Dakikalardır gözlerimi onlardan çekemiyordum.
Dışardan nasıl göründüğüm hakkında hiçbir fikrim yoktu ancak değil buna odaklanacak, son olanları sindirmeyi bile bekleyecek gücüm yoktu.
Her şey o kadar...yaşanmıştı ki. Tam arkamdaki müzik grubunun sesi yine bedenimi titretecek kadar yakın ve gürültülüydü. İnsanlar, ilk seferinde gözüme takılmış olanlar, yine aynı kıyafetlerini giymiş, aynı sohbetleri edip gülüşüyorlardı.
Aleyna'nın önümde belirmesiyle gözlerimi dans eden ikiliden çekmek zorunda kalmıştım. Dans detayı bile aynıydı, tabi küçük bir farkla. Senyörün kollarındaki bu sefer Berceste değildi.
"Madam! Elbisemin eteğine basıp duruyor insanlar. Yukarı doğru toplayınca da Celal Paşa'nın bakışlarını bir görsen! Mahvoldu elbisem!"
Aleyna'nın sitemli sesine karşılık aşağı, etek uçlarına doğru baktım. Elbise o kadar uzun ve kabarıktı ki insanların yanına gittiğinde onlara alan bırakmayacak türdendi. Bu dönemde bu tür elbiselerin giyildiğinden emin değildim açıkçası. Avrupai görünüyordu. O an bu elbiseyi Madam'ın Fransa'dan getirdiği detayı zihnime aktı.
Aynı Roderick Álvarez'in benim için seçtiği elbisem gibi.
Yani şu an Biricik'in üzerinde olan elbisem.
Başımı iki yana sallayıp düşüncelerimden kurtuldum ve Aleyna'ya bir bakış attım. Genç kız gerçekten üzgün görünüyordu. Üstelik beni Madam sandığından, olay sanmakla kalmıyordu belli ki, benden yardım beklediği açıktı.
"Gel bakalım, piyano odasına gidip ne yapabileceğime bakalım. Ben eteklerini tutarım." Müziğin gürültüsünden dolayı bağırmak zorunda kalmıştım. Sözlerim genç kızın gözlerini büyütmesine neden olmuş hızla etrafına bakınmıştı.
"Ay! Celal Paşa görürse yeriz azarı Madam ya!"
Sözleri üzerine gözlerimi devirdim. Anlık bir tepkiydi ama genç kızın gülmesine neden olmuştu. "Babam görmesin, sonra bana 'Nereden öğreniyorsun bu antin kuntin tavırları' diyor."
"Bu gidişle biri eteğine takılıp düşecek ya da sen düşeceksin. Yürü bakalım."
Açıkçası bu ortamdan kurtulmak için kendime bir fırsat yaratmaya çalışıyordum. Yaşadıklarım, bu olanlar dejavudan farklı şeylerdi. Bu birkaç gün öncesine dönüp aynı günü tekrar yaşıyormuşum gibiydi. Bir kitabın içine girmem yeterince sorun değilmiş gibi kitapta sağa sola yuvarlanıyordum. Bir çözüm bulmaya yaklaşmayı geçtim, bir günü sakince bitirebildiğim bile olmamıştı.
Madam Lorraine'in yerine geçmiştim.
Nasıl oldu, neden oldu hiçbir fikrim yoktu. Ama bir şekilde kimse benim Başak Saygıner olduğumu hatırlamıyordu. Bana Madam diye sesleniyorlar, sanki bir gün önce gerçek Madam Lorraine'in ölümünü ve arkasından tutulan yası yaşamamış gibi davranıyorlardı.
O bile bana farklı biriymişim gibi davranıyordu. Roderick Álvarez bile. Sanırım en çok buna üzülmüştüm, bilemiyorum.
Gün içerisinde ne yapacağımı düşünmekten bir hal olmuştum. Sürekli bir şeyleri sinidrmeye çalışıyor ancak ana odaklanamadan yeni bir sorunla karşılaşıyordum.
Üzüntümü ikiye katlayan şey ise yanlarından geçerken beni görünce nezaketen kıvrılan dudaklarıydı. Kollarının arasında Biricik ile dans ediyor, yalnızca onunla ilgileniyordu. Biricik, üzerinde günler önce benim giydiğim elbise ile senyörün kollarında süzülüyor, balo salonundaki herkes onları izlerken halinden memnun gülüşler sergiliyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
RODERICK ÁLVAREZ'İ KURTARMAK
Literatura FemininaBaşak, kitaplara aşık ve onlardan herkesin faydalanmasını isteyen bir kitapçıdan fazlası değildi. Okumaması gereken bir kitabı okurken de, nasıl olduğunu bilmeden kendini kitabın içinde bulurken de. ........... Kitabı ışığa yaklaştırıp sayfalarını...