20| SADIK BİR HİZMETKAR

1.2K 70 10
                                    

***

"Demek buymuş..."

Ellerini ardında birleşip böbürlenerek odada yürüyen orta yaşlı adam, gözlerini dört açmış inceliyordu önünde duranı.

"Evet patron ta kendisi."

Dikey hale getirilip duvara paralel duran yatağa bağlı olan baygın adama yaklaşıp birkaç adım daha atarken, onun düşmüş başını kaldırabilmek için çenesinden kavrayarak yüzünü iyice izlemeye koyulmuştu.

"Daha büyük bir şey beklemiştim doğrusu..."

Tek kaşını kaldırıp, bu sefer yanındaki bilimadamına döndüğündeyse tutsağı kastederek, "İsmi ne demiştin?" Diye sormuştu.

"Denek 01, ismi Shawn Winter ve... Geldiği yerde gözde bir Alfa kurt idi."

Beyaz önlüğünü savurarak, elindeki not defteriyle beraber patronun yanına adımlayıp tekrardan sıralamaya girişmişti.

"Yani onu seçmemiz isabetli bir karar oldu, gözlemlerime göre oranın hiyerarşisine göre en güçlülerden biriydi ve sadece sakinleşip uyuyabilmesi için bile 20 insanı öldürebilecek miktarda uyuşturucu enjekte edildi, tam da istediğiniz potansiyelde bir canavar."

Aldığı cevapla tatminkâr bir gülüş yüzüne oturmuştu başkanın. Ellerinden biri hala çok güçlü dozlar enjekte edilerek bayıltılmış alfanın çenesindeydi hırsla.

Öyle ki elindeki servetin ihtişamına kapıldığı dakika dikkati dağıldığında, alfanın beklenmedik ani uyanışı ile çekik gözlü minik ama keskin kırmızı gözlerle birden karşı karşıya kalmasıyla beraber ağzından bir küfür döküldü refleksle.

Shawn, dişleri arasından hırlamaya başlayıp sinirle üzerindeki yabancı ellerin üstüne atılmaya kalktığında, bulunduğu dikey yatağa çarmıha gerilmiş gibi elleri ve kollarından bağlı olmakla kalmayıp boynundan bile kayış ve zincirlerle bağlanarak sabitlenmiş bir haldeydi ve bu, onun hareketini kısıtlayarak öne atılmasını engellemişti.

Başkan, bir adım geriye doğru irkilirken tıch tıch'ladı, tasvip etmeyen bir tutumla kınarcasına.

"Kime saldırdığına dikkat et seni kuduz köpek."

Alfa Shawn, zihnine doluşmaya başlayan anlarla beraber artık adada olmadığını kavradığında, başına iş açan ve tüm bunlara sebep olan yabancı kadını hatırlayıp öfkeyle ulumuştu düştüğü duruma.

Beyni, önündeki 2 insanı anında birer düşman olarak çoktan kodlamıştı ve parçalara ayırarak yok etmek istiyordu onları. Kendine gelen hücreleriyle, bileklerindeki zincirlerin sabitlenmiş olduğu vidaları dahi gıcırtadıp birkaçını yerinden sökecek kadar kontrolden çıkarmıştı kurdunu nefretle.

"Biliyordum!!! Siz insanların iğrenç ve düzenbaz yaratıklar olduğunu-"

Tam bu sırada ise doktor, hazırladığı yeni bir uyuşturucu şırıngasını özel silaha eklediği gibi 3 metre geriden ateşleyerek deneği tam göğsünden vurmuştu zarar vermeden.

Bir anlığına nefesi kesilen kurt ise daha da saldırganlaşarak iğneye rağmen yatakta gürültüler koparırken köpürmeye devam ediyordu.

Başkan, bir anda gerçekleşen saldırıyla endişesini ne kadar farkettirmemeye çalışsa da kurt adamın çıkardığı gürültü ve ona göre korkunç olan kükremelerle beraber, alnındaki damarlar belirginleşip gerilmişti.

"Eğer işime yarayacak olmasaydın..." diyip nefeslenerek ekledi.

"Şu an o boynunu kırmıştım Alfacık..."

TANRI'NIN ADASI: MühürHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin