Gizli geçitten çıkan Riley ve Judy, balçık kaplı kanalizasyon toplanma alanına ayak bastılar. Judy'nin koku yüzünden midesi bulanınca, kol içiyle burnunu kapatarak ortama dayanmaya çalıştı fakat canı burnundaydı. Yokuşu tırmandılar ve bölgenin ışıklarla dolu orta kısmına uzaktan baktılar.
"Jessica'yla aranda bir sorun mu var?"
Riley, ceketinin koluna bulaşan izin çamur olduğunu umarak silkeledi. Neyse ki umduğu gibi koluna bir miktar çamur bulaşmıştı. Etrafa bakındı ve en yakın geçit bölgesiyle aralarındaki mesafeyi göz kararı kestirmeye çalıştı. Bu bölgede geçit açılamayacağını biliyordu. "Arkamda kal." dedi ve ışıkların yayıldığı konuma doğru yürümeye başladı.
Judy, Riley'nin peşine takıldı ve tepeden inmeye başladılar. Düzlüğe ulaştıklarında sessizliğe daha fazla dayanamadı. "Bir şey sordum."
Riley ceketinin cebinden çıkarttığı altın tabakadan bir dal sigara aldı. "Bugün pek konuşkan değilim."
"Bütün günü katma bence. Birkaç saat önce gayet konuşkandın. Hatta..." Judy sustu ve derin bir nefes aldı.
Adımları yavaşlayan Riley durup omuzu üzerinden arkasına baktı. "Hatta ne?"
"Boş ver. Ne önemi var?" Judy bandanasını tekrar yüzünün yarısına kadar kapattı. Adımlarını hızlandırdı ve Riley'nin yanından geçip gitti.
Riley, Judy'nin arkasından bir süre sessizce baktı. Adımlarını sinirle atıyor, etrafta olan birkaç iblisin dikkatini üzerine çekiyordu. Sigaradan ardı ardına derin nefesler alıp izmariti bir kenara fırlattı ve bandanasını yüzüne çekti. Yön değiştirecekleri yere kadar Judy'nin arkasında kalmayı tercih etti.
Karşısına çıkan yol ayrımında duran Judy sağa ve sola bakıp hangi yöne döneceğini kestiremedi. Derken, Riley kolunu tuttu ve onu sağdaki sokağa yöneltti. Ses çıkartmadan peşine düşüp bir süre daha sessizce yürüdü. İç kesimlere ilerledikçe kalabalık da çoğalmaktaydı. Bu da üstlerine çevrilmiş, çoğunlukla korku ve nefret barındıran gözlerin daha da çoğalması demekti. Bakışlar rahatsız ediciydi ama buna dayanabilirdi.
Girdikleri son aralık bir çıkmazdı ve karşılıklı iki kaldırım, çete benzeri birkaç kişilik ufak gruplarla işgal edilmişti. Gruplar bakışlarını üzerlerine dikip iki avcının kim için geldiğini aralarında fısıltılarla konuşurken, Riley her bir yüzü ayrı ayrı süzdü. Herhangi bir saldırı girişimi yoktu. Altıncı katta avcılara bulaşmaya cesaret edecek pek çıkmazdı ama yine de Riley tedbiri elden bırakmaya niyetli değildi. Sokakta ilerledikçe kaldırımı işgal eden gruplar geri adımlar atıp yoldan uzaklaştılar.
Sokağın sonunda asansöre benzer bir mekanizma belirdi. Riley çit demirden oluşan kapıyı çekip açtı ve Judy'ye başıyla içeri girmesini işaret etti. İkisi de içeri girince, oluklarından pas ve kir akan tel kapıyı çekip kilitledi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
(KYS) Ekklesia Ankáthi (GxG)
Fantasy"Tanrı'nın kutsal ışığında parıldayanın yozlaşması an meselesidir. İblis, melek ya da insan; düşünen her varlığın en ilahi laneti, Tanrı'nın sunduğu üstün mevkiyi ve gücü, kendi iradesiyle dengede tutmaya çalışmaktır." Vatikan'a bağlı iblis melezi a...