Bölüm 4

3 0 0
                                    

    Okulun bahçesinde Alper Erol'un dizine yatmıştı. Koluyla da gözlerini kapatmış uyukluyordu. Erol da tarih notlarına bakıyordu. Asım Enes'le sırt sırta vermiş oturuyordu. Onlar da telefondan oyun oynuyordu. Yeliz de en yakın kız arkadaşı Buket'i yanına almıştı. Dedikodu yapıyorlardı. Alper ve Erol, ders çalışmaya başladıklarından beri bir grup halinde takılmaya başlamışlardı. Hatta sınıfta Alper, Erol'la orta sıranın en sonunda oturuyordu. Enes ve Asım onların ön sırasında oturuyordu. Yeliz ve Buket de Asım ile Enes'in önünde oturuyordu. Buket, gruba birden girmişti. Okulun dedikodu kaynağıydı resmen. Okulda her ne olursa olsun ilk Buket'in haberi olurdu. Aynı zamanda delinin tekiydi.

Yeliz, "İnanamıyorum! O ikisi birlikte mi? Nasıl ya?" Diye söylendi. Buket, cips yerken "Kızım, gözlerimle gördüm. Hamza, resmen ayaküstü bademcik ameliyatı yaptı Amber'e. Görmesem ben de inanmazdım." Dedi.

"Hani Amber, kafasına meteor düşmediği sürece Hamza'ya bakmazdı bile. Ne olmuş, meteor mu bulmuş?"

"Yok, meteor bulmamış da Hamza'yı biliyorsun. Amber'in kabul etmesi için bayağı uğraşmıştı. Basketbol sahasının 5 metrelik tel örgüsünün her yerine güller koymuştu, hatırlasana. Bir ay müdür kimin yaptığını aradı da hepimiz ne çekmiştik?"

Asım araya girdi. "Maldı lan o çocuk! Kız ya da erkek fark etmez, kimse için bu tür şeyler yapılmamalı." Enes, kafasıyla Asım'ın kafasına vurdu. "Çocuk aşık sadece." Yeliz, "Durun bir. Amber, öyle şeylere kanmaz. Nasıl kabul etti?" Buket, güldü. "Bizimki, Amber için 10 tane ağaç fidanı dikmiş. Hayvan barınaklarında gönüllü çalışmış yaz boyu. Tabi sonra sevmiş de, başta sırf Amber'i etkilemek için yapmış." Erol araya girdi. "Yani Amber'i kandırdı." Dedi. Yeliz, "Nasıl yani?" Diye sorunca Erol, "Gayet açık değil mi? Hamza, hayvanlardan nefret eden biri. Geçen yıl beraber nöbet tutarken söylemişti. Sırf kızı tavlamak için yaptığı şeyler doğru gelmiyor bana. " Alper, ona baktı. "Dolandırıcı gibi görünüyor buradan." Erol da ona baktı. "Öyle zaten. Sonradan sevmiş olsa da kendi tabiatına aykırı davrandı. İnsan, kimse için değişmemeli. Beni olduğum şekilde kabul etmiyorsa keyfi bilir." Yeliz, ona hak verdi. "Haklısın aslında. Sen konuşana kadar bunun çok romantik olduğunu düşünmüştüm." Alper, "Bütün okulu gülle doldurmak, yollarına güller sermek hoş olabilir ama duygu yoksa ne yazar! Tek bir gül alıp kızın karşısına geçse daha samimi olurdu." Dedi. Buket, "Ama insan biraz kendinden ödün vermeden olmaz ki böyle şeyler." Dedi. Erol, "Tamam, kabul. Ama aşırıya kaçmadan olur." Dedi. Yeliz, "Peki sence ne yapmalıydı?" Diye sordu.

"Çok basit. Dosdoğru olup, kızın karşısına geçip onu sevdiğini söylemeli. Tamam, kur yapsın. Hediyeler alsın, çiçekler alsın. Ama okulu da rahat bıraksın."

"Ama Amber, kabul etmemişti."

"O zaman sevmiyor demektir. Şu an sadece yanılsama yaşıyor olabilir. Farkına varınca Hamza için iyi mi olacak? Sanmam."

"Ya bu şekilde ona aşık olursa?"

"O zaman Yeliz, Amber'in sorunu var demektir. Çünkü sevdiğini söylediğinde Hamza'yı reddetti. Ama hayvan baktı diye kabul etti. Amber' de de gösteriş merakı vardır. Ama sonradan sevebilir tabi. Bu ona kalmış."

"Bu konuda çok dik kafalısın."

"Hayır, gerçekçiyim. Siz olsanız ne hissedersiniz?"

Buket, düşündü. "Sanırım, ben yine de kabul etmezdim. Ama önce ona karşı hislerimi tartardım. Herhangi bir his varsa bir denerdim. Yoksa zaten yoktur."

Yeliz, "Valla ben ö güllerden sonra tav olurdum yalan söyleyemem." Dedi. Buna herkes güldü. Enes, "Yeliz'i tutun. Her an elinde gül olan birine kaçacak gibi." Dedi. Yeliz ona su şişesi fırlattı.

Aşka Sıfat GerekmezHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin