Uyandığımda Ertan beyi aradım. Randevumu iptal ettim. Bugün ayvalığa gidiyorduk ve benim yolda düşünecek çok şeyim vardı.
Deniz'e saygısızlık etmek istemediğimden kulaklığımı takmadım. Playlistimi açabilmek için bluetooth'u kullandım ve telefonumu arabanın hoparlörüne bağladım. Yolda bana uğrayacak eşyalarımı toparlamamı bekleyecekti.
Evime ulaştığımda ilk iş kendimi duşa attım ve hızla saçlarımı yıkadım. Islak saçla gezme fikri hoşuma gitmedi ama umursamadım. Saç spreyi ile şekil verip serbest bıraktım.
Üzerime ince bir elbise seçip yanıma alacaklarıma bakmaya başladım. Bir tane şık elbise yeterliydi düğün için, günlük kıyafetler de ekleyip kapattım çantamı.
Köyün girişine yürüyeceğimi bildiğinden, Deniz de takılmıştı peşime. Beni bahçede bekliyordu. Sırt çantamı ona fırlattığımda, refleksleri beni şoke etti. Havada yakaladı çantayı.
Arabaya kadar tek kelime etmedi. Ben de sessizce yolcu koltuğuna yerleştim.
Kişilik bölünmesi yaşıyor olabilir miydi? Düşüncesi dahi ürkütücüydü. Ben bir rüya olduğuna inanıyordum, inanmak istiyordum.
Badavut kıyılıklarına gidiyorduk. Otel oradaydı. Otelde düğün yapmak mı? Zengin bir arkadaşı olmalıydı.
"İstediğin zaman dönebilirsin, sana engel olmayacağım."
"Unut bunu. Sana güveniyorum." Hayır güvenmiyordum. Ama uyumlu davranmaya çalışıyordum.
Elimi sıkıca tuttu. Ayvalığa gelmiştik.
&
Gece suyu yapmaya plaja giderken mutluluktan öleceğim sandım. Kafam güzel olduğu için de olabilirdi. Ama akşam denize giriyor olmak çok güzeldi.
Hızla soyundum ve bikinimle kaldım. Deniz gözlerini benden ayırmamıştı. Dikkatini dağıtmak için suya koştum ve atladım.
Anında peşimden geldi.
Suyun içinde aynı anda ileri atılıp çarpıştık. Deniz bacaklarımı beline dolamam için beni kaldırınca ağızlarımız da birbirini buldu. Dengesini kaybedip suya düşerken ikimizin toplam ağırlığını, kum tabana uzattığı eliyle karşılayarak hızımızı kesti.
Derken başparmağı klitorisimi buldu. Dairesel dokunuşlarıyla çıldırtıyordu beni.
"Evet." diye inledim, sırtını tırmalarken. Buz gibi değildi artık. Yanıyordu.
"Becer beni, Deniz. İyice becer."
Dudaklarını dudaklarıma yapıştırdı. Saçlarımı eline dolamış, beni sabit tutarak tekrar tekrar abanıyor, sert ve derin vuruşlar yapıyordu. Bir ayağı ile yerden destek alıyor, orgazmına doğru kararlı bir şiddetle ilerliyordu.
"Benimsin... benimsin... benimsin..."
Ağır hayalarının kalçalarıma ritmik vuruşları ve ona ait olduğumu tekrarlayışındaki hoyratlık çıldırtmıştı beni. Halka açık bir denizde sevişiyordum.
Her saplanışın acısıyla biraz daha kızıştığımı, artan heyecanımla beraber giderek daraldığımı hissediyordum.
Gırtlaktan gelen uzun bir iniltiyle gelmeye başladı, kasılan bedeni sarsılıyordu içime boşalırken.
"Benimle terapiye gelmelisin."
"Tutun"
Beni kucağında kaydırdı ve gözlerini gözlerime dikti.
"Deli olduğuma mı karar verdin?"
"Hayır, kişilik bölünmesi mevzusu yüzünden."
Duraksadı, daha sonra başıyla onayladı ve beni şaşırttı.