gökten yere çakılmış,ruh ve beden

7 1 4
                                    


Sen bilmiyorsun henüz bunun sana yazıldığını ama zamanı geldiğinde sevgilim inanıyorum el eleyken okuyacağız bunları ve evet sana bu sefer benim yeryüzünde parlayan yıldızım.


Yalnızca beden yorulmaz insanda,ruh da yorulur hatta en çok ruh yorulur.Yalnızca beden zayıflamaz ruh da zayıflar aslına bakarsanız üzüntü de yalnızca bedenen yaşanmaz,mutluluk da yanlızlık da.Ruh ve beden bir bütündür biri eksikse diğeri yok olur.Ben ruhunu kaybetmiş bir ruhtum o ise bedenini bulamayan bir ruh.Ben hep bir ruh aradım ancak o hiç bedenini kaybettiğinin farkında değildi.Ben hep o ruhun yerini başka ruhlarla tamamlamaya çalıştım ancak hiç beceremedim.O ise,oydu işte.Bence o bedensiz dahi yağmurda yanan bir ateşe benziyordu,o kadar güçlük, o kadar parlak, o kadar sıcak,o kadar sağlam, o kadar mucizevi.


Henüz daha gün doğmamıştı uyandığımda,Güneş güzel gözlerini gösterip herkesi ısıtmamıştı.Hala ayaz hakimdi gecenin hoş karanlığına.Yarı kapalı gözlerim uyumak için yalvarıyordu, göz kapaklarım gittikçe taşıyabileceğimden çok daha fazla ağırlaşıyordu.Göz ucuyla odama baktım,her zamanki gibiydi.Karşımda beyaza boyanmış üstünde bronz renkli dolap kulpları olan gardolabım,başucuma yakın bir yerde ahşap masam,odanın herbir yanını donattığım sanat posterleri,yerde terk edilmişçesine bekleyen bir halı ve bir yatak.Çift kişilik demir karyola benim yanlızca sağ tarafta uyuyabilmem sebebi ile sağa doğru biraz çökmüştü.Anneannem hep bunun ruhumuza ağır gelen yükler olduğunu söylerdi eğer bize eş yaratılan ruhu bulabilirsek ve yatağımızın diğer yanı da çökerse yükleri beraber kaldıracağımızı ve artık o yüklerin bir yük olmaktan çıkacağını,bunun gerçek aşk olduğunu söylerdi.Belki de haklıydı.Ama benim hayatım için konuşacak olursak,değildi.Gerçek aşk benim gibi acınası bir ruha bırak uğramayı ve huzura erdirmeyi,mutlu olmamam için her şeyi yapardı.Ölmek üzere olan yaşlı bir yıldız benim acınası ruhum;asla parlamayan,çürüyüp giden.Hayat da pek çok kez göstermişti bana sevilesi güzel bir oğlan olmadığımı.Biraz hoşlantı ve ilişki deneyimim olmuştu ama hepsi tamamen hayal kırıklıkları,parçalanmış kalpler ve solgun güzlerle sonuçlanmıştı.Ama alışmıştım ne yapayım böyle yaşayıp gidecektim.

Her ne kadar bedenim bunu reddetsede ayaklanmaya çalıştım.Vücudumun her bir köşesi ağrıyor sanki felç olmuşumcasına hareket etmeyi reddediyordu.Eninde sonunda kendimde o gücü buldum ve yatağın üzerinde oturur pozisyona geçtim.Geceleri kendimi yediğimden gözüme bir dirhem olsun uyku girmiyordu bundan olsa gerek sabahları uyanmakta çok zorluk çekiyordum.

Gittiğim okul evime çok uzaktı ve babam genelde beni okula bırakamayacak kadar yorgun ve bitkin olurdu bu nedenle her sabah erkenden uyanıp iki otobüs değiştirip okula yetişmeye çalışırdım.

Önce telefonumu alıp saate baktım,06.50.Kalkmam gerekti, otobüsü kaçıramazdım.Güç bela ayaklandım ve dolabıma doğru ağır ve yorgun adımlarla yürüdüm.Kapaklarını açıp siyah bir kot,okul formamı ve elime ilk gelen sweatshirtü aldım.Giyindim banyodaki işlerimi de hallettikten sonra kapıya yöneldim.O sırada annemin uykulu sesini duydum içerden:

"Taehyung!Kahvaltını etmeden çıkma."

"Arkadaşlarımla yaparım anne meraklanma."

"Dikkat et."

Kahvaltı falan etmeyecektim,midem bulanıyordu ve kusmama ramak kalmıştı ama kendimi tutuyordum.Umarım otobüste kusma tarzı bir rezillik yapmam dedim kendi kendime.

Önce binanın merdivenlerinden aşağı indim,ikişer üçer.Binadan çıktıktan sonra kafamı kaldırdım ve gökyüzüne bakıp gözlerimi kapadım ardından derin bir nefes aldım.Gözlerimi yeniden açtım ve gülümsedim.Yavaş yavaş yoluma devam etmeye başladım.Siteyi sokaktan ayıran merdivenlerden de inip sokağa ulaştıktan sonra durağa yürüdüm.Beş dakika içinde gelecek olan otobüsü beklerken instagramdaki sohbetlerime baktım.

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Mar 12, 2024 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

etolieHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin