Yorum bırakmayı ve küçük yıldıza basmayı unutmayın. Keyifle okuyun 🤍
Önünde dikilen askerlerini izledi. Bazılarının yüzü yen tıraş oldukları için kızarıktı. Hepsinin üstü temiz ve düzgündü. Saçları kısa kesilmiş, yüzleri ifadesizdi. Bu bölüğün ona düşmesi şanstı resmen. İçinde çok fazla sorunlu yoktu en azından geride bıraktıkları dört ayda kimse sorun çıkarmamıştı. Kalan iki ayıda sorunsuz geçirmeyi diledi."Önümüzdeki günlerde bir denetim olmasını bekliyoruz." Sabah güneşi tepede yeni yeni yükseliyordu. "Hepinizin denetim olana kadar her gün her bir alanı temizlemenizi istiyorum." Birkaç kişinin omuzlarının düştüğünü gördüğünde sırttı.
"İtirazı olan mı var?" Askerlerinin üzerinde gezindi kehribar gözleri. Kimseden ses çıkmadığında başını salladı birkaç adım atarken. "Birde olsaydı." Eliyle Sinoplu olduğunu bildiği çocuğu çağırdı. "Buraya gel Sinoplu."
"Er Mahmut Kasımoğlu! Emredersiniz komutanım!" Çocuğun yüksek sesiyle yüzünü buruşturdu Erkan.
"Sabah sabah bu kadar bağırmana gerek yok aslanım. Rahat!" Arkada birkaç askerin güldüğünü duyduğunda siyah kaşları çatıldı. "Çok mutlusunuz siz! 50 şınav!"
Birkaç kısık küfür ve yere uzanan 40 kadar adam. Keyifle izledi beton zemine uzanmaları. "Er Mahmut. Tüm her şeyden sen sorumlusun. Havada uçan tek bir toz zerresi görürsem onlara verdiğimin iki katını da sana veririm. Tek bir çöp olmayacak bahçede. Kirli ve dağınık yatak söz konusu bile değil. Banyo ve tuvaletlerin kirli olma gibi olasılığı normal zamanda da mümkün olmadığından o konuda uyarmayacağım." Gözleri şınav çeken adamlara kaydı. "Tek bir hata istemiyorum. Anlaşıldı mı"
"23...24...25... Emredersiniz Komutanım!"
"Kaç duyamadım. 1 mi?" Birkaç kişinin duraksadığını hissettiğinde gür sesi yankılandı bahçede. "Kaçta kaldın asker?!"
"1 komutanım." Arlarından birinin sesi yükseldiğinde gülümsemesi büyüdü.
"Aferin."
1...2...3... kısık sesli saydıklarını duydu.
"Anlaşıldı mı Sinop!"
"Anlaşıldı komutanım."
"Güzel. Bittikten sonra kahvaltıya gidebilirsiniz." Arkasını hala saymaya devam eden askerlerine döndü. İdari binaya ilerlerken gözü bilediğindeki gümüşe düştü. Dudakları kıvrılırken Hazer'in hemen gelmesi için dua etti. Sabah erken gelmek zorunda kalmıştı. Hazer'i yatakta bırakıp askeriyeye gelmek ona yapılan en büyük işkenceydi.
Odasına girdi. Seyit'in masası boştu. Sabah'ın altısında kimse gelmeyeceğini bildiğinden bilgisayarına ilerledi. Hızla işlerine başladı. En azından birkaç saat sonra sevgilisi geldiğinde onunla ilgileneceği boş saatleri olacaktı. Dudağında gülümsemeyle önündeki dosyaları incelemeye başladı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
𝐇𝐚𝐳𝐞𝐫 & 𝐄𝐫𝐤𝐚𝐧 | 𝐁𝐱𝐁 [+18]
Teen FictionBirbirlerine asla doymayan Komutan ve askeri. Ruhları alev almışken, bedenleri neden yanmasın? Eşcinsel 🏳️🌈 17.01.21