what kind of pervert is this 》yoonmin

Bölüm 16

D.
geldim

Jimin
tam olarak neredesin

D.
ne giydiğimi de söyliyim mi jimin

Jimin
hayır salak
hangi girişte olduğumu söylemek için soruyorum!!!!!!

D.
hee
A girişi
üniversitenin açık hava futbol sahasının tıka basa dolacağı kadar şenlik mi olur
bunların hepsi mi bu okulda okuyor ben anlayamadım
ben ilk defa görüyordum kapı kuyruğundakileri

Jimin
burada kaç bin kişi okuyo senin haberim var mı
neyse A girişine geldim
yani hemen aşağısı
izleyicilerin arasından sahaya inilen alanda dümdüz gidersen beni bulursun

D.
oh
peki
heyecanlandım|

Jimin
heyecanlandım|

D.
buldum seni
görüldü

Jimin
tamam
o zaman
aşağı inebilirim değil mi
eğlencenin göbeğine yani
beni kaybetmezsin
bu tam bir saçmalık...
biliyorsun değil mi

D.
ama bunu konuştuk bebeğim
:(

Jimin
aghh
gidiyorum ben
gelecekssn gel
ya da gelme
keyfin bilir
görüldü

Jimin ekranı kilitleyip telefonu arka cebine attığında derin bir nefes aldı. Üstünde birinin bakışlarını kesin olarak hissederken dans edip eğlenebilir miydi, hiç bir fikri yoktu. Durumun absürtlüğü de cabasıydı. Aslında hepsi bir köşeye dağılan arkadaşlarının birinden bir süre onu gözlemleyip yanına gelecek kişinin kim olduğunu öğrenmesini isteyebilirdi. Hatta bunu yapmamak için kendini fazlasıyla zorlamıştı, son ana kadar. Söz vermişti ona, zaman tanıyacak, bu süreçte biraz da bir birlerini tanıyacaklardı hem.

Yoongi'den hemen sonra biriyle konuşmaya başlamak Jimin için kolay olmazdı muhtemelen ama bu kişi, tüm bu olaylardan önce Jimin'e varlığını belli etmiş, hayatına biraz tanıdık gibi yer edinmişti. İmkansız hoşlantı duygusunu yenmeye çalışırken yanında olan varlığı da dolayısıyla doğal geliyordu bir tık. Hala Yoongi'yle yaşayamadığı şeyler için bir ah çekiyordu ancak buna rağmen elinden bir şey gelmeyeceğinin farkındaydı. Onu kurtaracak olan şeyin de bu farkındalığın olacağını biliyordu.

İndiği merdivenlerden sonra kalabalıklaşan alanda yavaş yavaş ortalara ilerlemeye çalıştı. Çok fazla kişi,bazıları değişik makyajlar ve boyalarla yüksek bassla sahayı dolduran tempoya kendini kaptırmış, Jimin'in görüp görebileceği en kaotik ortamı yaratmıştı.

Zor bela ortada dağıtılan plastik bardaklardaki alkollü kokteyllerden birini de o kaptığında bir kez daha tanıdık bir yüz görme ihtimaline karşı etrafa bakındı. Seoul üniversitesi her sene düzenlenen ve yalnız reşit olmayan öğrenciler sebebiyle birinci sınıflara yasak olan şenliğiyle ün salmıştı. Geçen sene katılamayan Jimin, bu senenin başından beri bugünü beklemişti ve  bir hafta önce biraz daha merakla beklemesi için bir neden daha eklenmişti.

Kendini uzun süredir içinde olmayı umduğu ortama kaptırdığında, etrafta gezinen gözleri de kapanmış, içkiyle dolu kadehini kaldırıp herkes gibi kendini tempoya bırakmıştı. Buraya inmeden önce "Üstümde bir göz varken gerçekten kafa dağıtabilecek miyim?" endişesi de tuzla buz olmuşken daha bir kaç gün önce olduğu gibi tekrar bir el hissetti belinde.