"Kaçacak delik ararken bile onun kuytusunda kendini bulmak. "ALÇİN
Tam olarak bu eve geleli dört gün olmuştu. Ve bu konakta ki hayatım yeni başlıyordu. Bu üç gün boyunca Fatih sürekli yanımda olmuştu. Arada kahveye gitmiş o olmadığı vakitlerde ise ben odamdan çıkmamıştım. Korkuyordum.
Yemek yerken bile huzursuz hissediyordum.Ama bugünü diğer günlerden ayıran şey Fatih artık tarlaya çalışmaya gidecekti.
Ben ise bu kocaman konakta tek başıma kalacaktım. Elbette artık alışmam gerekiyordu.
Çünkü artık buraya aittim. Nerde görülmüştü ki yeni gelinin günlerdir odasından adım atmadığı . Konaktakilerin gözünde koca meraklısı oluvermiştim . Haklılardı da Fatih de odadan çıkmıyor sadece beraber yemeğimizi yiyip odamıza dönüyorduk.Ama şimdiden ailemi özlemiştim. Kardeşlerimi , annemi ve en çok Emin'i. Daha hiç haber alamamıştım onlardan. Acaba nasıllardı? Onlar da beni özlemişler miydi?
Fatihle beraber sabah kahvaltıya inmiş bir güzel karnımızı doyurmuştuk. Gerçi ben ona göre kuş karar yiyormuşum. Az önce ise Fatih'i ilk iş gününe yollamıştım. Benle evlendikten sonraki ilk iş gününe.
Fatih' le iyi hoştu evililik. Lakin Fatih pek konuşmuyor. Ona tamamen bağlanmama engel oluyordu. O geceden sonra bir daha bir olmamıştık. Sadece odaya çıktığımızda Fatih duşa giriyor. Bende kıyafetlerini hazırlayıp yatağın ucuna bırakıyordum.
Yatağa kıvrıldığımda ise üstünü giyinip arkama ilişiyordu. Bazenleri hiç temas etmiyordu.
Neydi peki bu ? Gönlü geçmiş miydi benden. İstediğini aldığı an böyle ardını mı dönecekti bana?Bugün konakta büyük temizlik vardı. Hanım yenge düğün için gelecek olan misafirleri bizim yüzümüzden ertelemişti ve bu akşam yavaştan onları ağırlamaya başlayacaktık.
Üzerime köyden getirdiğim fistanlardan birini giydim. Dolabımda renk renk cıvıl cıvıl bir sürü yeni fistan vardı. Ama giymeye kıyamıyordum. Bir daha bana kim alacaktı onları.
Saçlarımı da örüp sağ omzumdan saldım. Başıma örtü almadım. Çünkü konakta erkek sinek bile yoktu. Buna güvendim.Odamdan çıkıp tam merdivenleri iniyordum ki hanım yengeyi gördüm. Önüne hizmetçileri katmış. Yanında ise Sedef vardı. Fatih' in kuzeni. Sürekli bağırıyor emirler yağdırıyordu.
Yavaşça merdivenleri inmeye başladığımda çıkan gıcırtı sesiyle bana döndü hepsi birden."Çabuk ol sen de. Acele et biraz. Gönlün yok biliyoruz da arsızlık bu kadarı da."
Yenge hanımın konuşmasıyla eteklerimi tutarak hızlıca indim merdivenleri. Arsız mı demişti bana?
Hemen hizmetlilerin yanına dikildim.
Sedef ufak bir gülümsedi bana."Günaydın yenge."
Mırıldanarak;
"Günaydın."
Sesim içime kaçmış gibiydi. Yanımda Fatih olsa korkmazdım bu kadından. Ama benden nefret ettiği bariz belliydi. Sebebini bilmiyordum ama gözlerinden alev püskürdüğüne emindim.
İş bölümünü ayarlamış. Bana da avluyu vermişti.
Süpürüp yıkayacaktım.
Ben erinmezdim ki iş yapmaktan. Ben böyle büyümüştüm. Hatta severdim temizlik yapmayı. Elimin boş kalması beni daha çok yoruyordu. Çünkü ben boş kaldığım zamanlarda kafam da çok kurardım. Ve bu benim için hiç iyi değildi.
Elimin sürekli dolu olması bana iyi gelecekti kafam dağılırdı hem.Ama avlu baya da bir büyüktü. Akşama kadar bitseydi bari.
Dilime tutturduğum türküyle avlunun bir köşesinden başladım temizliğe. Önce süpürdüm. Sonra çalışan ablalardan aldığım hortumla bir güzel yıkamaya başladım avluyu. Biraz ıslanmıştım. Güneş de tam kafama vuruyordu. Biraz da başım ağrıyordu.
İşim nihayet bittiğinde kafamı kaldırarak söyle bir baktım etrafa.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ALÇİN(+18)
RomanceAlçin:Kızıl renkli çalıkuşu ( Yetişkin içerikli bir hikayedir. Cinsellik, argo barındırır. Lütfen bunu bilerek okumaya başlayınız.) Başlama tarihi : 06.11.2021 Eski zaman hikayelerindendir. Tüm hakları şahsıma aittir.