-Giriş-

641 37 56
                                    

Kendimi yine sıkıcı bir güne hazırlayarak yataktan kalktım, sıkıldığımı neden söylüyorum çünkü hayatımdan yorulmuştum herşey çok ağır geliyordu ve bunları her gün tekrarlamak bir zorunluluk haline gelmişti,bir robot gibiydim adeta..

Aşağı kata indiğimde burnuma enfes yemek kokuları geldi,abim yine hamaratlığını konuşturmuş ve bizim için mükemmel bir kahvaltı hazırlamıştı.Yanağına bir öpücük kondurup "Günaydın."dedim abime,o da aynı şekilde karşılık verip yemekleri yapmaya geri koyuldu.

Abim üniversite 2.sınıf gastronomi öğrencisi boş yere övmüyorum onu bu kadar yeteneği var sonuçta.Ailemiz desem onlar hakkında hiçbir şey bilmiyorum,abim onların bizi çok küçükken terk edip bir yetimhaneye bırakıldığımızı söyledi zaten bir yetimhanede kaldığımızı hayal meyal hatırlıyordum ama annem ve babamın yüzü ve sesi hiçbir şekilde aklıma gelmiyordu abime bu konu hakkında her soru sorduğumda ya geçiştiriyordu yada konuyu başka bir yere çekiyordu bende bu durumu zamanla sorgulayıp işin içinde başka birşey olduğunu düşünmeye başladım ama asla ne olduğunu çözemedim bir zaman sonrada bıraktım zaten.

Her neyse,ben Erika Takatou normal sıkıcı bir hayatı olan kız, bugün de her gün olduğu gibi okula gitmeye hazırlanıyordum.Üstüme kabataslak bir şey giyip evden çıktım.
Yağmurlu gün,huzursuz gün..
İnsanlar yağmurlu günleri severdi ama ben sevemiyordum çünkü yağmurlu günler uğursuzdur insanın içine sanki bugün çok kötü bir şey olacakmış gibi hissettirir ve öyle de olurdu.

Okula vardığımda kendimi hemen sıramın üzerine uyumaya bıraktım,okulda bir çok kişiyle anlaşamadığım için pek arkadaşım yoktu arkadaş olarak saydıklarım ise sadece ödevler hakkında soru sorduğum kişiler.
Öğle arası kantinden yemek almaya gittiğimde telefonuma bir mesaj geldiğini gördüm bu abimdendi şöyle diyordu:
"Bugün eve geldiğinde muhtemelen beni göremeyeceksin geç saatlere kadar dışarıda olabilirim o yüzden beni merak etme minik."
Bunun abimle son konuşmam olduğunu nereden bilebilirdim ki.?

Saat 21:00
Durduk yere içimi bir huzursuzluk kaplamıştı hayır bunun sebebi havanın yağmurlu olması değildi bu daha farklı bir şey daha kötüsü belki de.Açtığım televizyonu geri kapatınca zaman hızlı geçsin diye uyuma kararı aldım bu şekilde abim daha çabuk gelmiş gibi hissetirebilirdi.

Saat 23:30
Uyandığımda abimin hâlâ eve gelmediğini fark ettim bu yüzden endişelenip abimi aradım ilk aradığımda açmadı bir beş dakika bekleyip tekrar aradım o zaman da ulaşamayınca son aktifliklerine baktım en son bir saat önce aktifti bu çok garipti o zaman telefonunun şarjı bitmemişti.
Daha fazla bekleyemeyip abimi bulmaya dışarı çıktım,yani düşününce çok uzağa gitmiş olamazdı değil mi?Evimize yakın dükkanları, parkları hatta bazı sokakları bile aradım ama hiçbir yerde abimi bulamadım.Son çare olarak bildiğim tekinsiz bir mahalle vardı orada pek bir insan yaşamıyordu yaşasa bile ya yaşlı insanlar ya da pek güvenilmeyecek insanlar yaşıyordu.Ara sokağa girdiğimde iki tane adamın bağrışma seslerini duydum,alkolik kavga eden adamlardır diye başta pek umursamadım ve ses gelen yöne daha çok ilerlemeye başladım.Adamlar göz hizama girince beni görmesinler diye duvarın arkasına saklandım,dikkatlice bakınca birisinin abim diğerinin de benden bir kaç yaş büyük bir çocuk olduğunu gördüm aslında abimle konuşan çocuğu tanımıyordum sadece görünüş olarak ve fiziksel anlamda çok da yaşlı birisine benzemiyordu tahmini olarak ta benden bir kaç yaş büyük olduğunu düşündüm.Kavgaları daha fazla şiddetlenmeye başlayınca endişelenmeye başladım ama eğer yanlarına gidersem bu beni de tehlikeye atardı abimde kendi yanına gelmemi istemezdi değil mi?Tanımadığım çocuk cebinden çakı çıkardığında refleks olarak kendimi öne attım ama herşey için çok geçti o çakı abimin karnına tanımadığım çocuk tarafından saplanmıştı bile.
"Hayır!!"diye bağırarak abimin yanına koştum son anda yetişmiştim ki onun vücudunu yere düşmeden tutabilmiştim,yanımdaki tanımadığım çocuk dehşetle bana bakıyordu."Sen ne yaptığını sanıyorsun?!"dedim sinirli bir şekilde,lanet olsun ki gözümden yaşlar düşmeye başlamıştı ailem benim zaafımdı annem ve babamı zaten tanımıyordum şimdi de kollarımda abimin ölümünü izlemek..
Tanımadığım çocuk dişlerini sıkıp koşarcasına yanımdan uzaklaştı onun hakkında tek hatırlayabildiğim kırmızı gözleriydi..

