6

28 7 0
                                    

"Jeongin, ben seni seviyorum. Özür dilerim."

Gözle hayal kırıklığıyla bakıyordu bana, şaka değildi söylediği gerçekten beni seviyor muydu?

"Ne zamandır?" Gözlerimin içine, en derinine baktı. "Spor salonunda, seni ilk gördüğümde. O proteini üstüne bilerek döktüm." Bu ciddi olmaya başladı iyice, inanmak istemiyordum bunlara hayır. "Anladım" ne diyeceğimi bilmiyordum tamamen şaşkınlıkla baktım ona. Gözlerini benden kaçırmıştı, utanmıştı benden. 

Birden yatağından kalktı ve dışarıya doğru ilerledi çok fazla takmadım ve yatağıma yattım gözlerimi kapattım ve kendimi uykunun kollarına bıraktım.


Felix anlatımı

Etraf karanlıktı, saat kaç bilmiyorum yan tarafımda Hyunjin uyuyordu. O kadar güzel ve derin uyuyordu ki onu saatlerce duraksız izleyebilirdim. Şişmiş dudakları, derin nefes alış-verişleri, kızarmış yanakları o kadar tatlıydı ki onu rahatsız etmeden sessizce dışarıya çıktım.

Ateşi yaktığımız yerde Changbin oturmuş öyle sönmeye başlayan ateşi izliyor diğer yandan ise yanındaki içki şişelerini yudumluyordu. Benim geldiğimi bile fark etmemişti ki öylece düşüncelerine dalıp gitmişti. Onu böylece bırakmalı mıyım yoksa yanına mı gitmeliyim bilmiyordum. Bir süre bunu düşünürken telefonumu almak için geri dönerken "Gitme Lix." Changbin fark etmişti beni, gidip gitmeyeceğimi merak etmişti. 

Changbin'e tekrar döndüğümde bu sefer bana bakıyordu. "Otursana yanıma." Sesinden bile belliydi çok içtiği yanına geçip oturduğumda ise tekrar ateşe bakıyoru. O benim onu anlamamı bekliyordu ama ben onu anlayamıyordum, burada önünde yanan ateş değildi onu acısıydı sanki hüzünle bakıyordu ateşe. 

"Neyi var Changbin?" Sessizliği bozduğum için garip hissediyordum ama Changbin bu anı bekliyormuş gibi gülümsedi o ateşe. "Bir insanı sevmekle sevilmek arasındaki fark ne Lix?" bu sorunun cevabını bende bilmiyordum ama bir şey söylemem gerekti "Biliyordum, bu sorunun cevabını bende bilmiyorum Lix, hiçbir şey yapamıyorum duygularıma hakim olamıyorum kendime hakim olamıyorum Lix. Kendime, kalbime hakim olmam gerekiyor ama ben bunu yapamıyorum, ya duygularımı öldüreceğim ya da kendimi ama ben ne duygularımı ne de kendimi öldürmek istemiyorum. Ben yaşamak, mutlu olmak istiyorum Lix." 

Her cümlesi canımı acıtmıştı, Changbin bu zamana kadar hep bir çocuk olmuştu her zaman mutluydu ve biz o mutlu maskesinin altında gizlenen mutsuz maskeyi görmedik. Keşke daha önce fark etseydim bu durumu bu yüzden kendime çok öfkeliyim. Aslında kendime değil bu öfkem Changbin'e çünkü o her zaman duygularını gizlemiş her zaman mutlu görünüyordu. 

"Bak Changbin, insan bazen kendini sevilmiyormuş gibi hissedebilir ama her zaman insanlar çok sever sadece sevildiğini görmek istemez. Bak etrafına, bize bak Changbin biz seni çok seviyoruz her zaman da seveceğiz ne olursa olsun. Kendine bu kadar işkence çektirme, derdini bize anlatabilirsin her zaman mutlu olmak zorunda değilsin." Changbin tekrar yüzüne o belirsiz garip gülümsemeyi yüzüne dondurdu. "Bana 'iyi misin?' dediğiniz zaman size her zaman 'Hayır' demek istedim ama eğer size 'evet' dedim çünkü size verecek bir cevabım yoktu. Bu yüzden her zaman mutluydum, değildim sadece mutlu maskemi taktım."

Gerçekten haklıydı verecek bir cevabı yoktu ama böyle de garip hissettirdi. Bizden her zaman duygularını sakladığı için onu duygusuz zannediyorduk ama duygusuz değilmiş sadece duygularını kendine saklamıştı, şimdi ise bana anlatıyordu sarhoşluğun etkisi olmalıydı.

Ben ağzımı açıp tek kelime bile söyleyememiştim Changbin ise kalkıp hiçbir şey demeden karavanına geri döndü. Ben de fazla durmayıp karavanıma geri döndüm.

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Mar 26 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

Devil Fire Hyunlix Or Hyunin? Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin