FR13NDS

FR13NDS - 1

"Şu sıralar fenomenler çok yükselişte."

"Nasıl yani?"

Dedi Chris anlamsızca yüzüme bakarken.

"Bilirsin işte Vine, Twitter, Instagram fenomenleri."

Dedim ve kendimi yatağa atıp etrafta salakça gezinen Chris'e baktım.

"Anladım ama hesapları öylece çalamayız. Onlarla tanışmamız gerekecek."

"Buna ne gerek var?"

Dedim Chris'e bakarken.

"Çünkü biz ülkede en çok aranan hackerlar arasında ilk sıradayız. Şüphelendirmememiz lazım."

"Onlarla arkadaş olacağız ve şüphelenmeyecekler öyle mi?"

Başını onaylarcasına salladı.

"Evet."

"Kesin hapse gireceğiz."

Kahkaha attı ve konuştu.

"Bizim grubun hapishaneye girme gibi bir olanağı yok."

"Göreceğiz Chris. Bir gün işimiz bitecek ve bahse girerim birbirimizi ele vereceğiz."

***

"Chris! Mike gelmiyor mu?"

"Arabadan telefonunu alıp geleceğini söyledi."

Chris lafını bitirir bitirmez Mike koşarak yanımıza geldi.

"Tanrım! Molly, az kalsın unutuyordum."

"Ne oldu yine Mike?!"

"Sana planı anlatmamıştık."

"Planı her zaman en son ben duyuyorum."

"Daha önce yapmadığımız bir şey yapacağız. Zor olacak ama üstesinden gelebiliriz. Molly burada iş sana düşüyor."

***

Kimden; M1K3

"Kimi istiyorsun?"

Kime; M1K3

"Tanrım! Alt kattasın ve bana mesaj mı atıyorsun?"

Kimden; M1K3

"Sana mavi gözlü olanı öneriyorum. Vine kralı. Ne kadar fazla takipçi o kadar fazla para demek."

Telefonumu iç çekerek yatağın üstüne fırlattım. Son işten kazandığımız para bitmek üzereydi ve bu işe ihtiyacımız vardı. Nasıl olduğunu bilmiyordum ama bir anda kendimi Mike ve Chris'in yanında bulmuştum.

Onlar benim ailemdi ve onlar için yapamayacağım şey yoktu. Sadece bu sefer içimdeki bir ses kötü şeyler olacağını söylüyordu. Belkide bunun için biraz geçti çünkü artık işin içindeydik.

***

"YouTube'a yüklediğimiz video neredeyse bir milyon kez izlenmiş."

"Hey! Videoyu yüklemediğinizi sanıyordum?"

Dedim ikisine anlamsızca bakarken.

"Yükledik. Bu bizim için daha iyi, daha çok ünleniyoruz."

"Evet, daha çok ünleniyoruz. Bir bakarsınız yarın haberlerde 'ünlü hack grubu sonunda yakalandı' diye bir başlık görürüz?"

"Tanrım! Molly çok takıntı yapıyorsun."

"Her neyse, uçak bir saat sonra kalkacak. Sabah Los Angeles'ta oluruz yani her şeyi hazırlayın."

***

"Otel nasıl?"

"Resimlerde güzeldi."

"Ah, Molly! Mike bizi öldürecek!"

"Kapat çeneni! Otel gayet güzel."

Bavulları sürükleyerek otele girdik. Mike arkamızdan koşar adımlarla gelirken bir yandan da etrafa bakınıyordu.

"Hey! Burayı gerçekten beğendim."

Chris'e zafer kazanmış bir bakış atarak konuştum.

"Sana söylemiştim."

Chris gözlerini devirdi ve mırıldandı.

"Şanslı sürtük."

***

"Adresi buldum. Beraber takılıyorlar bu açıdan şanslıyız, en fazla takipçi Nash Grier'da ve burada iş Molly'e düşüyor."

"Bundan emin değilim."

Mike yanıma oturdu ve elini omzuma atıp konuştu.

"Hadi ama Molly. Bak hiçbir sorun olmayacak sana söz veriyorum, bu sözümü unutma."

Başımı onaylarcasına salladığımda Chris konuşmaya devam etti.

"Nash on yedi yaşında ve çok popüler bir çocuk. Etrafında sürekli kızlar var bu yüzden dikkatini çekmen gerek. Farklı bir şeyler bulmamız gerek."

Chris düşünmeye başladığında aklıma gelen bir fikir ile gülümsedim.

"Telefonunu çalacağım."

İkisi 'siktir git' dercesine suratıma bakarken konuştum.

"Telefonunu çalacağım ve başka bir numaradan aramalarını bekleyeceğim. Aradıklarında hemen açmamamız gerek, bir süre sonra biz arayacağız ve telefonu bulduğumuzu söyleyeceğiz. Geri vermek için buluştuğumuzda onu tanımıyor gibi yapmamız gerek, sanki hiç internette videolarını görmemişiz gibi."

Chris ve Mike bir anda ayağa kalkıp alkışlamaya başladı.

"Bulduğun en harika fikir!"

"Tanrım! Teşekkür ederim, onu gerçekten zeki yaratmışsın."

Hepimiz kahkaha atarken Chris konuştu.

"Bütün fenomenlerin toplandığı bir parti var. Oraya gideceğiz."

"Ne zaman?"

"Bu gece."

"Yetişebilir miyiz?"

"Biz her şeye yetişiriz."

Dedi ve göz kırptı ama bu sefer farklıydı. Milyonlarca takipçisi olan insanların hesaplarını çalacaktık ve çalmadan önce bizi tanımalarını sağlayacaktık.

Bu iş öncekiler gibi olmayacaktı, çok takıntı yaptığımı söylüyorlar belki haklılar ama biliyorum ki bu iş son işimiz, bu sefer başımıza büyük bir bela alıyorduk.