11. BEBEK

210 19 6
                                    

TUANA NAZ AK'tan

Çağan'ın beni öpmesiyle şoka girmiştim doğrusu, o beni kendinden geçmiş derecede öperken, benim ellerim havada kalmış öylece duruyordum. Sonrasında kendime gelip onu var gücümle ittim ve gözlerim dolu bir şekilde sesimi hafif yükselterek konuşmaya başladım.

TUANA: N'apıyorsun sen?! Neden beni öpüyorsun ?! N'apıyorsun Çağan?! Yaa Niyee?! Bu evlilik, hani sadece kağıt üzerinde kalacaktı?! Hani sadece bizim imzalarımız yan yana duracaktı?! Sen hepsini planladın tıpkı benim abimin Berat Tiryaki olduğunu öğrendikten sonra benimle evlendiğin gibi!! Bana acı çektirmekten başka bir şey yapmıyorsun! Bende kendimi sorguluyorum biliyor musun acaba çok mu üzerine gidiyorum onun diye?! Ama yok sen her şeyi ama her şeyi hak ediyorsun Çağan!! Bir gün birini sevmeye kalkarsan, sevme olur mu ?! Sevme!! Çünkü sen severken de öldürürsün!!

Onun yüzüne karşı ağır konuşmuştum, sözlerim karşısında kas katı kesilmişti ve gözleri doluydu. Elimi boğazıma götürdüm nefesim kesilmişti oradaki terasın kapısını açtım hava almak için. Şuan da kalbim de, aklım da darmadağındı. Ne düşüneceğimi bilemez haldeydim. Çağan'a karşı fazla ağır konuştuğumun farkındaydım, ama kelimeler ağzımdan bir anda dökülmüştü.

ÇAĞAN EFE AK'tan

Ne yapmıştım ben?! Neden yapardı ki insan böyle birşeyi ?! Evet şuan da sevdiğimi bilip bilmeden bir kadını, yani kağıt üzerine olan karımı öpmüştüm hem de bir anlık deliliğimle! Peki ya konuştuğu kelimeler, tokat atsa canım bu kadar yanmazdı, tokat atsa belki onun sızısı geçerdi birkaç dakikaya, ama sözlerinin acısı geçer miydi? Orası bilinmez.
Şu anda aynaya bakıp kendimi sorguluyordum ve gözlerim doluydu. Ne olmuştu bana? Benim önceden gözlerim dolmazdı ki, duygularımı kaybedeli yıllar olmuştu benim. Bu aynada ki kişi ben miydim yoksa başka biri miydi?
Lavabodan çıktığımda Tuana biraz da olsa sakinleşmişti, kanepe de oturuyordu yanına doğru gittim gözlerime baktı.

ÇAĞAN: Kusura bakma yani...

Daha fazlasını getiremedim ve odadan çıktım kimseyle tek kelime kurmadan dışarıya çıktım ve arkamdan da Yağız geldi.

YAĞIZ: Çağan kardeşim dursana! Çağan-

Arkamı döndüm direkt Yağız halimi görüp duraksadı.

YAĞIZ: Kardeşim ne oldu sana? Neyin var ? Kaskatı kesilmişsin, yukarıda mı bir şey oldu ? Çağan konuşsana!

Gözlerimi kapatıp derin bir nefes aldım.

ÇAĞAN: Oldu bir şeyler işte kardeşim ya sonra konuşalım olur mu?

YAĞIZ: Olmaz! Şimdi konuşacağız. Çağan ben seni hiç böyle görmemiştim kardeşim, en son Tuana gelmişti yanına ilk başlarda bağırıyordun sonra sesleriniz kesildi bir anda, sonra çıktın ve senin yüzün bembeyaz kaskatı kesilmişsin. Yürü Çağan gidiyoruz anlatacaksın bana herşeyi, anahtarı da bana ver ben süreceğim arabayı.

Anahtarı Yağız'a verip ön koltuğa oturdum bende.

TUANA NAZ AK'tan

Ağlamam durmuş ve sakinleşmiştim, Çağan'ı üzdüğümün farkındaydım bir anlık sinirle söylemiştim o sözleri. Ellerimi başıma koydum şuan aklım da kalbim de karışık durumdaydı. Ne yapıcaktım ben?

Siyah Ve BeyazHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin