Yaklaşık 10 dakikadır yoldaydık ve benim sorduğum her soru havada asılı kalmıştı. Meraktan catlamak üzereydim. "Batu, nereye gidiyoruz söyler misin, lütfen? " Sadece sırıttı ve sorumu yine cevaplamadı. Somurtup kollarımı gösümde birleştirdim. Başımı cama koyup yolu izlemeye devam ettim. Yolun geri kalan kısmı -15 dakika sürdü!- susarak geçirdik. Araba durunca "Geldik" dedi. Tepki vermedim. Kapıyı açıp arabadan indim ve etrafıma baktım. Bir ormandaydık. Süprizi iyice merak etmeye başlamıştım. Umarım güzel birşeydir yoksa Batu'ya uzunca bir süre trip atacaktım.
----------------------------------
Batu'dan
Bütün yol boyunca konuştu. Cevap vermeyince de sustu. Yolun yarıdan fazlasını somurtarak geçirdi. Bakalım sürprizi görünce de somurtabilecek mi?
"Batu, bunca yolu ormanda yürümek için mi geldik? İnanmıyorum sana ya!" diye cemkirince sırıttım. "Ne gülüyorsun ya?! Komik mi?" diye yine bağırıp arkasını döndü. Bileğinden tutup onu ormana doğru sürüklemeye başladım. Belli bir süre sonra durunca "Kolumu morarttın öküz!" dedi. Tepki vermedim ve cebimden siyah bir bez parçası çıkarttım. Bana şaşkınca bakıyordu. Konuşmasına izin vermeden "Süprizim için gözünü bağlamam gerek güzellik " dedim ve gözlerini bağladım.
Ormanın çıkışına yakın bir yere çadır kurmuştum. Önüne de küçük bir masa... Su'yun doğayı sevdiğini bildiğimden böyle bir şey düşünmüştüm. Çünkü kendini huzurlu hissettiği tek yer doğaydı ve onun mutlu olmasını istiyordum. Üzülmesine dayanamıyordum. Uzunca bir süredir. Hatta onu ilk gördüğümden beridir ona aşıktım. Ama bunu ona söylemeye cesaretim asla olmamıştı. Arkadaşlığımızı bitirmesinden korkuyordum. Doğum gününde burada olamayacağım için ona sürprizi şimdi yapmıştım. 1 hafta boyunca, doğayla iç içe, sadece ikimiz burada kalacaktık. Umarım beğenir benim minik prensesim...----------------------------------
Su'dan
Ah, iki saattir yürüyoruz ve bacaklarım ağrıdı. Sonunda durduk. "Gözlerini açar mısın? " "Peki". Gözlerimi açınca ilk başta kırpıştırdım. Kendine gelince etrafıma baktım. "OMG" Batu'ya baktığımda beni izliyordu. Koşup boynuna sarıldım ve yanağına küçük bir buse kondurdum. "Çok teşekkür ederim Batu!" "Senin için her zaman güzelim. " o an aklıma gelen şeyle kalakaldım. "Dur bi dakka, benim yanımda hic giysi yok ki... Hem ne yicez, ne içcez? Kaç gün kalıcaz burda? 2 hafta sonra doğum günüm biliyorsun..." Bunları ard arda söylediğim için nefessiz kalmıştım. "Senin için Melek Teyze'den kıyafet hazırlamasını istemiştim. Yiyecek ve içecek tabiki getirdim. Hiç olmadı avlarız. Ve burada 1 hafta kalacağız. Doğum gününde burada olamayacağım için hediyeni şimdiden vermek istedim. Gelecek doğum gününüz kutlu olsun sayın Su Geçkin " dedikten sonra kıkırdadım.
----------------------------------
Sevgili okurlarım bu bölüm kısa oldu. Üzgünüm. Normalde bu bölümü de yazmayacaktım ama bi okurkuşumuzun sevgi yağmuruna tutuldum. Burdan ona kocaman öpücükler yolluyorum. Okuma sayımız çok düştü. Bu da beni gerçekten çok üzüyor. Bunun yanında vote ve yorum da yapılmıyor. Dediğim gibi ben bu bölümü de yazmayacaktım fakat bi okurkuşumu kırmak istemedim. Bölümlerin uzun olmasını ve çabuk gelmesini istiyorsanız vote ve yorumları arttın lütfen :) Sizleri çok seviyorum iyi ki varsınız. Oruç tutan okurkuslarima Allah sabır versin. Hayırlı ramazanlar... Sizleri bol bol öpüyorum...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
İntikam Meleği
Teen FictionYıllar önce annesi babasıyla onu terketmiş, babası başka bir kadınla evlenmişti Su'yun. Üvey annesinden her gün dayak yemesine rağmen babası ona inanmamıştı. Dayanamayıp dedesine koşan Su, bir sene sonra da dedesini kayetmişti. Dedesinden ona kalan...