3 Sene Sonra
Abimin ölümünün ardından 3 sene geçti bende üniversiteye başladım hatta bu yıl ikinci senem, hayatımı birazcık da olsa değiştirebilmiştim en önemlisi arkadaşlarım olmuştu onlar olmadan kendimi nasıl toparlayabilirdim bilmiyorum.Bugün de Reika ile birlikte fakülteye gitmek için hazırlanıyoruz,ben hazırlandım da Reika kırk yıl saçını yapmaya uğraşıyordu en sonunda dayanamayıp şöyle dedim"Tamam Reika anladık Kota'ya âşıksın ve ayrıca sana daha kaç kere söyleyeceğim?makyaj yapmana gerek yok sen doğal halinle daha güzelsin."şu üçüzlerden Kota,ondan belki hoşlanmıyordu ama etkilendiği kesin ve netti."Erika ne saçmalıyorsun?Ben bir erkek için süslenir miyim sence?"her ne kadar gizlemeye çalışsa da Kota kelimesini duyduğunda kızarıyordu."Neyse,hadi gidelim artık Erika benim işim bitti."sonunda dedim içimden.

Derste hocanın yazdırdığı şeyleri not alırken önüme bir kağıt parçasının düştüğünü gördüm,Reika'nın yüzüne baktığımda bu kağıdın ondan geldiğini anladım"aç"dercesine eliyle hareket yaptı bende çok beklemeden açtım.

Evet,belki ben Kota'dan etkileniyor olabilirim ama sende Ouzou'ya karşı boş değilsin
sanki??:)

Kaşlarımı çattım ve hemen arkasına cevap yazmaya koyuldum.

Demek Kota'dan etkilendiğini kabul ettin ayrıca konuyu her zaman Ouzou'ya çekmesen olmuyor dimi?onu tanımıyorum bile Reika.

Notu geri Reika'nın önüne fırlattım,artık kağıdı geri atsa bile okumayacaktım çünkü derse odaklanmak istiyordum.

Öğle arası Reika ve diğerleriyle birlikte yemekhaneye gittik oturduğumuz da karşı masada üçüzlerin olduğunu fark ettim Kota direkt olarak Reika'ya bakıyordu,Reika'da ona bakıyordu gerçi yüzümü iğrenircesine buruşturdum.O sırada Ouzou denen çocuğun da bana baktığını gördüm ve tek kaşımı kaldırdım bu hareketi yaptığımda anında gözlerini kaçırdı.

Yemeklerimizi bitirdiğimizde masadan kalktık tam yemekhane'den çıkacakken kolumu birisinin tuttuğunu hissettim ve bu kişi her kimse baş döndürecek kadar bitter kokuyordu lanet olsun ki çok güzeldi fazla güzeldi,en sonunda arkamı döndüğümde bu kişinin Ouzou olduğunu gördüm şaşkın gözlerle ona baktım belki de biraz utanmış?onun gözlerini hiç bu kadar yakından görmemiştim ve onun da gözleri kırmızıydı..
"Konuşabilir miyiz?"dedi.
"Konuşalım."diye karşılık verdim.

Devam edecek









Orenda 'ErizouHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin