Başlayalım...
🤍
"Ama benim aşık olduğum kişi yanımda değil." Taro bir saniye durdu, ellerimi yavaşça kaldırdım ve yüzüne koydum, "özür dilemeyeceğim ama bu gerçek, üzgünüm." Dudaklarını yaladı ve ellerini tezgahtan çekti, başını kaldırıp bana baktı, "bu beni üzer ama senin iyi olman, kendine göre en iyi seçimi yapman beni sevindirir." Deyip pişirdiği yemeklere geri döndü.
Sırtı bana dönükken baktım ona bir kez, ne kadar değişmişti, geçmişte benden nefret eden adam sırılsıklam aşıktı şuan.
Bende şuan ondan nefret etmiyordum fakat seviyorsa değildim.
Kaşlarımı kaldırdım, hafifçe güldüm, "yardım ister misin?"
"Saol, otur sen." Başımı salladım, "peki." Bar taburesi gibi olan taburelere oturdum, ortalık sessiz olduğu için ve ben böyle şeyleri sevmediğim için bir konu açmaya çalıştım, "yarın senin adliyeye geleceğim, çalışmak için. Eskisi gibi beraber çalışırız değil mi?"
"Beraber uyuyalım mı bu gece?" Bana döndü, "Asena, beraber uyuyalım seninle sana dokunmayacağım, sana elimi bile sürmeyeceğim ama seninle uyumak istiyorum." Neden bilmiyorum ama gözlerim dolmuştu, güldüm ona, başımı salladım, "uyuyalım çünkü küçük Asena bunu isterdi."
Ayağa kalktım ve yanına gittim, ocağın altını kapadım, "şimdi uyuyalım, konuşalım, geçmişi analım sonra uyumazsak yemek yeriz." Bir elimi göğsünden kaydırarak omuzuna çıkardım oradan da boynuna, "seni özledim Taro fakat Gazel'i seviyorum ve kafam karışıyor." Taro ellerini hafifçe belime koyduğunda geri çekildim, "hayır, dokunma. Bana dokunma biz seninle beraber olamayız, öpüşemeyiz hatta bunların hiçbirini konuşamayız dahi. Biz seninle... İnan ne olduğumuzu bile bilmiyorum ama birbirimize çekiliyoruz ve ayrılamıyoruz. Gazel olsa dahi biz ayrılamayız anladın mı? Yani nolur böylece kalalım. Sakalaşalım, gülelim, eğlenelim ama birbirimize dokunmayalım."
Hafifçe güldü, ellerini korkarak kaldırdı ve yüzüme koyar gibi yaptı, boşluğu sevdi ama onun gördüğü ve sevdiği yüzümdü. "Açık konuşacağım sana dokunmayı, dilediğim gibi öpmeyi ve beni sevmeni istiyorum ama seni sevdiğim için ne istersen yaparım. Sevmekte budur zaten. Bu konuda endişen olmasın." Boynunda ki elimle hafifçe okşadım, "teşekkür ederim." Ona sarıldım, sıkıca sardığımda bu onunda beni sarmasını istememdi.
Geri çekildiğimde fırınıda kapattım ve yatak odasına gittik, yatağa yattığımda arkama yattı ama yeterince benden uzak durdu, ben ona bakmak istediğim için ona döndüm ve hafifçe yaklaştım.
"Şimdi sana bir geçmişi hatırlayacağım."
"Ya sen beni anlamıyor musun? Hasta olacaksın!" Asla bana odaklanmıyordu ve bu aşırı sinir bozucuydu.
"Omuzumdakini al yoksa yere atacağım savcı!" Onca konuşmanın ve bağırmanın ardından bana baktı, "istemiyor musun?" Dediğinde omuzumdakini aldı ve kendi giydi, bu soğuk ve yağmurlu havada üşüyordum ama bunu ona göstermek istemiyordum çünkü o üşüyordu. Ben onun için hasta olmaya bile razıydım.
"Minik," dediğinde ona baktım o ise beni bir anda kucağına aldı, montunu yine hangi anda çıkarmıştı bilmiyordum ama kucağında ki benim üstümü örtmüştü. Ben zaten kısaydım bu sefer kucağında kedi gibiydim.