Sıkıntıdan ve bunaltıdan kurtulmak için bi tane yayın evi ile görüştüm ve işe başladım. Ek iş olarak dış ülkede çıkmış kitapları türkiyeye getirip çeviriyor yada ön okuma yapıyodum bu iş çok zevkliydi. Denize çıkdığım zaman elime bi kitap alıyor ve kitaba dalıp gidiyordum kitaplar içinde boğulduğumuz denizdi aynı Tahirin gözleri gibiydi ama artık Tahiri unutacaktım çünkü beni umursumayanı ben niye umursiyim banane ben artık hayatıma Tahirsiz bir sayfa açcam onu düşünürsem kendimi kötü hissederim zaten umrumda değil artık .Elime tekrar tekrar okuduğum bilinmeyen bir kadının mektubu kitabını aldım herkes bu kitapta çok güzel bir aşk var derken bana göre takıntılı bir aşk vardı kadının erkeğe olan aşkı.aradan 1 saat geçti ve ben kitabı okudum bitirdim yine çok güzeldi bu kitap.Kitabmı bitirdim ve geminin içine dümenin başına geçtim karşıdan Tahirin gemisi geliyordu.Geldi ve yanımdan geçti bir selam bile vermedi çok sinir oldum Tahire ama artık onla uğraşmıyordum ben yoluma o yoluna gitti ikindine doğru eve gittim bugün cumaydı ve cumartesi pazar taildi tatilde yaylaya gitmeyi çok severdim oranın havası bir başkaydı cuma gününden gider mandıradan etimi sütümü alırdım akşamları mangal yapardım. Akşam oldu ve yemeğimi yedim yayla evi ahşap ve taştan bir bungalov evdi çok güzeldi tam bı huzur mekanıydı şehirdeki beton yığınlarından iyiydi bide trafik yoktu burda ama turistik için gelenler vardı buranın herşeyi güzeldi manzarası bir başkaydı hele bide gün batımı ve gün doğumunda bi başkaydı gün batıyodu balkona çıkdım ve elime yeni kitabı aldım yanımda çay vardı çünkü kahveden küçüklükten beri nefret ederdim çay,kitap,doğa,yayla bu förtlü çok güzeldi hepsi dertlerden ve sıkıntılardan kurtarıyordu pazar günü gelmişti ve en kötü gündü yayladan ayrılış vaktiydi ama bi hafta sonra yine gelcektim. Şehre indim ve sabahın 7 sinde uyandım yine bir pazartesi sendromu vardı bu pazartesiler hiç güzle olmazdı neyse önümde 4 gün var yaylaya gitmek için kendimi bu şekilde avutuyordum .
