Yağız'dan
Bir kaç adım önümdeydi bana doğru geliyordu.Onu görmemle başımın ağrısı hafiflemiş,dudağındaki kıvrımın sağında olan çukuru gördüğümde ise tamamen yok olmuştu.
Gülüşünün sersemletici bir etkisi olabilir miydi?
Kesinlikle öyleydi.
Güldüğünde dudağının sağ köşesindeki gamzesi buradayım diyor,bu gülüş beni olduğum yerde sersemleştiriyordu.
Onu görünce,davul sesi sustu,bu kalabalıktaki insanlar sustu,sadece o vardı,odak noktam oydu.Tim arkamdan bir şeyler söyleyip gülüyor gibiydi ama ben hiç birini şuan duymak istemiyordum.Sadece Mert'in hönkürüşlü gülüşünü net duymuştum.
Sokağın başındaydık bizim tim harici diğer askerlerde Mehmet ağaya selam veriyordu.
Cildi bir bebeğin ki kadar pürüzsüz gözüküyordu.Gözlerinde ki parıltı,uzun kirpikleri,fındık burnu özellikle, gülüşü...güzeldi.
Üzerine pek bakmamaya çalışsamda bakışlarım kısaca oyalandı.Kaşlarım istemsiz hafifçe çatılırken bakışlarımı bedeninden hızla çekip bir çift kahve hâreye geri döndüm.
Askerler de selamlaşmayı bitirdiğinde ben de ona doğru yürümeye çalışırken bir yandan selam verenlere baş selamı veriyordum bu yüzden adımlarım biraz yavaşladı.
Gözlerimi kestane rengi gözlerden ayırmadan;
"Alaz AKIN!"
Bir iki adım atıp yanımda durduğunda"Emredin,komutanım"
"Pusat şuan serbest, bir bok yaparlarsa senin ağızına sıçarım bilmiş ol."
Alaz burnundan nefesini sertçe verirken;
"Komutanım bir şey söylemem gerekiyor."
Ne diyeceğini anlamak için fazla zeki olmaya gerek yoktu aslında.
"Söyle lan hadi"
Öğretmen ile aramızda çok az kalmıştı. Aramızda bir kaç adım kaldığında,beynim yetisini kaybediyordu sanki ama hâla bizi duyacağı mesafede değildi.Duymaması çok daha iyiydi...
Alaz kaşlarını çatmış;
"Benimle taşak mı geçiyorsun lan,ayrıca sabah dediğim gibi öyle bir sıçmısın ki, ayır şu gözünü kadından."
O sırada yürürken öğretmen bir anda adımlarını hızlandırmıştı.
Alaz tam yanımdaydı.O da öğretmenin hızlı adımlarla yaklaştığını farkedince küfürlerine ara vermişti.
Öğretmen tam önüme gelip durduğunda hızla kesik nefesler veriyordu.
Ben ağızımı açıp konuşuşucakken hiç beklemediğim bir şey oldu.
Ayakabılarını,postallarımın üzerinde hissettim.Narin ellerini ensemde birleştirip bedenini bedenime yasladı.
Sarılmasıyla şaşkınlıkla kaşlarım kalktı,öğretmen kesik soluk aldığından, hızlı inip kalkan göğsü göğüsüme deyiyordu.
Elinin saç bitimimime deymesiyle adeta kanım kaynamış,boğazımdaki yumru büyümüş yutkunamiyacak hale getirmişti.
Boynumu biraz eğmemle burnum boyun girintisine gelmişti.
İlk geldiği gün Atış yaptığımızda da çok yakındık aynı güzel kokuydu.Bir nefes içime çektiğimde Yasemin kokusu ağırlıklıydı güzel kokuyordu,gözlerimi kapatma isteğine zorla hâkim oldum.
Kısık çıkan sesiyle;
"Merak ettim,seni merak ettim yüzbaşım...Sondaki iyelik eki de neyin nesiydi?
Eğilmeme rağmen başını biraz daha kaldırıp kulağıma fısıldamasıyla boynumda bir ürperti geçti.
"İyi ki geldin"böyle konuşmamalıydı uzak durmaya çalışmama bile izin vermeyecek türdendi.
İstemesemde ondan ayrılmak için başımı boyun girintisine hafifçe uzaklaştırdım.Ama kokusu hâlâ oradaydı,elleri ise boynumda.Arafta kalmışken onun bedenimi daha sıkı sarmalamasıyla ellerim usulca ince belini buldu.Sarılmasına aynı karşılığı verdiğimde boynumdaki elleri ile daha çok sıkarak sarmalıyordu,sikerlerdi böyle işi.Kapattığım gözlerimi açtığımda onunda yüzü omuzumda, yanağı hafif çıkan sakallarıma değiyordu.
Çenemi omzuna koyup gözümü kapattım.
Derin soluk alıp verdikten sonra güzel kokusunu tekrar solumamla ayrılmam dahada zorlaştı.Harelerimi aralayıp "Defne"Olduğundan daha kalın çıkan sesimle kaşlarım çatıldı.
