11. Bölüm

166 9 1
                                    

Medya: Şahin Timi!

Bölüm Şarkısı;

Duman ~ Kolay Değildir.

"Dünya'nın hiçbir ordusunda yüreği seninkinden daha temiz, daha sağlam bir askere rast gelinmemiştir. Her zaferin mayası sendedir. Kanaatinle, imanınla, itaatinle, hiçbir korkunun yıldıramadığı demir gibi pak kalbinle düşmanı nihayet alt eden büyük gayretin için minnet ve şükranımı söylemeyi nefsime en aziz bir borç bildim. Sizin gibi kumandanları, zabitleri, neferleri olan millete, yâd elleri altında köle olmak mümkün değildir."

Mustafa Kemal Atatürk.

11. Bölüm

"VATAN SAĞ OLSUN!"

-- BUSE -- 

Bir günü daha arkamızda bırakıyorduk, hava kararmıştı. Affan Komutan, arkadaki boş odada karanlıkta öylece otururken biz ise yardım gelmeden burada çıkamayacağımızın farkındaydık. 

"Komutanım, bir günden fazla dayanamayız. Çok tükendik." 

"Biliyorum Baki, biliyorum kardeşim." dedi Umut Komutan. 

Yine ve yine telsizden ses yükseldi. "Beni duyuyor musun asker? Kayıkçı'nın talimatıdır. Bütün silahları kaybetmek pahasına hepinizi öldüreceğiz. Eğer beş dakikaya kadar oradan çıkmazsanız havanlar ve roketlerle hepinizi dümdüz edeceğiz. Sana beş dakika, beş!" 

Umut Komutan düşündü, ne yapacağını kesinleştirdiğinde, "Rauf!" dedi. "Emredin Komutanım."

"Patlama düzeneğini bana ver." Kumandayı alan Umut Komutan, "Şahin toplan." diyerek arkaya çağırdı bizi. 

"Asker, birazdan başlayacaklar. Sonuna kadar çatışacağız. Şahin Timi'nin hayatta kalan son üyesi bu butona basacak. Anlaşıldı mı?!" 

"Emredersiniz Komutanım." 

"Sizinle geçirdiğim her gün, her dakika, her saniye benim için bir şerefti. Hakkınızı helal edin."

"Helal olsun!" diye bağırdık aynı anda. Umut Komutan kumandayı arkadaki duvardaki çıkıntının üstüne bıraktı ve o da mevzi aldı. Ve işte tam o an, ateş açtılar üstümüze. 

"Kalabalık geliyorlar Komutanım, fena geliyorlar!"

"Dikkat edin!" diye bağırdı Umut Komutan. 

Silahımı kavrayıp sıkmaya devam ettiğimde birkaç terörist çoktan inmişti ama dayanamazdık o kadar. Ben geriye çekildiğimde yerime anında Nisa geçti. 

O sırada ayağa kalkmış bize doğru gelen Affan Komutan'a gözüm takıldı. Sağ eli askeri üniformanın pantolonunda duran tabancasına gittiğinde tetiğini çekti. Ardından tam karşıyı hedef aldı. Hedefine doğru gitti gözlerim.

Umut Komutan.

Ardından kulaklarımda Kayıkçı'nın dediği sözler yankılandı. Affan Komutan böyle biri değildi, yapmazdı lakin uyarmak zorundaydım. 

"Hadi, hadi abi. Sık şu Üsteğmenin kafasına ben de kardeşini sana geri vereyim." 

Bağırarak koşmaya başladığında, "Komutanım!" diye bağırdım. Umut Komutan sesimi duyduğu anda arkasını dönmüştü. Önce bana baktı, ardından kendisine doğru koşan Affan Komutan'ı gördüğünde algılamaya çalıştı. 

Son NefesHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin