını biliyordum ona ne diyeceğimi bilmiyordum. "Gördün mü hızlı atıyor." Dedi. "Evet." Diyebildim. Başka söyleyebileceğim bir şey yoktu. "Neden hızlı atıyor?"
"Bilmiyorum." Dedim. Sesim tahmin ettiğimden daha iyi çıkmıştı. Bakışlarımı Kerem'e çevirdim. O aşık olduğum yeşillere. Ne kadar bakıştık emin değildim. Şikayetçi de değilim. Sonsuza kadar onun gözlerinin içine bakabilirdim. Kerem bana yaklaşmaya başladı. Kalbimin üzerindeki elimi kendi eline hapsetti ve sol göğsünün üzerine koydu. Ah! Yıllardır dokunmak istediğim göğüs kasına dokunmuştum. Sertti ama bir o kadarda yumuşak. İkisini aynı anda nasıl yapıyordu? Düşüncelerimi o ilahi sesi kesti. "Bak şimdi benimki de hızlı atıyor ve bu sadece senin yanında oluyor." Dedi ve ellerini yanaklarıma koydu. Benim ağzım dediklerinin etkisiyle açılırken Kerem daha da yaklaşmıştı. Burnu burnuma değiyordu. Dediği gibi kalbi hızlı atıyordu. Gerçi benim kalbim onunkinin iki katı kadar hızlı çarpıyordu. "Zeynep." Dedi boğuk sesi ile. Tanrım! hangi kız dayanır ki bu sese. "Kerem." Dedim. Sesim o kadar kısık çıkmıştı ki duyduğuna emin değildim. "Ben dayanamıyorum." Neye dayanamıyordu? "Ne-" Derken sözümü bir çift dudak kesmişti. Kerem beni öpüyordu. Gözlerimi sımsıkı kapattım ve kalbimi dizginlemeye çalıştım. Bu yaşta kalp krizinden ölmek istemiyordum ama alt dudağımı esir alan dudaklar buna izin vermiyordu. Ne yapacağımı bilmez halde öylece bekliyordum. "Zeynep yıllardır bu anı hayal ettin bak gerçekleşiyor ne diye sap gibi bekliyorsun?" Diye bağırdı kalbim. "Zeynep madem ilk öpücüğün gitti bari karşılık ver de düzgün bir şey olsun." Dedi beynim. İki tarafta öpmemi istiyordu. Bu durumda benimde karşılık vermem gerekiyordu. Kerem o kadar diretmesine rağmen karşılık vermediğim için geri çekilecekti ki kollarımı boynuna dolayıp üst dudağını dudaklarım arasına aldım. Öpüşmeyi bilmiyordum. Bu da ilk öpücüğümdü. Kerem yaptığım harekete karşılık elini yüzümden çekti ve iki elini de belime koydu. Alt dudağımı o kadar sert öpüyordu ki ona yetişemiyordum. Zaten filmlerden gördüklerimle ve kitaplardan okuduğum kadarıyla öpüşüne karşılık veriyordum. Eğer biraz daha böyle gidersek. Akciğerlerim yetersiz oksijenden ölecekti. Kendimi biraz geriye çektim. Kerem de anlamış olacak ki o da ayrıldı. Derin bir nefes almıştım ki az önce ki dudaklar yine dudaklarımı bulmuştu. Dudaklarımda sanki buna yıllardır alışıkmış gibi hemen öpüşüne karşılık verdi. Kerem belimde ki ellerini bastırmaya başladı ve beni kendine çekti. Bende boynunda ki ellerimi yanaklarına koydum böylece daha derin öpüşüyor olduk. Ben ne olduğun anlamdan kendimi Kerem'in kucağında buldum. Şaşkınlığım bütün hücrelerimi sararken o hiçbir şey olmamış gibi beni öpmeye devam ediyordu. Kerem'in ellerini bacaklarıma koyması da ikinci bir şok etkisine neden oldu. Ellerim yanaklarından kollarına düşerken Kerem ellerini bacaklarımdan ayırıp yanaklarıma koydu. Bir süre daha öptükten sonra dudaklarını dudaklarımdan çekti. Alnını alnıma dayadı. Baş parmağı ile yanağımı okşuyordu. "Ne oldu?" Diye sordu nefes nefese. Aynı zamanda az önce beni öptüğü dudaklarda sıcak bir gülümseme vardı. Aşık olduğum gülümsemesi... Gözlerimi gözlerine diktim. Çok farklı bakıyordu. Bu farka bir ad koyamadım. Yüzünde ki gülümseme silinirken yanağımı okşayan baş parmağı hareketlerini durdurdu ve kaşlarını hafiften çatmaya başladı. "Zeynep iyi misin?" Dedi. Sesinde endişe vardı. "Kerem özür dilerim ben senin bildiğin kızlardan değilim." Dedim ve çantamı alıp kucağından kalktım. Düşmemeye dikkat ederek hızla oradan uzaklaştım...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Bilinmeyen
Teen FictionAşk hikayesiydi belki o tarifi olmayan aşkın. Belki de karşılıksız bir aşkın hikayesiydi. Hiçliğin hikayesi. Belki de tutkunun hikayesiydi. Zevkin hikayesi. ZeyKer hikayesidir ve +18 içerir. -Telif hakkı saklıdır.-