Sesinin ayarını sikeyim Yağız oğlum.En son doğrulmayı başardığımda gözleri,gözlerimdeydi.
Hâlâ minik ayakları postallarımın üstünde duruyordu.Dengesini kaybetmesin diye elimi bel oyuğunda tutmaya devam ettim.Kolları boynumu sarmalamıştı.Hassiktir,çevreme bakmam ile bakışların bizde olduğunu farketmem bir oldu,Alaz haklıydı...
O an ağa'nın emriyle davullar sustu.
Askerlerden bir kaçı önümdeydi.Ağa gülerek bakıyor.
Askerler birbirlerine bakıp kaşlarıyla beni gösterip bir şeyler söylüyor,bakışlarım onlara çevrildiğinde ise susarak önlerine dönüyor.Teyzelerin bazıları elini ağzına kapatmış,bazıları ise topluca gülüşüyordu.Bakışlarımı tam iki ya da üç adım yanımızdaki Alaz'a baktığımda tam önünde duran Zehrayı da görmem bir oldu,o da oldukça şaşkın bakıyordu.Tekrardan Alaz'a baktığımda o da fazlasıyla şaşırmış gibiydi gözleri kocaman açılmıştı.Bir an bu mal halime gülecek gibi oldu.Sonra başını iki yana sinirle salladı.
Neredeyse beş dakikadır sarılmıştık.
Tekrar Defneye döndüğümde gözlerimin içine böyle güzel baktıkça kimseyi umursamayıp tekrar sarılmamak için zor duruyordum.
İlahi bakış açısı(5 dakika önce)
Pusat tim'i selam verdikten sonra Yağız komutanın çağırmasıyla Alaz gitmişti. Ama Pusat ta onlara pek uzak sayılmazdı Süleyman sırıtmayla şaşırma karışığı bir yüzle bakarken kafasını yanındaki Mert'e hızla çevirdi.Mert'in bakışları;şaşkınca öğretmene ve komutanına bakan Aslıda olduğundan,Süleyman;Mert'in omzundan tutup nazik denilemeyecek bir şekilde sarsmaya başladı.
"Komutanım,lann Mert"
Mert;
"Ne var lan ne var!?"
Yiğit sırıtıp Biraz ileride Defne hanımla sarılan komutanını göstererek;
"Yağız komutanım hızlı çıktı haa"
Mert yüzünü önüne çevirdiğinde bakışları Defne ve komutanında mekik dokuyordu.Sarılmış ve burdan gördüğü üzere öğretmen,komutanının kulağına bir şeyler fısıldıyordu.
"Obaaaa,lann!"Mert,Süleymanın kulağna doğru:Oğlum kara bahtımın içine sıçayım,ben daha Aslım ile doğru düzgün konuşamıyorum.komutanıma bak hele."
Süleyman yalandan üzülmeyle başını sağa sola yavaşça salladı.
Mert'in omzunu sıvazlayıp."Eee artık senin düğünden önce sıraya komutanım girdi"bu noktada hunharca gülerek;
"Sen kaç yıldır bir kadını ikna etmeyi beceremedin,herif iki günde"bu noktada dilin damağın üç kere vurup kafasıını sağa sola salladı Süleyman,gülüşüne devam ederken "ne yaparsın,seninkide böyle bir sikilesi şans"
Mert;
"Ses tellerini sikerim senin Süleyman!""Boktaaa sikersin"derken daha çok gülüyordu Süleyman.
~•••~
Zeynep,Yağız komutanının yanında olan Alazın arkasındaydı malum Alaz'dan pek bir şey görememişti,Kalabalıktı.Yana kayıp bakacaktı ama bedenini döndürdüğünde,bir tarafında konudan alakasız zılgıt çeken teyzeyi gördü.Bakmak için diğer tarafına döndüğünde ise siviller doluydu, vazgeçti.
Zeynep,en son seçenek önündeki dağ gibi adamın koluna dokunduğunda
Alaz;"Ne sikim oldu,ne var!" Biraz sinirliydi malum.Biraz...Yağız gidip gelip bir şeyler söylenip sinirlenecekti hiç çekesi yoktu.Kaşları çatık bir şekilde bedenini arkaya çevirdiğinde arkasında olan küçük bedeni gördü.
Alaz kendi kendine homurdanıp kıza sövdü diye bu seferde kendine sövdü.
Alaz burnundan soluyarak;"Özür dilerim,söyle Zeynep."
Zeynep bir an komutanın ani tepkisiyle ürkmüş sonra tatlı tatlı;
"Komutanım millet şaşırıp kaldı,ben ne olduğnu göremedim de"bu noktada tatlı tatlı güldü ve konuşmasına devam etti.Malum komutanı sinirlı bir adamdı şu an hiç azar işitesi de yoktu.
"Biraz kaysanızda bende mi baksam? diyecektim."
