Bu ani ses ve ona neden olan şiddet eylemiyle birlikte şehvetim kontrolden çıkmıştı.
"Yavaş ol."
Eşofmanını indirirken, boğuk bir sesle konuşmuştu. Hareket ettikçe ereksiyonu bacaklarımın arasına değiyordu ve ben mahrumiyet hissi içinde inliyordum.
Aletini elime alıp, geniş başını içimin dolgun kıvrımları arasına aldığımda iyice gerildi. Şehvetimizin ağır ve nemli kokusu, baştan çıkarıcı bir ihtiyaç ve feromon karışımı oluşturmuş, havaya yayılmıştı. Bedenimdeki her bir hücreyi uyandırıyordu. Tenim yanıyor ve karıncalanıyordu. Memelerim dolgunlaşıp, hassaslaşmıştı.
"Tanrım Nil." dedi soluksuzca. Bedenimi üzerine doğru indirmiştim.
Onu ilk gördüğüm andan beri istediğim şey buydu işte. Kendime itiraf ediyordum sonunda. Ona sahip olmak, o muhteşem bedenine tırmanmak ve onu içime almak istemiştim.
Baldırlarımdaki elleri huzursuzca hareket ediyordu. Kendimi fazla savunmasız hissederek gözlerimi kapattım. Onunla yakınlaşmayı ben istemiştim, ama bu kadarı da fazla yakındı sanki. İçimi bir huzursuzluk kaplamıştı.
Göz gözeydik, aramızda yalnızca birkaç santim vardı ve bütün dünya bir odaya düşmüştü sanki. Tek hissedebildiğim Deniz'in varlığıydı. Onun da kendini alıştığı alanın dışında hissettiğini biliyor, gerildiğini hissedebiliyordum.
"Ne kadar darsın."
Bu beni üzmüştü. Daha derine kaymasına izin vererek daha çok aldım onu içime. Enfes bir şekilde zorlandığımı hissederek bir nefes çektim içime.
Avucunu karnımın altına bastırarak baş parmağıyla tek hamlede klitorisimi buldu. Yavaş, usta işi, sert hamlelerle daireler çizerek masaj yapmaya başladı ona. İçimdeki her şey kasılıp sıkışmış, onu daha derinlere çekiyordu.
Gözlerimi aralayıp kısık gözlerle izledim onu. O ilkel boşalma isteği ile kıvranırken öyle güzel görünüyordu ki. Boynunu geriyor, başını koltuğun arkasına bastırıyordu.
Parmakları üzerimdeki fermuarı buldu ve açıp üzerimi çıplak bıraktı. Ellerini memelerime yerleştirip sıktı onları.
"Ah tanrım." dedi sıkılı dişlerinin arasından. "Öyle bir geleceğim ki."
Bu karanlık vaat heyecanlandırdı beni. Daha hızlı inip kalkmaya başladım. O kadar ıslak ve azgındım ki aleti boyunca kayıp neredeyse tamamını aldım içime. Onu köküne kadar almadan önce küçük bir çığlık kaçtı ağzımdan.
O kadar derine girmişti ki zor dayanıyordum. Bu beklenmedik acıyı azaltabilmemiz için sağa sola hareket ettiğimde ağzımın içine doğru hırladı.
Ama bedenim onun fazla büyük olmasını dert etmiyor gibiydi. Orgazmın eşiğinde titriyordum.
Deniz söverek ellerini memelerimden çekti ve tekrar kalçalarımı yakaladı. Beni geriye doğru kaykılmaya zorladı ve bu pozisyonla açım değişti. İyice açılarak tamamını içime kabul ettim.
Vücut sıcaklığı anında yükseldi.
"Yavaş." diye tekrar uyardı beni. Her yanıma heyecan dalgaları yollayan bir buyurganlık vardı sesinde.
Dudağının üstü terlemişti. Öne doğru uzandım. Zevk mırıltıları eşliğinde dilimi o tuzlu damlacıkların üzerinde gezdirdim. Kalçaları sabırsızca kıpırdandı.
Onun için çıldırarak, dudaklarını dudaklarıma bastırdım. Onu öperken bir yandan da kalçalarımı sallayarak, hareketsiz kalmasını sağladım.