8. Bölüm

404 12 9
                                    

Medya: Buse🦋🤍

"Kardeşlik, düşmesin diye tutmak; kardeşlik, bırakmayacağını bilerek dayanmaktır."

Bölüm şarkımız;

Hani Gökbörü 

8. Bölüm

"Kardeşlik."

-- BUSE -- 

Karargâha geri döndüğümüzde akşam olmuş, hava kararmıştı. Hepimiz üstümüzü değiştirip çıkarken Melih'in Umut Komutan'a yaklaştığını gördüm. Umut Komutan ise o sırada üniformasını askıya asıyordu. 

"Komutanım, ben." dedi Melih. 

"Teğmenim. Çok yorgunuz, dört gündür uyumadık neredeyse. Yarın konuşalım, bu yorgunlukla ağzımızdan kötü bir şey çıksın istemeyiz değil mi?" deyip gidiyordu ki "Komutanım." diyerek tekrar durdurdu Melih. 

"Ben, o gün sınır konusunda fazla sabırsız davrandım." 

"Evet, öyle yaptın." dedi Umut Komutan geri gelip karşısına geçerek. 

"Ailemden kalan son iki kişiyi o sınırın öbür tarafında bıraktım."

"O ne demek?"

"Babam ve kız kardeşim o sınırın öbür tarafında öldüler. Biz Türkiye'ye kaçmaya çalışırken... Bir mezarları bile yok, hiçbir şeyleri yok. Toza dönüştüler. Ama haklısınız, görevimle duygularımı birbirine karıştırmamam gerekirdi. Yarın komutana gidip Şahin Timi'nden ayrılma dilekçemi arz edeceğim. Size daha fazla ayak bağlamak istemem." dedi başı eğik bir şekilde. Ardından kafasını kaldırıp Umut Komutan'ın gözlerine baktı. 

"Benden bir şey olmayacağını size söylemiştim." dedi ve başını tekrar eğerek Umut Komutan'ın yanından geçiyordu ki Umut Komutan onu durdurdu.  

Anında hazır ola geçti Melih. "Pazar günü ne yapıyorsun?" dedi Umut Komutan. 

"Neden komutanım?"

Umut Komutan yarım bir tebessümle, "Annem bütün hafta boyunca yemediğim her şeyi önüme yığacak, gel bana yardım et." dedi.

"Emredersiniz komutanım." dedi Melih. 

Umut Komutan ellerini dostça Melih'in omzuna desteklercesine vurdu ve kapıda bekleyen diğer abilerim Baki, Mustafa ve Soner'le beraber gitti. 

Ben ise duyduklarımın şaşkınlığını yaşıyordum. Melih, varlığımı çoktan unutmuş olmalıydı ki o da çok beklemeden çıktı. 

*

"Selçuk Komutan seni çağırıyordu Buse." dediklerinde onaylayarak odasına ilerledim. Kapıyı tıklattığımda, "Gel." komutu ile içeri girdim. 

"Beni emretmişsiniz komutanım?" dedim içeriye girdiğimde. 

"Otur şöyle, Buse." Gösterdiği yere oturdum.

"Aferin, Buse. Aferin, güzel kızım. Gurur duydum. Umut anlattı her şeyi." 

"Bir şey yapmadım Komutanım, yerimde kim olsa aynısını yapacaktı." 

Son NefesHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin