9.YANGIN
Kalbimin içinde yıllar önce yanan ışıkları söndürdüm. Bana kalbimin ışıklarını kendi ellerimle söndürttüler. Karanlık içinde kaldım. Karanlığımın içinde kaybolmaya başladığım günden sonra bir daha kendim olamadım.
Şimdi bir ışık yanmak için benimle mücadele ediyordu.
Kendimi ne zaman kaybettiğimi hatırlamıyordum. İçimde güzel olan ne varsa yok olmuş gibiydi, o güzellikler yok oldukça geriye benden hiçbir şey kalmamıştı. İçimde büyük bir karanlık büyütüyordum ve giderek onun esiri oluyordum. İçimde yarattığım canavara boyun eğiyordum ve o canavar giderek tüm benliğimi ele geçiyordu. O canavarın beni ele geçirmesine engel olamıyordum. İlk defa kendimden korkuyordum, bu korku kendim için değil etrafımdakiler içindi henüz kimse bilmiyordu.
Yolum kapkaranlıktı ama biri yolumu aydınlatmak için geliyordu, hissediyordum.
Bir kez daha boşalan kahve bardağını masanın üzerine bıraktığımda arkama yaslandım. Ekran karşısında ağrıyan gözlerimi ovuşturduktan sonra saate bakmayı ihmal etmedim. Yaklaşık dört saattir Sıraç'ın önüme yığdığı dosyalarını sisteme geçiriyordum. Saatler önce yaşadığımız olaydan sonra bir ceza alacağımı biliyordum fakat Sıraç olayı tamamen kendi lehine çevirip istediği zaman istediği cezayı verebileceğini söyledi. Yaptığım yanlıştan tek ceza ile kurtulamazmışım, kendi kafasında suçumu oranlara bölmüş ve ona göre de ceza planı kurmuş.
Bir de bana deli derlerdi.
Kapı tıklatıldıktan hemen sonra açılırken Yener Komutanın içeriye girmesi ile elimdeki dosyayı bırakıp ona döndüm. Masanın önündeki koltuğa oturduğunda önce yığın halinde duran dosyalarda göz gezdirdi. Ona kırgındım, aslında bir yanım anlıyordu ama bu kırgın olmama engel olamıyordu. "Neden operasyonda değilsin?" dedi. Şu an ekip operasyondaydı, Sıraç ise beni operasyon dışı bırakıp ayak işlerini kitleyerek ilk cezamı vermiş oldu. Ekibe bu cezanın sebebini söylememişti, sadece öyle uygun gördüğünü söyleyerek geçiştirmişti. Asıl şaşırdıkları konu ise benim aksi bir tavır sergilemeyip operasyon dışı kalmayı kabullenmem olmuştu.
"Sıraç, operasyon dışı kalma cezası verdi."
"Neden?"
"Deli olduğumu öğrendiği için ona silah çektim," dediğimde gayet normal bir şeymiş gibi omuz silktim. "O da bu yaptığımdan dolayı ceza vermeye başladı. İlk cezam da operasyon dışı kalmak oldu."
Yener Komutan ya da babam bu yaptığıma şaşırmadı aksine tam olarak bu tepkiyi vermemi beklediği belli oluyordu. Bu konuda Sıraç'ı uyardığından bile emindim, işini riske atmazdı. Kızını iyi tanıyordu, kafamın nasıl tehlikeli çalıştığını da iyi biliyordu. O an Sıraç'ı elimden kurtaran geçirdiğim krizin kendisiydi. Sıraç kriz yüzünden öyle davrandım sandı ama krizim onu kurtardı. "Sıraç zaten her şeyi görmüşken daha fazla yalanlarla onu kandıramazdık," dedi. Haklıydı, yalan söylemek sadece uzatmalara oynamak olurdu. Aslında omuzlarımdaki yük kalktı, düşündüğümden daha iyi hissediyordum. "Doğru olanı yaptım Ceylin ve bunun için pişman değilim."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Kanunsuz Sokak
Teen FictionZihnimin iki ucu var. Bir ucu delilik bir ucu ise uçurum," dediğimde yüzünde dehşet verici bir ifade belirdi. "Ben bir sınırı geçeli çok oldu, kimse fark etmedi." Yüzündeki dehşet ifadesi yayılırken elindeki kalem kağıdın üzerine düştü. Onu kendi dü...