Hey merhaba millet nasılsınız? :)
414için teşekkürler (seviliyonuzzz)🥳🎇 🥂Yükselicez İnşallah🙏🏻
🌟 Parlatmayı unutmayın:)
...
Korel'in ağzından,
Bana güvenmedigini söylediğinde adeta kafamdan kaynar sular dökülmüştu. Bana güvenmiyordu, bu acı vericiydi.
Ben ne yaptım ona, neden böyle düşünüyordu. Ben ona kıyamazdım bir rüya yüzünden bu denli soğuk yapması canımı yakmıştı.
Hiçbir şey demeden odadan kapıyı çarpıp çıktım. Kendimi hemen terasa attım bir sigara yaktım ve yine düşünmeye başladım. Ben nerde hata yapıyordum, nerde? Diye sorgulamaya başladım. Kafayı yemek üzereydim. Bana güvenilmez olduğumu söylüyordu yine, herkes gibi...
Öfkem artıyordu hayır onlara karşı değil kendime karşıydı bu öfke. Niye böyle bir beklentiye girmiştim ki? Hayır neden yani..?Offff başlarım senin gibi telefona ne istiyorsunuz acaba benden. Çalan telefonu söve söve açıp kulağıma götürdüm.
Alo..!
Ne oldu oğlum yine?
Nee!
Caner mi kaçtı, nasıl kaçar Caner?
Beceriksizler, oğlum ne diye varsınız orda sizi ne diye aldım oraya? Dedim öfkeli ve sert bir sesle bağırarak.
Tamam tamam kapat hemen geliyorum..! deyip telefonu kapattım ve olduğum yerden kalkıp içeriye geçtim.Odamın yanın geldiğimde kapının açık olduğunu gördüm. Içeriye geçtiğimide gözümü etrafa gezdirdim kimse görmüyor. Sonra gözüm banyonun kapısını bulduğunda açık olduğunu gördüm. Kapının yanına geldiğimde içeride Asrın'ın içeride olduğunu gördüm. Ben öylece onun çıkmasını bekledim. O ise hiç arkasına bakmadan kapının kolunu tutup kapıyı çekmeye başladı. Tam arkasını döndüğünde ise beni farketmediği için geriye sendeleyip hıh diye bağırıp parmağını dişlerinin arasına alıp kafasını yukarı kaldırdı. Korktuğu fal taşı gibi açılan gözlerinden belliydi. Bu benim hoşuma gitse de hiç belli etmeden;
"Ne işin var odamda üstelik benim banyomda? Sana izin almadan odama girme demedim mi?" dedim sesimi hafif yükselterek.
"Şey" dedi "çağırdım seni ses gelmeyince girdim bende kusura bakma.""Kusura bakma mı? Bir daha sakın odama izinsiz girme anladın mı?"
"Anladım" dedi kafamı yukarı aşağı sallayarak. "İyi şimdi çıkabilirsin, derhal!" dedim emir vererek.
Yerdeki gözleri direk gözlerini bulmuş ciddi miyim diye bakmaya devam ediyordu. Bende ciddiyim bakışı attım. Ardından oda kafasını önüne eğip "tamam" dedi ve yüzüme bakmadan kapıya doğru yürüdü.
Sonra telefonun ve çantasının hala bende olduğu aklıma geldi. Hiç sormuyorda nerde olduğunu muhtemelen unutmuştur. Hemen arkasından durması için bağırıp komidinin yanına doğru yürümeye başladım. Kominin çekmesinden telefonu ve çantasını
çıkarıp yanına doğru yürümeye başladım. Yanına vardığımda ise telefonu ve çantayı uzatıp hiçbir şey demedim. Oda elini uzatıp elimde duran telefonu ve çantayı alıp hiç bişey demeden kapıyı kapatıp çıktı.Bende fazla düşünmeden kendimi duşa attım. Yaklaşık on dakika sonra duştan çıkıp üstüme siyah bir tişört ve siyah bir pantolon giydikten sonra ayağıma çorapları geçirip ayakkabılarımı giyip kendimi dışarı attım.
Gökhan diye seslendim Gökhan'ı çağırırak, "Efendim abi"diye yanıt verdi. Gel buraya dedim. Hemen hızlı adımlarla yanıma gelen Gökhan'a şu içerdeki kızı gördün mü diye sordum, Asrın tanırsın dedim. "Evet abi tanrım, kızı kurtarmaya gittik." Ha işte o aferim biliyorsun bu işi dedim ve fazla uzatmayarak söze girdim. Benim olmadığım zamanlar sakın ana sakın dışarıya bırakmıyorsunuz anlaşıldı mı? dedim sert bir o kadar sakin bir sesle. "Anlaşıldı abi" dedi. Güzel dedim. "Başka bir emriniz var mı?" Yok diyip garaja doğru yürümeye başladım. Garajı açıp içinde siyah olan Range Rover arabasına binip hızlıca ordan uzaklaştım.
Yaklaşık yarım saat sonra mekâna geldiğimde ise Mert kapıda durmuş arabayı durdurduğumda ise direk yanıma geldi. "Korel kardeşim nasılsın?" Arabadan inip sert vede sakin bir sesle "iyiyim kardeşim sen nasılsın?" dedim. Iyi bende deyip direk olanları anlatmaya başladı.
Nasıl kaçtı peki bu şerefsiz dedim bağrırak. Bu kadar adam ne işe yarıyor burda? Nasıl sahip çıkmadınız, boşuna mı burda tutuyorum sizi burda diye bağırıp adamların üstüne yürümeye başladım. Bütün öfkemi bu gece burda kusacaktım görünüşe göre.
"Korel sakin ol", dedi Mert.
Nasıl sakin olayım Mert nasıl amına koyduğum bu adamları ben ne diye buraya koyuyorum, anlamıyorum ki!
Sakin ol Korel, dedi Mert tekrar bağırarak. Ardından aralarında muhtemelen hala Mehmet'in adamlar'ı var biz ondan şüpheleniyoruz. Ama kim olduğunu hala çözmüş değiliz dedi Mert ve yüzüme bakıp birşey söylememi bekledi.
Amına koyayım dedim sikecem artık Mehmet'in belasını öfkeden çıldıracaktım.
"Tuzak kurmalıyız Korel bunlara kim olduğunu ancak o zaman anlarız yoksa her işimiz böyle boka sarar."
"Haklısın Mert, öyle bir tuzak kurmalıyız ki kim olduğunu öğrenip beyinlerini sikecez."
Sakin olman gerekiyor Korel, sakin bir kafayla bunu düşünmeliyiz, böyle bir plan yapmamız imkansız dedi.
Tamam dedim kafamı yukarı aşağı sallayarak. Ardından ben gidiyorum geliyor musun?
Nereye diye sordu kaslarını çatarak?
Içmeye!
Korel sen iyi misin?
Neden sordun?
Hiç! dedi. Ardından gidelim dedi ve arabaya binip ordan hızlıca uzaklaştık.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Gece'nin Gölgesi
General FictionTanrı bize hayatını kabul ediyor musun diye sormaz. Seçim şansı yoktur, kaderin zaten en başından beri yazılmıştır. Sadece nasıl yaşayacağını seçebilirsin veya yaşamayacağını... Ne geçmişin ne de geleceğin... Gece Gölgeye baktı ve dedi ki, belkide...