Telefondan yayınladığım için buraya yazıyorum. Bu bölümü LadiesCover a ithaf ediyorum. Harika kapak onun eseridir. Çok teşekkürler tekrardan :)
Keyifli okumalar... :)
Multimedia : Barlas
Playlist : Vance Joy - Riptide
Melis'in söyledikleri beni korkutmamıştı. O eğer bana hala meydan okuyan bir halde diklenirse benim alttan almam söz konusu bile değildi. İçimde bir yerlerde yaşayan dişi aslanı yeni keşfetmiştim.
Düşünmeden Melis'e "Tamam!" dedim.
Dediklerimin üzerine Samet "Saçmalama!" diye bağırdı şok olmuş bir yüz ifadesiyle.
Umursamazca omuz silktim. "Ne olacak ki? Zorlayıcı değil. Sadece beş dakika ortadan kaybolacağım." Ayağa kalktım ve bacaklarımdaki toprakları silkeledim. "Keyfinize bakın, hemen dönerim."
Merve ve Samet aynı anda "İnanamıyorum sana." diye fısıldadılar.
Tepeden surat ifadelerini süzerken Ege'nin şok olduğunu, Merve'nin ise inanamazca baktığını, Samet'in endişe parıltılarını gözlerime yansıttığını, Barlas'ın ise oralı bile olmadığını farkettim.
Bu dişlerimi gıcırdamasına neden olacak kadar sıkmama sebebiyet verdi. Ayaklarımı yere bastıra bastıra ilerlemeye başladım.
Arkamdan Melis'in kahkahaları ve "Kum saatini çoktan başlattım! Çok bekletme bizi!" diye bağıran cırtlak sesi yankı yapıyordu.
Kendi kendime söylenip ilerlerken ilk defa tüm içten küfürlerimi evrene yollayıp gerekli kişiye -hatta kişilere!- iletmesini diledim. O kişiler tabi ki Melis ve Barlas'tı!
Neden mi? Çünkü Barlas Melis'in ağzından çıkanları hiç umursamamış, kendine oturduğu yerde daha rahat bir konum seçmişti sadece.
Ne yapacaktı ki? Hayır ne bekliyordum? Nadiren gözlerinde beliren duygu geçidinin tekrardan belirmesini mi? Yada onların endişe yüklü olmasını mı?
"Ne diyorum ben ya?" dedim ve kafamı iki yana salladım beynime yapışan saçma düşüncelerden arınmak için. Ama bu bana hiç yardımcı olmadı, hatta gerçekleri daha da çok gün yüzüne çıkardı.
Şuan ormanın derinliklerinde, gecenin karanlığında, etraftaki aç kurtlara yem olabilirdim!
Önümdeki yolda başta aralıklı aralıklı ağaçlar varken şimdi sıklaşmış ve geçit vermez olmuşlardı. Ve ben ilerlediğimden beri dakika falan saymamıştım, saçma düşüncelerimle boğuşmuştum. Ama emindim ki beş dakikayı çoktan katlamıştım çünkü arkamı döndüğümde sadece ağaçlarla çevrili bir alan görüyordum.
Korku sanki bir zehirmiş gibi hafiften etkisini vücumda göstermeye başlıyordu. Tam o anda tepemdeki karganın çıkardığı sesle hafif bir çığlık attım ve kalp atışlarımı ağzımda hissettim.
Nefes alış verişlerimin, kalp atışlarımın düzene girmesini bekledim ve ellerimi sıkıp yumruk yaptım. Aniden bu anı daha yarım saat önce yaşadığım geldi aklıma.
Barlas ve Melis öpüşürken. Öyle bir sinir harbinden çıkmıştım ki o anda ellerim titremişti, saklamak için arkamda kavuşturmuştum.
Zihnime Barlas ve Melis'in olası öpüşme görüntüleri düşüverince tiksintiyle suratımı buruşturdum. Hayır! Bu görüntü yaşanmış bile olsa zihnimde canlanmasına izin veremezdim! İyi ki kafamı yere eğmiştim. Çünkü o görüntüyü görmeye katlanamazdım...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KARANLIK GEÇMİŞ
Teen FictionHafızasını kaybetmiş bir kız.O yapayalnız ve çaresiz. Ama buna inat Barlas'ı bulduğundan beri içinde umut tohumları biriktiren, hayata hep inançla bakan bir kız. Arsen... Kızın geçmişinden gelen bir adam. O adamın gözünü hırs ve nefret bürümüş. Arse...