Saatin 13.30'u göstermesiyle birlikte Killua ve Gon sınıfa doğru yürümeye başlarlar.Sınıfın olduğu kata vardıklarında çoktan nefes nefese kalmışlardır bile-üstelik sınıf 2. katta olmasına rağmen fakat o karınlarla 1 kat bile çıkmak onlar için çok zordu-.Biraz daha gayret ettiklerinde de sınıfa varmış olurlar Killua sinirli bir sesle "Bunu gelecek 10 ay boyuncada sürdürecek olmamıza inanamıyorum" der Gon ise bunu komik bularak ufak bir kahkaha atar. Sıralarına geçtiklerinde arkalarından dersin hocası gelmiştir elinde bir ton kağıt bulunuyordu bunun üzerine sınıfın çoğunluğu ilgili gözlerle kağıtlara bakmaya başlayıp ne olduğunu anlamaya çalışuyordu Gon da dahil fakat Killua o sırada camdan dışarı bakmakla meşguldu.Yanındaki Gon'un onu dürtmesiyle gözlerini ona dikti ve bir şey diyeceğini var sayarak ona bakmaya devam etti Gon da onun tahmin ettiği gibi ağzını açıp "Hey,hocadaki kağıtlara baksana acaba ne içinler?" dedi Killua sınıfa girip ilerleyerek sandalyesinini çekerken elindeki kağıtları masanın üzerine yavaşça bırakan hocayı izledi.Hala hocayı izlerken Gon'un sorusunu cevaplamay da ihmal etmeyerek "Herhangi bir etkinlik veya doldurulacak bir form olmalı.O kadar ilginç bir şeye benzemiyor" dedi ve yüzünü tekrardan cama doğru çevirdi ,Gon hala öğretmeni izliyordu.
Öğretmen oturduğu masasından işlerini tamamlamasıyla birlikte -yoklama ve sınıf defteri doldurma- yerinden kalkarak sınıfa seslendi ve masadaki kağıtlardan eline bir tane alarak onları açıklamaya başladı.
.,.
"Ciddi misin okulun ilk haftasından bir gezi mi düzenleniyor?" Öğretmenin açıklamasını kaçıran Killua durumu Gondan dinlemişti.Gon da Killua'nın dediğini başıyla gülümseyerek ayrıca heyecanlı bir şekilde onayladı.Killua bir Gezi Broşürüne birde Gon'a baktı ardından hiç olumlu olmayan bir iç çekmeyle sırasına yaslandı. Gon bunu anlayarak "Ne oldu,gitmek istemiyor musun yoksa?" Beyaz saçlı çoktan kafasını dayamış ve gözlerini kapamıştı Gon'a da öyle cevap vermeyi tercih etti."Tabiki gitmek istemiyorum.Daha okulun ilk haftasındayız ve kimseyi tanımıyorum ,ayrıca sende tanımıyorsun şu ana kadar sadece birbirimizle konuştuk.Bu yüzden bu gezinin hçbir eğlenceli tarafı olmayacaktır"
Gon Killua'dan başını çevirmişti ve onun da morali bozulmuştu "cidden öyle mi düşünüyorsun?" dedi.Hevesinin kırıldığı sesinden belli oluyordu.Killua onun bu sesini duyunca yan bir gözle ona baktı ve bundan biraz suçluluk duyarak hemen atladı ve ağzını açtı "Hey,sen gitmek istiyorsan git belkide başka insanlarla tanışırsın ve benimle takılmak zorunda kalmazsın ha?" Gon bunu duyduğunda killua baktı "Hayır birlikte gitmeliyiz,evet yeni insalarla tanışma ihtimali var ama ben tanışcaksam sen de tanışmalısın o yüzden sende gelmelisin" cümlesinin bitmediği belliydi o yüzden Killua bir kelime etmedi ve onu bekledi ardından zaten Gon devam etti, "Hem sen gitmezsen ben de gidiceğimi pek sanmıyorum."
"Gon gitmek istiyorsan gitsene neden beni de bunlara alet ediyorsun?" Killua çıkıştı ve upuzun bir tartışmanın yaklaştığını biliyordu o yüzden kalkanlarını indirip indirmemek arasında kararsız kalmıştı.
.,.
Ve tartışmanın kazananı Gon olmuştu.
"Tamam,ama gitmek istesem bile (ki kessssinlikle gitmek istemiyordu) ailemin ne diyeceği hakkında hiçbir fikrim yok" Dedi tartışmanın kaybedeni.Gon küçük bir hmlama yaptı ve konuşmaya başladı "öyleyse eve gidince hemen ailenle konuş ona göre bir şeyler ayarlayalım!" Killua bu inatçılığın nerden geldiğini bilmiyordu ama daha fazla çekmekte istemediğinden onayladı.İki çocuk sözleştikleri üzere evde konuşmak için birbirleriyle telefon numaralarını paylaştı.