Alaz baktı... yine baktı.Göz kırpıştırdı art arta belli belirsiz,pek mimik olmazdı zaten suratında şaşırmadı bu yüzden, Zeynep.
Zaten sinirliydı kadının sorusu da üstüne tuz biber olmuştu Alaz eliyle alnını ovuşturarak;"Kızım,sen şaka mı yapıyorsun?"
Zeynep mahcup bir şekilde gülerek;
"Yok komutanım"Alaz komutanının normalden daha sinirli olduğunu gören Zehra el mecbur U dönüşüyle"Zaten vazgeçtim ben de komutanım" derken arkasına döndü.Bir adım atmış gidiyordu ki bileğinde hissettiği büyük el'in onu döndürmesiyle şimdi tekrardan Alaz'a dönmüştü.
"bu nokta da derin bir nefes verdi Alaz kaşlarıyla Yağız ve öğretmenin olduğu yeri gösterip"iyi,gel bak"Zaten bunun da kızdan ayrılacağı yok."
"Sıçıp sıvıyor"diyerek homurdandı.Duymamıştı neyse ki Zeynep.Şaşırmış bir şekilde baktı Zeynep;"Ha?" demiş bulundu.
"Kimin ayrılacağı yok komutanım?"
Bu noktada sabrı sınanıyordu Alazın.Konuşasıda yoktu pek konuşursa da kadına patlıyacaktı.
Hafifçe bir eliyle,belinden tutup kendi olduğu yerin yanına usulca çekti bu naif bedeni,Alaz.
Dokunuşuyla karnında bir kasılma hissetti Zeynep,içi sıcacık oldu.Bedenini hafif sağa çevirip başını kaldırıp, yanındaki adama baktı.Sert çehresiyle karşılaştı yine her zaman ki gibi o an zihni karıncalandı,bulandı belli belirsiz.
Ne zaman gözleri sıcak bakar az önceki dokunuşu gibi içini ısıtır diye düşünmeden edemedi,her zaman soğuk bakardı Alaz.
Nedensizce o an ilk defa sıcak baksın istedi Zeynep,Ela gözler onu buz soğuyla karşılamasın istedi,onun yerine içini ısıtıcak bir sıcaklık istedi ama yine yoktu. Yıllardır aynı timdeydiler hiç böyle olmamıştı,Zeynep ne olduğunu da bilemedi,içi bir hoştu... nedensizce.
İlk defa daldığı bu anlamsız düşünce ile kaşlarını çattı.
~•••~
Alaz başını eğip önündeki kadına bakıyordu.Kaşları çatılmıştı,Onu pek öyle göremezdi göğsü sıkıştı o an sanki nefessiz kalıyordu,nefes alıp verdi ama bu daralma hâlâ geçmemişti.Huzursuz oldu.Güzel gülerdi,Zeynep.
Elini kadının belinden çekmediğini farketti o an Alaz.Hızlı bir şekilde elini zarif belinden çekti.
Kaşlarını çatıp bakınca başka birine dönüşüyordu sanki,gülsün istedi.
Normalde ona kaşları çatık bir şekilde gözünün içine sabaha kadar öyle baksalar siklemez geçerdi, ne yapıyorsa devam ederdi.Ama onun böyle bakması iyi değildi hep tatlı gülümsemesiyle bakardı yine öyle baksın istedi bu yüzden bu bakışını bozmak niyetiyle;
Bariton sesi ile;
"Zeynep"
Zeynep göz kırpıştırdı bir kaç saniye sonra dudakları iki yana kıvrıldı tekrar.Alazın göğsündeki baskı gitti.O an sanki kuş kadar hafiflemişti,O huzursuzluk yok oldu.Bakışları gülüşünde takılı kaldı.
Alaz daha fazla bu yakınlıkta olmamaları gerektiğini düşündü kaşlarını çatmasının sebebi ise rahatsız olması diye düşünerek bir adım gerileyip Zeynep'in tam arkasında durdu.Ama yanılmıştı rahatsızlıktan değildi Zeynep'in davranışları...İlk defa hissettiği duyguların ağırlığıydı oysaki.O an bilmedi bunu Alaz,anlamadı...Zeynep ise arkasındaki dağ gibi adamın oluşuyla içine bir ferahlık sardı şu an neden buraya geldiğini,ne için yanına geldiğini bile unuttu.O kalabalıkta gözlerini kapatıp derin bir soluk aldı,arkasında duran adamın kokusuyla içi sarmalandı.Huzur vericiydi...yüzündeki küçük anlamlı tebessümle önündeki manzaraya baktı Zeynep,o anda şaşkınlıktan ağızı o şeklini aldı.BÖLÜM SONU
★Oy atmayı unutmayalımm.★
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Askerim
RandomHayali öğretmenlik olan Defne sonunda bu hayalini gerçekleştirmek üzere,tayininin çıkmasıyla Hakkari -Yüksekovaya gelir. Yüzbaşı Yağız, albayın verdiği görevle Defneyi almak için hava limanına gider. Onlar için pekte güzel bir tanışma olmamıştır. Ba...